3 Eylül 2016 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 3990 İNCİ BEYİT

3990.( Mevlana Hazretleri Allah dostu Şems Hazretlerini özleyişini anlatıyor)
A yüzünü sevgilinin güzelim yüzünde gören (Allah’ın güzelliğini Allah dostunun güzel yüzünde gören kişi), pek büyük, apaydın bir ayna elde etmişsin sen.

A gönül, her an yaprak gibi ne diye titrer, çırpınırsın?
Muzaffer bir Kubâd’ın eteğini elde etmişsin.

A göz, her an ne diye ağlarsın?
Mesih (İsa) peygamberin sürmesine (Doğruyu olduğu gibi görmeye yardım eden sürmesine) ulaşmalısın.

On sekiz bin âlem senin olsa sevgilinin yüzü yoksa pek aşağılık, pek hor-hakıyr (Hakir) bir şey elde etmişsin ancak.

Gökyüzünün kır atını bile geçecek kudretin var, ne diye tembelleşmişsin, ne diye eşek huyuna sahip olmuşsun.

Sus, bir başka dille söyle, bir yeni tarzda söze giriş;
Şu eski vadide ne diye sözlerini tekrar eder durursun?

Gökyüzüne bir uğultudur düştü;
A Ay, ne diye oturmuşsun diyorlar;
Diyorlar ki:
Otağı, otağ yerini nurlandır, ne diye oturup kalmışsın?

A her şeyden haberi olan, a her şeyi bilen güzel, şu donmuş-buz kesilmiş olanlar, belki de seni, senin ateşini bilmezler, fakat sen ne diye oturmuşsun?

Yolda ateş yiyenler var, yol başında bekleyip duruyorlar seni;
Sen aptal akıllılarla (Ön yargılarla, tutkularına bağlanmışlarla, sanılarla değerlendirme yapanlarla) ne diye oturup kalmışsın?

Gönül, ormandaki aslan, fakat başı sensin o aslanın;

Gönül Tanrı ordusu, ordunun başbuğu, padişahı sensin, ne diye oturmuşsun yani?
                         ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             **
Neler öğrendik;
1.    Hak dostlarının yüzünü ayna gibi görenlerin merak ettikleri sevgilisini de o yüzde görebileceğini, bunun güzel bir davranış olduğunu öğrendik.
2.    Sevdiğimizin hoşgörüsüne güvenerek ve sığınarak bakanların görünebilecek yönlerimizi açıkça bize göstermesinin, söylemesinin bize aydınlık verdini öğrendik.
3.    Güzel ve çirkin görünümümüzü bize göstermesinin bize aydınlık, doğru tercih imkânı verdiğini, doğruyu olduğu gibi görme, doğru yolda ilerleme olanağını verdiğini öğrendik.
4.    Peşinen Allah’ın güzellikleri Âdemoğluna verdiğini, ancak bu özelliklerimizi Hak dostlarının yüzlerinde, onların sözlerinde bulabileceğimizi ve de gereğini yapabileceğimizi öğrendik.
                               *                             
İşte böyle yaren;
Aptal akıllılarla oturup vakit geçirmenin, bekleyiş içinde olmanın doğru olmadığını, Gönül ormanına yani gönül-ü bilenlerin, yücelerde halka yapıp toplantı yapan Hak dostlarının yanına hareketlenmemiz, kişileri ve yolları bilmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                                *

RAVLİ

Popüler Yayınlar