Derler ki;
Sevgilide (Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kimsede) vefa (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı) yoktur;
Yalan.
Derler ki;
Ayrıldıktan sonra buluşma yoktur;
Yalan.
Derler ki;
Cana canlar katan (İnsanın dinçliğini, neşesini, yaşama gücünü artıran, insana yaşama gücü ve isteği veren) şarap (Tanrı şarabı) yoktur;
Yalan,
Derler ki;
Bu yol, ayağımızın harcı (Yapabileceğimiz, gidebileceğimiz yol) değil;
Yalan.
*
ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI
Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982
*
Neler öğrendik;
Sevilen kişinin sevildiğini bildiğini, kendisini sevenle açık-gizli sevgiyi sürdürdüğünü, bağlılığını devam ettirdiğini öğrendik.
Her ayrılık seven ve sevilenin özlem ateşiyle pişip olgunlaşması için gerekli olduğunu, sonrada ayrılığa son verilerek yukarı bir yerde tekrar bir araya gelineceğini öğrendik.
İnsan eli değmeden olan Tanrı şarabının var olduğunu, uygun ve olgunlara ikram edildiğini, herkesin ulaşabileceği bir yerde olmadığını öğrendik.
Aşk yolundan Allah dostlarıyla birlikte Allah'a ulaşmanın, Allah'ın varlığında yok olma yolunun istekli aşık kişiye açık olduğunu, Allah dostlarının yardım ettiğini, amaca ulaşana kadar Allah dostlarının yalnız bırakmadıklarını öğrendik.
Allah kubbelerim (Gizlediğim) altında sizin bilmediğimiz çok dostum var dediği yere gidile bilineceğini öğrendik.
*
RAVLİ