(Hazreti Mevlana kendini ve dostlarını anlatıyor)
340-
Meyve, dıştan kabuğa giriftar (Yakalanmış-tutulmuş)
olmuştur, içten çekirdeğe;
Bense
incir gibi o deriden de kurtuldum, o çekirdekten de.
Bir
işi geciktirmede zarar vardır, bir işte acele etme şeytandandır;
Gönlüm
acele etmekten kurtuldu, geciktirmeden de kaçtı, vazgeçtim.
Önce
kanla beslendim, sonra kan yerine süt gıda oldu bana;
Fakat
akıl dişim çıkınca o sütten de kesildim ben.
Yalanla-dolanla
bir zaman ekmek peşinde koştum, fakat Tanrı bir gıda verdi bana ki
yalandan-dolandan da kurtuldum gitti.
Sus,
sus, bundan fazla uzun, etraflı anlatma;
Tefsirden
bahsedeyim, çünkü sarımsağın hararetinden kurtuldum ben.
Bizim
kafamızdaysan başını oynat, sakalını titret;
Padişaha
âşıksan yürü meydana.
Haydin,
kavuşma-buluşma günü, her taraf güzellik, her yan alım;
Dünya
lütuftan, keremden, olgunluktan ibaret;
Hey
gidi hey, ne de örülmemiş padişah.
Nerdesin
sen, nerdesin, bizim halkamızdan, bizden değil misin yoksa?
Cennette
bile olsan cansız olduktan sonra ne güzelliği, ne değeri kalır ki?
Bir
tatlı dilli dilber, bir can, bir cihan ki cana karşılık öpücük vermede;
Ne
de ucuz kumaş bu.
İster
fil olsun, ister aslan;
Aşk
böyle yapar tutulanı;
Aşka
tutulmuş kişiyi gördün mü işte dersin, heybede kedi.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Allah’a ulaşma
yolunda ne acele edilmeli ne de geciktirme olmadan çalışılıp ve yoldan
ayrılmadan yolculuğa devam edilmesi gerektiğini öğrendik.
2.
Allah’a ulaşma ve kavuşma yolunda nasıl ki
annenin karnında kanla, kucağında kanın süte dönüşmesiyle sütle daha sonra da
diş çıkınca da sütten kesileceğimizi, gıdamızı anne dışından alacağımızı yani
aşamalar geçireceğimizi öğrendik.
3.
Allah verdiğinin
kendi çalışıp çabalamamızdan daha üstün ve doyurucu olduğunu öğrendik.
4.
Mevlana’nın
halkasında olup canlanmamız gerektiğini, canının değerini, kıymetini bilmeyen
cennete bile konsa hiçbir tat alamayacağını öğrendik.
5.
Allah’a en hızlı
ulaşma ve kavuşmanın aşk yolundan gitmek olduğunu, bu yolu Mevlana
Hazretlerinden öğrenebileceğimizi, yardım alabileceğimizi, yolumuzun
inceliklerini öğrenebileceğimizi, yolumuzu aydınlatacak kişinin Mevlana
Hazretlerinin olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Doğruluğu, temizliği seçen, tövbe edip Allah’a karşı
suçlardan pişman olup doğru yolu arayanların, Allah kullarından haksız olarak
aldıklarını verip temizlenenler Mevlana Hazretlerinin halkasına
girebileceklerini öğrendik, anladık.
Bir insanın diğer insanları kandırıp aldatabileceğini,
aslında kendini aldattığını, kendisine ve başkalarına haksızlık yapabileceğini,
Allah ve Allah dostlarını aldatmanın mümkün olmayacağını öğrendik, anladık.
Mevlevi olmaya uygun olmayanların ayakkabılarının
önünü dışarı doğru çevirerek gitmesinin istendiğini bilmemiz gerektiğini
öğrendik, anladık.
Anı:
Dedem Ahçıbaşı Hacı Ali dede’ye Afyon Kara hisar
bölgesinde eşkıyalık yapan birisi derviş olmak için gelmiş.
Derviş olmak isteğini bildirmiş, dedem o an eşkıyaya
bir tokat vurmuş.
Eşkıya boynunu bükerek, ellerini bağlayarak bu işte
kararlı olduğunu, her şeye razı olduğunu bildiren davranış göstermiş.
Dedem de kabul ederek onu yetiştirmiş.
Anı:
Dedeme Afyon Mevlevi hanesindeyken bir genç gelerek
ben 5 vakit namazımı kılıyorum, oruç tutuyorum, dinin bütün gereklerini
yapıyorum derviş olmak istiyorum demiş.
Dedem de sen eksik değilsin, biz eksiklikleri
tamamlarız, yanlışlıkları düzeltiriz, sana yapacağımız fazla bir şey yok, ara
sıra sohbetimize buyur diye dervişliğe kabul etmediğini Afyon eski müftüsü
babam Fehmi Bayraşa’nın bize anlatmasından öğrendik, sizinle paylaşıyorum.
*
RAVLİ