(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
330.
Âşığın, bir gerdek gecesi olan ölümünde (Ahret
dünyasına girdiğinde), âşıkların gizli şeylerini açığa vurulması doğru
olsaydı, her zerre def çalar, el çırpardı.
Âşığın
bedeni, bir define gibi yere indi mi âşıklar göğünde yüzlerce pencere açılır.
A
azizler, âşık, kefene sarılmıştır amma Kafdağını seyreder;
Şaşılacak
şey;
Âşıkların
ölümü, bir göz boyamaktır yahut da bir sınavdır adeta.
Bir
gül harmanıydı, safran dalının ölümüyle geldi-geçti;
Fakat
âşıkların safranı, yüzlerce gül bahçesine değer.
A
erlerin gayret peygamberi (Şems Hazretleri)
ağzımı tutma da âşıkların dilinden iki-üç espri söyleyeyim.
Bence
mekândan göçmek, yolculukların en hayırlısıdır;
Mekânlar,
mekânsızlık âleminin perdeleridir.
Mekânlar
(Dünya), sanki sudur, mekânsızlıksa
tatlı bir deniz;
Su,
gölcüklerde durdukça kokar, pislenir.
Söyleyişte,
anlatışta, gönüle bir ferahlık vardır, gönül kuşu uçar sanki
Fakat
a gönlüm, gizlice uç, göz önünde, apaçık uçma.
Tavuklar
yem yemek için avlunun içinde uçar;
Kuşlar
da kurtulmak için havalanır, uçup giderler.
A
yiğit bu göçüşle o göçüş arasında fark var;
Biri
alçaklığa uçuş, öbürü cennetlere uçuş.
*** “
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Ölümün evlilikte
ilk gece gibi ahretin ilk gecesinin de her şeyden soyunmuş bir hale gizlice gelme
gecesi olduğunu öğrendik.
2.
Âşıkların
ölümünün halkın ölümünden farklı olduğunu, ‘aşığın mezarın içinde bile olsa yüceleri
seyreden göze ve olanağa sahip olduğunu öğrendik.
3.
Âşıkların
hastalıkları bile yüzlerce güzelliklerden daha iyi olduğunu öğrendik.
4.
Her şeyin
tasarlanıp hesabının yapılıp görünür hale gelmesi için hazırlık yapılan mekânsızlık
âlemine gitmenin yolunu bulmamız gerektiğini öğrendik.
5.
Gönlümüzce mekânsızlık
âlemine gizlice gitmemiz gerektiğini, etrafımızda yolumuzdan alıkoyacak,
kıskanacak, çekemeyenlerin engellerine takılmadan gitmek gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Gideceksek
yücelere gitmemiz, uçacaksak yükseklere uçmamız gerektiğini, alçak uçuşu
bırakıp yükseklerde uçmamız gerektiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ