2940.
Kapa şu ağzı da aç can ağzını, o zaman görürsün, iki dünyada (Madde ve mana dünyası) bir lokmadan (Çok küçük, az)ibaret (Ancak bu
kadar).
Fakat
canın sarhoş oldu mu o lokmayı bile istemez;
Yüzüne,
benine (Tende bulunan ufak koyu renkli leke veya
kabartıya) dalıp da sarhoş olan bulamaç aşına mı bakar?
Göğe
ait canlar, yüce canlar;
Hepsi
de Tebrizli Şems’in sarhoşu;
Gözünü
aç da gör, hepsi de çiy taneleri gibi uçup ağmışlar, yücelere varmışlar.
A
güzelim (Tanrı Güneşi Şems Hazretleri), hem
senden kurtulmuşum, vazgeçmişim ben, hem sana doymamışım;
Hem
senin için yanıp erimedeyim ben, hem senin yüzünden donmuşum, buz kesilmişim.
Gâh
(Bazen) avucunda sıkarsın beni, gâh ayağının
altında ezersin;
Evet,
hakkın var, sıkılmamış, ezilmemiş üzüm şarap olmaz ki.
Güneşin
ışığı gibi toprağımıza vurdun, sonra da yavaş-yavaş gene o yana götürdün bizi,
o yana gittin.
Işık
gibi, bedenimizden, bedenimizin penceresinden tekrar o yana, suçtan, ayıptan
arı güneş değirmisine (Yuvarlağına) dönüp
gittin.
Güneş
değirmisini (Yuvarlağına) gören, dirildi der;
Fakat
pencereye gelip pencereyi gören, filan ölmüş der.
Aslımızı,
mayamızı, elem ve neşe kadehinde gizlemiş, örtmüş;
Özden
safız, arta kalandır tortu.
Ey
gönüllerin aslının aslı!
Ey
Tebrizli Tanrı Şemsi, yüzlerce ciğer kebap olmuş sana, artık yufka ekmeğinin
kadri (Değeri) de nedir ki?
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Baştaki gözle baktığımızda madde ve mana
âlemini çok büyük olduğunu, can gözüyle baktığımızda da kendi büyüklüğümüze
göre bunların küçük bir parçadan ibaret olduğunu öğrendik.
2.
Tanrı Şems’i Tebrizli kendisini seven ve
yardım isteyeni yetiştirip hazırladığını, yücelere taşıdığını öğrendik.
3.
Şems Hazretlerini
insanı yetiştirdiğini, yücelere çıkmak için yardım ettiğini, kendisinin bazen
bizlerle beraber olduğunu, bazen de aslı yeri olan yücelere gittiğini öğrendik.
4.
Şems
hazretleriyle dirilik kazanana, dünyalık insanların anlamadıkları ve
göremedikleri için ölü dediklerini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Özümüzün
özünü, canımızın canını Şems Hazretlerinin gerçekliği ile tanıyıp
yakınlaşacağımızı öğrendik, anladık.
Şems
Hazretlerinin bizi hazırlayıp ulaştırdığı yerin kendisini arattırmayacak kadar çok
daha güzel olduğunu fakat vazgeçilmesi mümkün olmayan, daima özlem duyulan,
vazgeçilmesi mümkün olmayan güzelliklere ve olanaklara sahip bir insan olduğunu
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ