Saf-ı şahan hor
mehor şehd-i hasân
Ta kesi gerdi zi
ikbal-i kesân
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 2.inci cilt 2586
inci beyit açıklaması)
“ Padişahların sillesini (Tokadını) ye de bayağı (Herhangi bir özelliği olmayan, sıradan, alelade) kimselerin balını yeme.
Tâ ki sen de değerli
kimselerin devlet ve ikbali ( Baht açıklığı veya yüksek bir makama, duruma
erişmiş olma durumu) yüzünden
değerli bir insan olasın.”
Haydi, gel, âşıklara yâr ol.
Büyüklük davasındaki bayağı
kimseleri bırak.
Sen aşk sultanı Mevlana’ya
bende (Bağlandın mı) oldun mu, aşk meydanına top
olursun, sende riya (İki yüzlülük) olmaz.
Eğer sen âkil (Akıl satan, daha akıllı olduğunu göstermeye çalışan)
bir kimseysen yanımıza gelme, mest (Sarhoş)
âşıksan gel, sana bizden yüzlerce merhaba!
Âkilsen, âşıklara yabancısın.
Âşıksan âşıklarla bir
evdesin.
Âşıklar, Tanrı’nın has cömert
kullarıdırlar.
Âkiller hamdırlar (İşlenmemiş, incelmemiş), avamdırlar (Hakikate ulaşamamış, birliğin hakikatinden haberi olmayanla).
***
Neler öğrendik:
1.
Doğru yolu
gösteren bilgenin bizi eleştiren, yanlışımızdan söz etmesinin, azarlamasının çok değerli olduğunu, bu sözün önce
acılık verse bile etkisi bakımından sonra tatlılık oluşturduğunu öğrendik.
2.
Sıradan veya aşağılık kimselerin sözleri
iltifatla dolu olsa bile bizim yanlışımızı bize göstermediğinden, hata
yapmamıza devam etmemize sebep olduğundan önemsiz kılmamız gerektiğini
öğrendik.
3.
İki yüzlülükten
kurtulmak için Mevlevi olmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Olgunlaşmamış
olarak kalmamamız için Hak aşıklarıyla yakınlaşmak gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Büyüklerimizin değerli
sözleri hep faydalıdır ve içi anlam dolu sözlerdir.
Büyüklerin sözleri bize
özeleştiri yaptırdığından, doğruyu bulmamıza yardımcı olduğundan başlangıçta
hoşumuza gitmese bile değerinden dolayı kabul etmemiz gerekmektedir.
Bizden bir beklentisi
olmayan, bizi doğru yola yönlendiren, anlama ve kavrama becerisi kazandıran,
hakikati öğretip doğru yaşama yol gösterenin elbette ki
İşe yarayan olmamız için
doğru ustaya kendimizi teslim edip onların bize şekil vermesini istememiz ve
zorluk ve acılarına katlanmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
Değişmeyen, kendini
yenilemeyenin beğenilen biri olamayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ