4 Nisan 2012 Çarşamba

ÇELEBİ ŞEMSEDDİN EMİR ABİD HAZRETLERİ VE VEFA

Toprağa mensup olan bu kul (Eflaki) hikâye ediyor:

Çelebi Arif Hazretlerinin (Tanrı onun ruhunu yüceltsin) oğlu Çelebi Âbid Hazretleri hakkında bol inayetleri (İyilikleri) ve hudutsuz lütufları olduğu için ömrünün sonunda kendi tahtını ona teslim edip can verdi.

Bu dünyadan gaybu’l-gayb (Görünmez âlem) âlemlerine göçtü.
Çocuklarının ve müritlerinin bütün işlerini o ulu kişiye havale etti.
Yalnız bunu sözle ve ibareyle değil, can yolu ve gönül nuruyla yaptı.

Bizim şeyhimizin bütün kardeş ve çocukları ona hizmet etmek ve saygı göstermek hususunda, kölelerin, padişahların önünde durdukları gibi duruyorlardı.

Kereminin çokluğundan ve yaradılışındaki adaletinden ötürü daima Tanrı’dan gayri olan şeyleri terk ederek dünyalık para v.s. elinde ne varsa kendi çoluk çocuğuna ve müritlerine verirdi.

Hepsine süslü elbiseler ve bağışlarda bulunurdu.
Onun zamanında Hatim-i Ta’i cömertlikten vazgeçtiği zaman, Abid Çelebinin cömertliğine muhtaç olmuştu. (Cömertlere cömertlik yapmak)

Yine Şah zade ve Çelebi Emir Âdil Hazretleri imkânları ve bilgilerinin derinliği nispetinde ihlâs ve imanla o sultana (Emir Âbid’e) Tazimde birlik gösteriyorlardı.

Bu ikisi, onun ölümüne kadar vefalı olmakta sebat göstermiş, hizmet ve itikatlarını artırmışlardır.
(Hazretin vefalı dostlarına yüz binlerce rahmet olsun).

ŞİİR:
“ Vefa eden cemaati, bütün sınıflar üzerine çoğalttılar.”

“ Denizler, dağlar, o cemaatin hükmü altına girdi.
Dört unsurda o cemaatin kuludurlar.”

(Mesnevi Cilt 5 S. 75/1192-1193)

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                       ***
Neler öğrendik:
1.    Bir büyük öldüğü zaman onun yerine mevcut olanlardan en layık olanın yerine geçmesi ve diğer yakınların ona boyun eğmeleri gerektiğini öğrendik.
2.    Aile içinde ve dostlar arasında vefalı davranarak hizmet eden topluluğa 4 unsurun da (Hava, su, ateş, toprak) emrine boyun eğdiğini öğrendik.
3.    Birlik ve beraberlikten ve lidere itaat edenleri Tanrı’nın çoğalttığını, güçlendirdiğini öğrendik.
4.    Ölen bir büyüğün yerine birisi seçilmezse o topluluğun dağılacağını ve güçsüz kalacağını öğrendik.

VEFA

Bir şeyi yerine getirmek.
Sözünde durmak.

Bağlılık.
Yapılan iyilikleri unutmamak.
İyilikte bulunanlara misliyle veya daha fazlasıyla karşılık vermek

En büyük vefakârlık nedir?
Yüce Tanrı’yı tanımak,
Verdiği nimetlerin kıymetini bilmek,
Sevgiyle bağlanarak hizmet etmektir.                               

Ayette Allah “ Bana verdiğiniz sözde durunuz ki, size verdiğim sözde durayım” buyurmaktadır.
(Bakara, 2/40)
                                   *
İşte böyle yaren, kabul edilebilmek için ahlaklı olman önceliklidir.

Nedeni:
Allah insanı ruh ve beden kabiliyetleri bakımından canlıların en mükemmeli kılmıştır.

Tin suresi (95/4) surede “ en güzel biçimde yarattık” ifadesi bu hususu belirtmektedir.

İnsan serbest iradesi ile ya bu kabiliyetlerini güzel kullanarak “Kamil (olgun) insan” olacak yahut da aksi yönü tutarak şuurlu varlıkların ve canlıların en aşağı mertebesinde yer alacaktır.

Şüphesiz (küfür kirinden) nefsini arıtan kişi saadete kavuşmuştur.
Nefsini azdırıp (küfür ve sapıklıklarıyla) paslatan kimseler de hüsrana (zarara, ziyana) düşmüşlerdir.
(Şems suresi 91/9-10)

İnsanın üstün ruhi cephesi yanında bir de bedeni cephesi vardır.

Yani iyilik de kötülük de yapmaya yatkın bir kabiliyet ve yetenekle yaratılmış olduğunu anlıyoruz.

Yaren tercih senindir, tercihinle yaptıklarının sonuçlarına katlanacaksın.
                          *
RAVLİ

Popüler Yayınlar