4 Mayıs 2015 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 2920 İNCİ BEYİT

2920. (Şems Hazretleri) Dedi ki:
“ Çekişme âleminden (Dünya uğraşılarından) kurtuldun, aşk âlemine ulaştın;
O (Dünya) âlemde ta boğazına dek savaşlara, kavgalara dalmıştın.

O âlemden kurtuldun amma kendinden kurtulamadın, varlığın bir ayıptır (Ahlak kurallarına uygun değildir), bir ardır (Utançtır), bu ayıbın, bu arın içindesin, hem de boğazına dek dalmışsın.

Yankesici (Bir kimsenin cebinden, çantasından ustalıkla, hissettirmeden bir şeyler çalan) gibi çok tuzak kurma, düzene az başvur;
Yankesici boğazına dek kendi tuzağının içinde kalır.

Dünya tuzağı öylesine bir tuzaktır ki padişahlar, aslanlar, köpek gibi o pisliğin içine düşmüşler, ta boğazına dek dalmışlardır.

Bundan daha da şaşılacak bir tuzak vardır ki baksan görürsün, kendini bilmeyen, o tuzağa topuğuna dek dalmıştır da aklı başında olan boğazına dek o tuzağın içindedir.

Söylenmeyi bırak artık, soluğun kesiliyor;
Yorulmasaydım, nefes nefese gelmeseydim boğazına dek söze gark ederdim seni.

Kimden korkum var, hele sevgili de benimle şimdi;
Bir iğneden ne diye korkayım, o Zül-fekar (Hz. Muhammed’in Hz. Aliye hediye ettiği kılıç) yanımda benim.

Nasıl olur da susuz kalırım, o ırmak beni arıyor;
Gönlüm nasıl olur da gam (Tasa, kaygı, üzüntü) yer, o derdime kalanım, o gamımı dağıtan dert ortağım benimle beraber.

Nasıl olur da acılık çekerim, şekere, helvaya gark olmuşum;
Kış nasıl eser edebilir bana;
İlkbaharım yanımda.

Sıtmadan, hararetten ne diye muzdarip (Istırap ve acı çeken) olayım?
Aklımın doktoru İsa;
Köpekten ne diye ürkeyim, çekineyim?
Av beyi benimle,
                             ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    İsteklerin çok olduğu yeryüzünde isteklerimizi elde etmek ve üstün gelmek için de çabalar içinde boğuştuğumuzu öğrendik.
2.    Aşk âlemine adım atanın, bu yolda olanın geçici elde edişlerin olduğu dünyalık işlerden kurtulacağını öğrendik.
3.    Kendimizi bütün varlıklardan ayrı, değerli ve anlamlı bir parça olduğumu kanıtlamak için uğraştığımızı öğrendik.
4.    Kendimizi diğer varlıklardan ayıran bilincin ve kişiliğimizi oluşturan temel öğenin zihinsel bağ oluşturduğunu, yani bütün varlıkların bütününden kendimizi ayrılıp, kendimiz anlam yüklediğimizde benliğimize esir olacağımızı öğrendik.
5.    Kendinin yerini ve değerini bilmeyen, bir bütünün içinde bir parça olduğunu, kendisine düşen görev ve sorumluluğu doğru tanımlamayan ve uygulamayan kişinin; kendi kendini bağlamış ve hareketsiz bırakmış olacağını öğrendik.
6.    Kendimizi bağlayan dünyaya ait bağlardan kurtulmadıkça, bu bağları tanımlamadıkça özgür düşünceye ve davranışlara sahip olamayacağımızı öğrendik.
7.    Tutkulu bir sevgiyi önemsediğimiz zaman daha önce çok değer verdiğimiz çok şeyin aslında değersiz ve geçici isteklerden başka bir şey olmadığının farkına varacağımızı öğrendik.
8.    Sağlıklı bir akla sahip olmak, korkulardan arınmak için Tanrı dostlarına âşık olmamız, onların dostu olmak için uğraşmamız gerektiğini öğrendik.
9.    Dünya yaşamındaki hilelerini, iki yüzlülüklerini, oyunlarını çoğu zaman zarar gördükten sonra anlayabileceğimizi, bu zararların bizi aptal yerine konumlandırdığını, oysaki bize sahip çıkacak, bizi koruyacak, hakikatini açıklayacak büyüklerimizin olduğunu öğrendik.
                                 *
İşte böyle yaren;
Bütün âlemin değer olarak tek olduğunu, bunlardan kendimizi ayıramayacağımızı, kendimizi ayrı ve farklı görmemizle çekişmeler, oyunlar, hileler içinde olacağımızı, ayıplanacak hareketler yapacağımızı öğrendik, anladık.

Öncelikle yerimizi, değerimizi, sorumluluklarımızı bilmemiz; ayıplardan kurtulmak, özgür olmak için farklılıklar kadar benzerlikleri de görmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Tek derdimiz, tek hastalığımız olması, tüm hastalıklardan, tüm dertlerden kurtulmak için Tanrı ve dostlarının aşkını tanımamız, tercih etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Ey yaren,
Görünmeyen ve bilinmeyen öğretilmek istendiğinde görünen ve bilinen üzerinden anlatılıp anlayışımız sağlandığını öğrendik, anladık.
                                 *                

RAVLİ

Popüler Yayınlar