(Hazreti Mevlana Şems Hazretlerini anlatıyor)
390- Gel ey Tebrizli Şems, doğ göklere, parlat her
yanı;
Güzelim
özünle ikizler burcunu beze (Değişken ve çok yönlü
kişiliğinle dünyayı donat).
Aşka
aşıksan, aşkı arıyorsan çek keskin hançeri, kes utanıp arlanmanın boğazını.
Bil
ki bu yolda, bir yolculukta utanıp arlanmak, pek büyük bir settir, pek büyük
bir engel;
Bu
söz, garezsiz (Taraf tutmayan, tarafsız) bir
söz, tertemiz bir inançla kabul et bu sözü.
Mecnun,
neden binlerce delilikler etti;
O
seçkin deli-divane, neden binlerce delilik icat etti?
Gâh
elbisesini yırttı, gâh dağlara koştu, gâh zehir tattı, gâh yokluğu seçti.
Örümcek
gibi nice büyük, nice güzel avlar tuttu;
Fakat
bir de bak da seyret, yüceler yücesi Rabbimin tuzağı ne çeşit av tutar.
Bil
ki Leyla’nın yüzü her şeye değer, her şeye bedeldir o yüz;
Nasıl
götürür kulunu Tanrı, geceleyin, nasıl Miraç eder kul?
Sen
Vişe’yle Râmin’in divanlarını görmemişsin;
Vâmık’la
Azra’nın hikayelerini okumamışsın.
Sen
elbisenin eteğini, suya batmasın, ıslanmasın diye çekip devşiriyorsun (Bir araya getiriyorsun, derliyorsun, topluyorsun);
Halbuki
denizde binlerce dalga yutman gerek.
Aşk
yolu, tamamıyla sarhoşluktur, aşağılanmadır.
Çünkü
sel alçağa akar, selin hiç yücelere doğru aktığı var mıdır?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Yüce olanı kolayca elde etmenin mümkün olmadığını
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aşk yolunda aşağılanmadan, sarhoş olmadan çekinip bu
yoldan ayrılanların kazançlarının olamayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ