28 Ekim 2016 Cuma

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 410 İNCİ BEYİT

(Hazreti Mevlana aşkı ve Şems Hazretlerini anlatıyor)
410-  O kazandan ( Allah’ın ve sofilerle bir arada olduğu helva kazanından) ağza bir lokma helva düştü mü binlerce kafatası kâsesi, gökyüzünde kurulan o sofraya çekilip (Dünyadan) gider.

Doğuya da bir uğultu-bir gürültüdür, düştü, batıya da;
Padişahlar padişahı helva verince hal, böyle olur zaten.

Mutfaktan, melekler, gökyüzünde helva pişirdiler diye birbiri ardınca elçiler gelmede.

Beden helva yiyince abdesthaneye (Tuvalete-helâya) gider;
Fakat can helva yedi mi Arşa (Göğün en yüksek katına) yükselir.

Ey can, gönül kazanının çevresinde, başını ayak yap da kepçe gibi dön-dolaş.
Dön-dolaş da ağzına bir kepçe (Kazan kepçesi) dolusu helva girsin, ağzın helvayla dolsun.

Helva hevesiyle kazan gibi yanıp kararan gönül, lütfa (İyiliğe), kereme (Soyluluğa, büyüklüğe, ululuğa, asalete) uğrar, ona ekmek yerine helva bağışlarlar.

Sus!
Tanrı ver demedikçe yüzlerce alıcıya bir arpa kadar bile helva sunulmaz.

Sevgilim gitti, armağan olarak bana, sapsarı bir yüz, yaşlarla dolu gözler, vah yazıklar olsun demeler kaldı.

İki gözüm de yaşlar içinde;
Çünkü Fırat ırmağı da o gözleri yurt edindi, Kevser havuzu da, cana canlar katan abıhayat da.

Ucu-bucağı bulunmayan defineye, güzellik, alım madenine ulaşmışken yüzüm, neden kuyumculuk (Alıp-satma aradan kâr etme işini neden) etmez bilmem ki?
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Vücudumuzdan çok daha fazla canımızın ihtiyacı olan gıdayı bulmamız, almamız, tattırmamız, yedirmemiz gerektiğini öğrendik.
2.    Canımızın tatlı gıdasını Allah’ın kendi emirlerini yapanlara, yasaklarından çekinenlere, şüpheli olanlardan uzak duranlara verdiğini, ikram ettiğini öğrendik.
3.    Allah ağzımıza tatlılık vermiyorsa bir şeyleri yanlış yaptığımızı, yanlış yerde olduğumuzu, yanlış önder seçtiğimizin farkına varmamız gerektiğini öğrendik.
4.    Allah’ın emirlerini doğru anlatmayan, kendi isteklerini Allah’ın emri gibi söyleyen, yaptıran İblis gibi huzurdan kovulur.
5.    İblisin bile tövbe kapısından ayrılmadığını bilenler yanlışlarından hemen tövbe ederek döneceklerini, Allah’ın affına sığınarak ecel gelmeden doğru yolu bulabileceklerini öğrendik.
6.    Tövbe kapısından içeriye pişman olanların, Allah’a çok yalvararak ve ağlayarak niyetinde temiz ve kararlı olanların alındığını öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin Allah’ın hazinelerinin yetkilisi olduğunu, Hazreti Mevlana’nın bu hazinelerden bir şey istemediğini, bu hazinelerin emanet edildiği Tebrizli Hazreti Şems’in yüzünü görmekten başka bir isteği olmadığını, işin ticaretiyle ilgilenmediğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar