Gönlüm (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağı), yollara düştü gitti-gitti, bir çöle (Hiçbir şey yetişmeyen, olmayan yere) ulaştı,
Yol bile bu nasıl geldi diye şaştı (Umulmayan, beklenmeyen veya olağanüstü bir olay, bir olgu karşısında şaşkın duruma geldi, hayret etti)-kaldı.
Bir Mecnun (Sevdadan ötürü kendini kaybetmiş), coşup köpürerek dağlara çıktıysa ne var?
Ben de bir mecnunum, fakat farkı şu ki bana yüzlerce gam (Üzüntü) dağı geldi.
***
ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI
Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982
***
Neler öğrendik;
Mevlana Hazretleri aşk yolculuğunda görünüşte hiçbir şey yetişmeyen, olmayan yokluk âlemine ulaştığını öğrendik.
Yokluk âleminin kararlı bir biçimde böyle büyük birinin yol zahmetine katlanarak gelmesine çok şaşırdığını, ne yapacağını bilemez duruma geldiğini öğrendik.
Aşırı ve güçlü sevginin Allah dostuna bağlılığı olunca aşığın kendini kaybedeceğini, öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin aşkının diğer hikaye edilen erkek ve kadının birbirine olan aşkı olmadığını, Allah'tan dua ile dostlarından birini istemesi ve bu istenen kişinin zatında Allah'ın sanatını görüp hayranlıkla aşık olduğunu, öğrendik.
Sevgiyle bağlandığı Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretlerinin habersiz ayrılığıyla çok üzüldüğünü, özlem duyduğunu öğrendik.
*
RAVLİ