8 Mayıs 2015 Cuma

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 2970 İNCİ BEYİT

2970. (Tebrizli Tanrı Şemsiye hitap)
Ne vakit o zaman gelecek ki kötü gözlülerin inadına o simsiyah, kıvırcık saçlarını, ey gönlünü bize veren, sana bağışlıyorum bunları diye yüzüme, gözüme dökeceksin?

Ne seninleyim, ne de ayrılığa tahammülüm var;
Bu iki hal, canı harap ediyor, perişan ediyor.

Gene de sen söyle, sen söyle ki sözlerin, taşa kazılmış yazılar gibi, durdukça durur, unutulmasına imkân yoktur, bizim sözlerimizse çabucak gönüllerden silinir gider.

Ey âşıklarını kıskançlıkla tutsak eden, kıvrandırıp duran güzel;
Bütün âşıkların, aşkınla tahttan da vazgeçmişler, kazançtan da.

Yüzlerce yağmuru süzüp şarap ettin de bir kadehe koydun, bu şaraptan yüzlerce kadeh içtin de gene akıllılar gibi temkinlice oturdun.

Bir iptir, attın da bizi yücelere çıkardın;
Fakat ben havada öylece kalakaldım, ipse koptu gitti.

Aşkına düşen nice aslanların, o ceylan gözlerin yüzünden derileri de yüzüldü, kemikleri de kırıldı.

Geceleyin rüyada ay yüzünü görmek, ne de kutludur, sabahleyin cemalini (Güzel yüzünü) görmek, ne de mutludur.

A güzel, en aşağılık kulun bile aynaya dönmüş;
Ayna da kırılmış da yüzlerce el, yüzlerce ayak mecruh (Yaralı, incinmiş) olmuş.

Tebrizli Şems’in güzelliğine hırsızlamaca bir baktım da ne güzel, maşallah (Ne güzel, Allah nazardan saklasın) dedim, fakat kıskançlıktan da ok, yaydan fırladı gitti.
                             ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Şems Hazretlerinin sözlerinin gönülde kaldığını öğrendik.
2.    Dosttan, sevgiliden ayrı düşmenin zor bir durum olduğunu öğrendik.
3.    Dostların bile birbirine istemeseler de bile nazarının değdiğini öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerini yüzünü her kişinin göremeyeceğini, ancak kendisi dilerse görünebileceğimizi öğrendik, anladık.
                                 *                

RAVLİ

Popüler Yayınlar