Tü çu muri begr-i
dane mi devi
Hin Süleyman cu çi
mibaşi gavi
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
2.inci cilt 3704 inci beyit açıklaması)
“ Sen bir karınca gibisin,
bir buğday tanesi için koşarsın.
Kendine gel!
Süleyman’ı iste, niçin
aldanıyor yanlış yola sapıyorsun?”
Taneden maksat, vefasız (Sözünde ve sevgisinde kararlı durmayan) aşağılık
dünyadır.
Süleyman’dan maksat, vergili
Allah (Doğru yolu gösteren, doğru hedefi tanımlayan,
yolun inceliklerini anlatan, açık ve gizli yardım eden) adamlarıdır.
Sen bu çürük taneyle kanaat
edersen, Sâni’in hüsn ü cemalinden (Yüzünün güzelliğini
görmek fırsatından) gafil (Habersiz) kalırsın.
Ey bilgisiz!
Daha ne kadar hırsa (Sınırlanmayan isteklere, doymazlığa), hevaya (Başkalarının kolayca yönlendirmesine) bağlanıp Hakkın
visalinden (Allah’a kavuşmaktan), cemalinden (Güzel yüzünden) gafil (Habersiz)
kalacaksın?
Haydi, kendine gel!
Allah’ın cemalini (Güzel yüzünü) iste.
Bu vefasız cihandan vazgeç.
O, bu sebepleri yokluktan
vücuda getirdi.
Sebeplerden geç (Sebeplere takılı kalma).
Sebepleri ihsan (Veren, oluşturan) eden Allah’ı iste.
***
Neler öğrendik:
1.
Tanrı elerini
bulmamız ve yakınlaşmamız gerektiğini öğrendik.
2.
Dünyaya bağlı
kalmanın ve dünya isteklerinin peşinden koşmakla esas elde etmemiz gereken
güzellikleri göremediğimizi öğrendik.
3.
Tanrı erlerinin
her şeyi yaratan ve koşula bağlı olmadan veren Allah’a ulaşma, kavuşma
yollarını anlattığını, yardım ettiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Kendi çabamızla elde
ettiğimiz çok sınırlı kalır ve umduğumuzu bulamayız.
Allah’ın cömertçe verdiğini,
bu verdiğine koşul ve şart sürmeden de verdiğini öğrendik, anladık.
Aklı başında olanın Allah’ı
araması ve güzelliklere kavuşarak sevinç içinde yaşaması gerektiğini öğrendik.
*
RAVLİ