(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems
Hazretlerini anlatıyor)
2980.
Aşk ustası ustaca bir öğüt verdi bana da dedi ki;
Aklını
başına devşir, kime gönül verdiysen al gönlünü, vazgeç ondan.
Kimin
şerbetini içersen iç, bil ki o şerbetten sonra iğnesiyle seni yaralayacaktır,
kanını akıtacaktır senin.
Birisi
var ki sarhoş gözleri senin kulağına küpe takmıştır (Unutamayacağın
sözü söylemiştir), kendisine kul-köle etmiştir seni;
Kulağından
pamuğu çıkar, hür olmayı arama.
Ona
gönül ver, gülüş geliri (Kazancı) geldi-çattı;
Neşe
harmanından da öşür (Vergi) olarak gam (Üzüntü) istemezler ya senden.
Olur
ya, Cüneyd-i Bağdâdi’ye, Beşr (Cüneyd-i Bağdadi)
verdiği gibi padişah, sana da yeryüzünü veriverir.
Onun
lütuf (İyiliği), ihsan gerdanlığı (Bağışlar, hediyeler) geldi mi gamın (Üzüntünün) boynu kırılır (Ölür);
Tanrı
insanı erişti mi zulüm, istem ölür-gider.
Nereye
gidersen Ay, senin üstüne doğar, parlar;
Zaten
Ay, yıkık yerleri de ışıtır, mamur (Bayındır) yerleri
de.
Ay’a
kul olduktan (Güneşten aldığı ışığı karanlıkta yolunu
göremeyenlere aydınlık vereni sevip onunla dost olduktan) sonra gece,
senin için gündüzden iyidir;
Her
yardımcağızında feryadına erer (Her yardım isteyişinde
yardıma gelir), sana arka olur (Maddi ve manevi
yönden destek olur).
Ne
mutlu sana da, bütün yoldaşlarına da;
Ulu
kutluluksun (Büyük-asil uğurluluksun), güzel bir
bahta (Şansa) düştün, hoş bir devlete ulaştın.
Onun
güzelim vaatlerine (Verdiği sözün zamanının gelmesi
için) dayan (Bekle, ümitsizliğe düşüp uzaklaşma)
ey can;
O
padişah, vaadinde hiç hilaf olmayan, vaadinde durmada eşi, örneği bulunmayan
bir padişahtır.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Kime istek
duyduysak diğer isteklerden vazgeçtiğimiz anlamına geldiğini, aklımızın
başımızdan gittiğini öğrendik.
2.
Kimden tatlı bir
şey aldıysak, yediysek onun bizi yaralamasını beklememiz gerektiğini öğrendik.
3.
Allah dostlarının
kendisine sevgiyle bağlana ve dostluğa devam ettirenlerden karşılık
istemediklerini, üzüntü vermediklerini öğrendik.
4.
Allah dostunun
iyiliği, bağışı geldiği insanın üzüntülerinin gittiğini, neşe içinde vergi
vermeden yaşadıklarını öğrendik.
5.
Allah dostunun
sözlerinin değerini anladığımız zaman ona sevgiyle bağlanıp ebedi dostluk
kuracağımızı öğrendik.
6.
Allah dostunun nerde
olursak olalım, ne zamanda olursak olalım, ne halde olursak olalım imdadımıza
yetişeceğini, bizi koruyup kollayacağını öğrendik.
7.
Mutluluk Allah’ı
arayanların ve Allah’a ulaşmaya çalışanların aşıklar topluluğunun içinde olmasının
ulu kutluluk içinde olmak olduğunu, güzel bir şans-talih içinde olmak olduğunu,
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerinin, Mevlana Hazretlerinin verdikleri-söyledikleri sözü yerine
getirdiklerini, eşi–örneği olmayan olanaklara ve güce sahip olduklarını
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ