2920.
(Şems Hazretleri) Dedi ki:
“
Çekişme âleminden (Dünya uğraşılarından)
kurtuldun, aşk âlemine ulaştın;
O (Dünya) âlemde ta boğazına dek savaşlara, kavgalara
dalmıştın.
O
âlemden kurtuldun amma kendinden kurtulamadın, varlığın bir ayıptır (Ahlak kurallarına uygun değildir), bir ardır (Utançtır), bu ayıbın, bu arın içindesin, hem de
boğazına dek dalmışsın.
Yankesici
(Bir kimsenin cebinden, çantasından ustalıkla,
hissettirmeden bir şeyler çalan) gibi çok tuzak kurma, düzene az başvur;
Yankesici
boğazına dek kendi tuzağının içinde kalır.
Dünya
tuzağı öylesine bir tuzaktır ki padişahlar, aslanlar, köpek gibi o pisliğin
içine düşmüşler, ta boğazına dek dalmışlardır.
Bundan
daha da şaşılacak bir tuzak vardır ki baksan görürsün, kendini bilmeyen, o
tuzağa topuğuna dek dalmıştır da aklı başında olan boğazına dek o tuzağın
içindedir.
Söylenmeyi
bırak artık, soluğun kesiliyor;
Yorulmasaydım,
nefes nefese gelmeseydim boğazına dek söze gark ederdim seni.
Kimden
korkum var, hele sevgili de benimle şimdi;
Bir
iğneden ne diye korkayım, o Zül-fekar (Hz. Muhammed’in
Hz. Aliye hediye ettiği kılıç) yanımda benim.
Nasıl
olur da susuz kalırım, o ırmak beni arıyor;
Gönlüm
nasıl olur da gam (Tasa, kaygı, üzüntü) yer, o
derdime kalanım, o gamımı dağıtan dert ortağım benimle beraber.
Nasıl
olur da acılık çekerim, şekere, helvaya gark olmuşum;
Kış
nasıl eser edebilir bana;
İlkbaharım
yanımda.
Sıtmadan,
hararetten ne diye muzdarip (Istırap ve acı çeken)
olayım?
Aklımın
doktoru İsa;
Köpekten
ne diye ürkeyim, çekineyim?
Av
beyi benimle,
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
İsteklerin çok
olduğu yeryüzünde isteklerimizi elde etmek ve üstün gelmek için de çabalar
içinde boğuştuğumuzu öğrendik.
2.
Aşk âlemine adım
atanın, bu yolda olanın geçici elde edişlerin olduğu dünyalık işlerden
kurtulacağını öğrendik.
3.
Kendimizi bütün
varlıklardan ayrı, değerli ve anlamlı bir parça olduğumu kanıtlamak için
uğraştığımızı öğrendik.
4.
Kendimizi diğer
varlıklardan ayıran bilincin ve kişiliğimizi oluşturan temel öğenin zihinsel
bağ oluşturduğunu, yani bütün varlıkların bütününden kendimizi ayrılıp,
kendimiz anlam yüklediğimizde benliğimize esir olacağımızı öğrendik.
5.
Kendinin yerini
ve değerini bilmeyen, bir bütünün içinde bir parça olduğunu, kendisine düşen
görev ve sorumluluğu doğru tanımlamayan ve uygulamayan kişinin; kendi kendini
bağlamış ve hareketsiz bırakmış olacağını öğrendik.
6.
Kendimizi
bağlayan dünyaya ait bağlardan kurtulmadıkça, bu bağları tanımlamadıkça özgür
düşünceye ve davranışlara sahip olamayacağımızı öğrendik.
7.
Tutkulu bir
sevgiyi önemsediğimiz zaman daha önce çok değer verdiğimiz çok şeyin aslında
değersiz ve geçici isteklerden başka bir şey olmadığının farkına varacağımızı
öğrendik.
8.
Sağlıklı bir akla
sahip olmak, korkulardan arınmak için Tanrı dostlarına âşık olmamız, onların
dostu olmak için uğraşmamız gerektiğini öğrendik.
9.
Dünya yaşamındaki
hilelerini, iki yüzlülüklerini, oyunlarını çoğu zaman zarar gördükten sonra
anlayabileceğimizi, bu zararların bizi aptal yerine konumlandırdığını, oysaki
bize sahip çıkacak, bizi koruyacak, hakikatini açıklayacak büyüklerimizin
olduğunu öğrendik.
*
*
İşte
böyle yaren;
Bütün
âlemin değer olarak tek olduğunu, bunlardan kendimizi ayıramayacağımızı,
kendimizi ayrı ve farklı görmemizle çekişmeler, oyunlar, hileler içinde
olacağımızı, ayıplanacak hareketler yapacağımızı öğrendik, anladık.
Öncelikle
yerimizi, değerimizi, sorumluluklarımızı bilmemiz; ayıplardan kurtulmak, özgür
olmak için farklılıklar kadar benzerlikleri de görmemiz gerektiğini öğrendik,
anladık.
Tek
derdimiz, tek hastalığımız olması, tüm hastalıklardan, tüm dertlerden kurtulmak
için Tanrı ve dostlarının aşkını tanımamız, tercih etmemiz gerektiğini öğrendik,
anladık.
Ey
yaren,
Görünmeyen
ve bilinmeyen öğretilmek istendiğinde görünen ve bilinen üzerinden anlatılıp
anlayışımız sağlandığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ