MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER G7

Dedin ki;

Bağdan-bahçeden ayrıldım diye bulut gibi ağlama;

Seninim ben;

Sağ-esen uyu.

Korkarım, mumu leğenin altına korsun da o vakit, yüzlerce gözle, yüzlerce mumla ararım, bulamam.

                            *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                             *

Neler öğrendik;

1. Allah dostu Tebrizli Şems Hazretleri Mevlana Hazretlerine kendisinden ayrıldım diye ağlamamasını istediğini, kendisini Mevlana Hazretlerine adadığını, rahat etmesini istediğini öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri halkı aydınlatmaktan vazgeçerse Şems Hazretlerinin kendisini bulamayacağını, aydınlatmaya devam etmesini istediğini, ışığıyla onu bulabileceğini öğrendik.

                                 *

   RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER G6

Derler ki;

Sevgilide (Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kimsede) vefa (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı) yoktur;

Yalan.

Derler ki;

Ayrıldıktan sonra buluşma yoktur;

Yalan.

Derler ki;

Cana canlar katan (İnsanın dinçliğini, neşesini, yaşama gücünü artıran, insana yaşama gücü ve isteği veren) şarap (Tanrı şarabı) yoktur;

Yalan,

Derler ki;

Bu yol, ayağımızın harcı (Yapabileceğimiz, gidebileceğimiz yol) değil;

Yalan.

                      *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                               *

Neler öğrendik;

1. Sevilen kişinin sevildiğini bildiğini, kendisini sevenle açık-gizli sevgiyi sürdürdüğünü, bağlılığını devam ettirdiğini öğrendik.

2. Her ayrılık seven ve sevilenin özlem ateşiyle pişip olgunlaşması için gerekli olduğunu, sonrada ayrılığa son verilerek yukarı bir yerde tekrar bir araya gelineceğini öğrendik.

3. İnsan eli değmeden olan Tanrı şarabının var olduğunu, uygun ve olgunlara ikram edildiğini, herkesin ulaşabileceği bir yerde olmadığını öğrendik.

4. Aşk yolundan Allah dostlarıyla birlikte Allah'a ulaşmanın, Allah'ın varlığında yok olma yolunun istekli aşık kişiye açık olduğunu, Allah dostlarının yardım ettiğini, amaca ulaşana kadar Allah dostlarının yalnız bırakmadıklarını öğrendik.

5. Allah kubbelerim (Gizlediğim) altında sizin bilmediğimiz çok dostum var dediği yere gidile bilineceğini öğrendik.

                               *

   RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER G5

(S.329) Sağrak (İçi Tanrı şarabıyla dolu büyük kadeh), mecliste yalancılıktan ağladıysa yalanına bakma, parıltısını seyret.

Onun yalan kanından bile ne kanlar coşar-köpürür;

Akıl (Düşünme, anlama ve kavrama gücü), ayrana düşer-gider, amma ne ayran, nasıl ayran.

                        *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         *

Neler öğrendik;

1. İnsan eli değmeden olmuş Tanrı şarabının insanın duygularına dışarı vurmasına sebep olduğunu, ağlayış değil insana verdiği parlaklığa bakılması gerektiğini öğrendik.

2. Tanrı şarabının insanı coşturacağını, deniz dalgaları gibi gelgitlere, köpüklenmeye sebep olacağını öğrendik.

3. Tanrı şarabının sarhoşluğunda aklın ayran kabına düşmüş sinek gibi hareketsiz kalacağını öğrendik.
                                             *

4. İbrahim Emiroğlunun Mevlana'ya göre aklı iyi kullanmak çalışmasını Googleden okumalısın.

                                            *

   RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER G4

Derler ki;

Aşk (Kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusu) bir sestir (Duygu ve düşüncedir), bir ad (İsim);

Yalan.

Derler ki aşk umudu, ham umuttur (Gerçekleşme kolaylığı veya imkanı olmayan duygudur) ;

Yalan.

Kutluluk (Uğurluluk) zühal yıldızı (Ahmaklık, cahillik, pintilik, korkaklık, cimrilik, tembellik, kafasızlık,  yalan ve fenalık, bu yıldızın tesirinde olanlarda olur), (Kutluluk) bizim canımızdadır;

 (Kutluluk)Yedinci kat gökte derler;

Yalan.

                                         *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                         *

Neler öğrendik;

1. Aşkın, kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusunun bir düşünceden meydana geldiğini söylemenin yalan olduğunu, hayranlık, ve hayretin kişiyi bağladığı sağlam bir bağ, sağlam bir ilişki olduğunu, cinselliğin, çıkarcılığın yeri olmadığını öğrendik.

2. Aşkın, kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusunun ham kişilerin işi, yapabileceği nitelikte bir davranış biçimi olmadığını, uygunluktan olgunluğa geçmiş, hamlıktan kurtulup pişmiş kişilerin uğraşı olduğunu, geçici duygu dalgalanması olmadığını öğrendik.

3. Aşkın, kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusunun gökten gelmediğini, kişinin canında uğursuzluk, ahmaklık, cahillik, pintilik, korkaklık, cimrilik, tembellik, kafasızlık,  yalan ve fenalık uğursuzluğun olduğunu, fakat bunları dışarı çıkarmayarak etkisiz bir halde bırakan kişi olduğunu, aşkın da canından meydana çıktığını öğrendik.
                                             *

   RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER G3

Bir başkasıyla şarap (Tanrı şarabı) meclisi (Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için yapılan toplantı) kurarsam, şakalaşırsam (Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylene söz söylersem) özrüm (Yaptığım işte yanlışım) var;

And olsun Tanrıya, kimsenin sevgisiyle gönlümü (Kalpte oluşan duygularımın kaynağını) dağlamam (Acısını yüreğime işlemem);

Fakat güneş (Isı ve ışık kaynağı) batarsa kişi, güneş yerine önüne bir mum kor elbet.

                                      *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Allah dostu Şems Hazretleri olmadığı toplantıya katılmayacağını, şakalaşmayacağını öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinden başkasının sevgisini içine almayacağını öğrendik.

3. Allah dostu Şems Hazretleri kendini göstermezse onun yerine bir dostunu koyacağını öğrendik.
                                             *

   RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER G2

Bahçeye bülbül (Güzel sesli, güzel haberler veren) geldi, kuzgundan (Soğukluk veren çirkin sesten) kurtulduk;

Seninle bahçeye gidelim a gözümüz (Hakikati olduğu gibi görmemizi sağlayan gözümüz) a mumumuz (Gözümüzü, önümüzü aydınlatan ışık kaynağımız)  bizim.

Süsenle (Yaprakları kılıç biçiminde, çiçekleri iri ve mor renkli, güzel görünüşlü ve kokulu, çok yıllık bir süs bitkisi) gül gibi kendimizden geçelim;

Akar su gibi bahçeden bahçeye dolaşıp duralım.

                            *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                 *

Neler öğrendik;

1. Allah dostlarının aşkı öğreten güzel haberler verdiğini, cehennemle korkutan soğuk sözlü kişilerden kurtuluş olduğunu öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri gören gözü olanları, gözlere aydınlık verecek olanları kendi bahçesine çağırarak davet ettiğini öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri güzelliklerin oldukları yerlere dostlarını dolaştırdığını, kıyamete kadar da bu işi yapacağını öğrendik.
                                             *

   RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER G1

(S.274) A kuzgun (Karakarga) gibi kışın soğuğuna kul-köle (Tam bir doğrulukla ve özveri ile bağlanarak bütün isteklerini yerine getirmeye hazır) olan, bağın-bahçenin bülbülünden, gülünden yoksun kalan (Yokluğunu çeken), şu zamanı fırsat bil, fırsatı ganimet say;

Sonra yüzlerce mumla, yüzlerce gözle çok ararsın amma gitti-gider, dahi (Bile) gider.

                      *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                      *

Neler öğrendik;

1. Kendimizi güzelliklerden yoksullaştırıp karakarga gibi soğukluğa, leşe razı olmamamız, hareketsiz kalmadan fırsatları değerlendirip güzelliklerin içine girmemiz, Mevlevi olmamız gerektiğini öğrendik.

2. Güzel insan olmak için Mevlana Hazretlerinin sayısız yer ve anlayış gösterdiğini, bu önerilere soğuk ve uzak kalmadan yaşama sevincine varmamız, neden dünyaya geldiğimizin hakikatinin öğrenerek ve farkına vararak bilinçli yaşamamız, güzelliklere yönelmemiz gerektiğini öğrendik.
                                             *

   RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER F6

Senin toyun (Düğünün), öyle iki-üç günceğiz sürmez;

Sofran (Birlikte besin alınan yer) Kaf'tan Kaf'a (Dünyayı çevreleyen yüce dağlar) her yana tutmuş.

Birisi fitnelere (Ara bozucu söz ve davranışta) düşerse bağışlanır, mazurdur (Özürlüdür, bahanesi vardır);

Pervane (Geceleri ışık çevresinde dönen küçük kelebek), boyuna mumun çevresinde döner-durur.

                       *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       *

Neler öğrendik;

1. Allah dostu Şems Hazretlerinin Aşk öğretisinden yücelerde yaşayan çok sayıda kişilerin faydalanıp beslendiğini, aşamalar kaydettiklerini öğrendik.

2. Aşk öğretisinde bazılarının yanlış anlamasından dolayı ara bozucu davranışlarda bulunabileceklerini, bunları özürlü kabul edip yanlışlarını bağışlamak, doğru anlayışa ulaşmalarını beklemek gerektiğini öğrendik.

3. Aşk öğretisinin bir aydınlık oluşturduğunu, ışık arayanların ışık veren Allah dostu Şems Hazretlerinin etrafından ayrılmayan Mevlana Hazretleri gibi davranacaklarını öğrendik.

4. Aşk öğretisine belden yukarı bir anlayışla kalpte, duygularla olan yaklaşanlara fayda sağladığını, belden aşağı anlayışla yaklaşanların işlerinin hormonlarıyla ilgili, cinsellikle sınırlı olduğunu öğrendik.

                                   *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER F5

Bana derler ki;

Ne vaktedek boş yere güleceksin?

İşin boyuna zevk-safa (Eğlenme, eğlence), sözlerin tümden laf (Sonuçsuz, yararı olmayan sözler söylemek).

A düşman (Kötülüğümü isteyen, benden nefret eden, bana zarar vermeye çalışan), örümcek gibi ağ öre (Güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için kurulan düzen kura) dur;

Neşeli Zümrüdüanka bilir Kafdağını.

                             *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                          *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretlerinin sözlerinin değerini bilmiyenlerin bu sözlerin boş olduğunu,Hazretin bu sözlerle eğlenceli bir hayat yaşadığını sandıklarını öğrendik.

2. Mevlana Hazretlerinin sözlerinin kıyamete kadar Allah ve Allah dostlarına aşık kişilere aydınlık yol gösteren sözler söylemiş olduğunu, Hazretin dostlarının kıyamete kadar Mevlana Hazretlerinin sözlerini yayacaklarını öğrendik.

3. Düşmanlık yapanların daima Allah dostlarına tuzaklar hazırlayacaklarını, fakat Allah dostlarının yücelerde uçtuklarını, yüce yerde konduklarından tuzaklarının zarar veremeyeceğini öğrendik.

4. Mevlana Hazretlerinin sözleri aklın, düşüncenin ürettiği sözlerden ayrı yücelerden gelen sözler olduğunu öğrendik.

                             *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER F4

Mademki bu gece (Karanlık süresince) Zencisiyle savaşa giriştin, gönlünden (Kalbinde oluşan duyguların kaynağından) bir ok at, yar gecenin gönlünü (Kalpte oluşan duyguların kaynağını aydınlat).

Aşıklar Kâbe'sini tavaf et (Aşıkların gönlünü ziyaret et) de Kâbe gelsin, bir gün tavaf etsin seni.

                               *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              *

Neler öğrendik;

1. Allah dostu Şems Hazretlerinin aşıklarını karanlıkta bırakmadığını, yolunu ve aradığı her ne ise aydınlatıp gösterdiğini, kalpte oluşan duyguların gereğince anlaşılıp bilinmeyen, ne olacağı belli olmayan karanlıkta bir şey bırakmayacağını öğrendik.

2. Aşıkların Kâ'be' sinin kalbi olduğunu, aşıkları ziyaret etmek gerektiğini öğrendik.

3. Allah’ın sevdiği kulu olursan sen Kâbe’yi tavaf edeceğine Kâbe’nin seni tavaf ettiğini görebileceğimizi öğrendik.

                           *

RAVLİ MEVLANA VE FAHRÜNNİSA yazarak Googleden okumalısın.

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER F3

(S.329) Bugün tavaf (Kutsal bir yeri ziyaret etme) günü, tavaf (Aşıkların gönlünü ziyaret) günü, delinin suçu bağışlanır (Affedilir).

Bugün kavga günü (Herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için harcanan çaba, verilen mücadele), savaş günü (Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen çaba) değil, savaş günü değil.

Buluşma günü (Uzun bir ayrılıktan sonra birbirini görmek, birbirine kavuşmak günü), gerdek (Buluşma gecesi baş-başa kaldıkları) günü, gerdek günü, gerdek günü.

                           *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretlerine Allah dostu Şems Hazretlerinin gelmesiyle kendisine her ne günah veya kusur yaptıysa affedildiğini, kavga veya savaşın olmayacağını, iki Allah dostunun baş-başa bir araya gelerek karşılıklı dostça, arkadaşça konuşacaklarını, Şems Hazretlerinin sırlar bağışlayacağını, bu sırları yararlanmamız için Mevlana Hazretleri sözleriyle bizlere bağışladığını öğrendik.

                          *

   RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER F2

Yoklukta (9 kat göğün üstüne çık) yok ol, arılıkta (Yabancı şeylerden arınmış) arı (Temiz);

Savaşkan bir yüzle yokluğa bürün, tertemiz (Kötülük düşünmeyen, günahsız, lekesiz, suçsuz, yepyeni) ol.

Düşmanın, lafla (Sözle) yüzlerce kılıç sallasa bile seni hiç görmez, saçma (Akla ve mantığa uymayan, gereksiz, düşünülmeden söylenen) sözle yaralayamaz seni.

                              *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              *

Neler öğrendik;

1. Allah'ı arzu eden, huzuruna çıkmak isteyen olmak, yaratanla konuşmak istemek gerektiğini, bunun için de kişinin kendisine sonradan iyi-güzel diye inandırılmış, güven sağlamış, yük olmuş her ne varsa temizlenmek, gerektiğini öğrendik.

2. Dünya hayatının aldatıcı olduğunu, varlıklı olmak için çok şeyler feda edildiğini fakat esas varlığın 9 kat göğün üstünde olan yokluk âlemine ulaşmak gerektiğini öğrendik.

3. Yokluk âlemine ulaşan kişinin korunan kişi olacağını öğrendik.

4. Yokluk âlemini çok din adamının bilmediği için RAVLİ YOKLUK yazarak googleden okuyup Feridüddin Attar hazretlerinden öğrenmelisin.öğrenmelisin.

                                *

   RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER F1

(S.274) Sevgiliye (Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan), gönülden (Kalpte oluşan duyguların kaynağında) pencere (Aydınlatan, havalandıran açıklık) var, pencere;

Fakat bunu bilmeyen de bağışlanır (Karşılık beklemeden verilir), bağışlanır.

Bu halkada (İnsanı duyular dünyasının üstüne yüceltecek, amaç için bir araya gelmiş, önder kılavuzluğunda, ulaşılmak istenilen şeye olan çalışmada) her gün savaş var, savaş (Zorlu mücadele);

Sanıyor musun ki bu söz boştur, boş?

                          *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                          *

Neler öğrendik;

1. Gönül vereceğimiz, seveceğimiz Allah dostuna gönlümüzdeki açıklıktan aydınlığını görebileceğimiz, kokusunu alabileceğimiz olanağımız olduğunu öğrendik.

2. Aşkın yolunun bilene de bilmeyene de açık olduğunu, karşılık beklenmeden, ücretsiz olarak bağışlandığını öğrendik.

3. Güzel, kaliteli olanın elde edilmesinin zor olduğunu, güzelin kolayca elde edilemeyeceğini bilmek, bu uğurda uğraşı verilmek gerektiğini, sevilenin istediği gibi olunması gerektiğinden eski alışkanlıklarımızdan tamamen çıkmamız gerektiğini öğrendik.

                                    *

   RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D1763

Aşk (Çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusu) mutfağında (Hazırlanıp pişirilen yerden) iyi kişiden başkasını kesmezler, arıkları (Zayıfları), kötü (İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen) huyluları (Yaradılış ve ruh özellikleri, eğilimleri ve içgüdülerin bütünü ürkek, sinirli olanları) kurban (Bir ülkü uğrunda kendini feda etmeyeni kurban) etmezler.

Gerçek aşıksan kurban edilmekten kaçma;

Boğazlanmadan ölen, murdar (Kirli) ölür.

                        ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                     ***

Neler öğrendik;

1. Mevlevilerin aşk mutfağında kişinin işlem görmesi ve burada pişirilip hazırlanması gerektiğini öğrendik.

2. Her kişinin bu mutfağa sokulmadığını, kişinin istekli ve bedensel ve ruhsal yapısı bakımından uygun olması gerektiğini öğrendik.

3. Allah'ın huzuruna hazırlanan kişinin gerçek aşık olması gerektiğini, merakını gidermek için veya toplum içinde kolayca saygın olmak için gelenlerin bu aşk mutfağına kabul edilmediğini öğrendik.

4. Kendini Allah yolunda feda edilmekten çekinmeyenlerin kurban makamında olacaklarını, kanının temiz bir amaç için akacağını öğrendik.

5. Dünya yaşamında aşkın cinsel istekten farklı olduğunu anlamadan ölenlerin kirli öleceklerini öğrendik.

                        *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D435

Bırak, gitsin de başını duvara vursun, kırsın başını, bedenini, elbisesini kanlara bulasın.

O vakit başına vura-vura, parmağını dişleye-dişleye döner, bana gelir;

Çünkü o söylediğim sözleri o vakit hatırlar.

                    ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                  ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretlerinden uzaklaşanın yanlışa düşerek çok zararlara uğrayacağını, öğütlerinin faydasını göremeyeceğini öğrendik.

2. Mevlana Hazretlerine bağlanıp ayrılan kişinin bir müddet kendi haline bırakılacağını sonra Hazretin sözlerini hatırlayıp geri döndüğünü öğrendik.

                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D434

Güzel, gönüller çeker (Bir şeye gereğinden çok düşkünlük gösteren, eğilim duyan) bir yoldaşsın (Yol arkadaşısın);

Nazar değmesin (Uğursuzluk, kötülük getirdiğine inanılan kıskanç veya hayran bakışlar dolayısıyla kötü bir duruma düşmesin).

Aklını başına al (Kendine gel, davranışlarının yanlışlığını sezerek doğru yolu bul) da kadehi ters çevirme, içindeki dökülür gider.

Şu topraktan yapılmış dünyada, başı dönmüş (Görkemli bir şey karşısında hayranlık duyan) yel (Rüzgâr) olmadıkça şüphe yok ki yerden, bir tozdur, kopar.

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                     ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin gönüller çeken bir güzel yol arkadaşı olduğunu öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine hiçbir zarar-ziyan gelmesini istemediğini öğrendik.

3. Kişinin davranışlarını kontrol ederek doğru kararlar vermesi, yanlış işler yapmamsı gerektiğini öğrendik.

4. Dünyanın topraktan yapıldığını, rüzgâr olup esmedikçe toprağın  bir tozunun bile yerden kalkmayacağını öğrendik.

                              *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D433

Her şey çoğaldı mı (Az iken çok duruma geldin mi), hor-hakyır (Ehemniyetsiz, değersiz, bayağı, adi, itibarsız) olur;

Hor-hakyır olan da sevgilinin evine girer.

Doyarsan her şeyden usanırsınız;

Bu hale gelen kişiyi de dost, can pahasına satın alır-gider.

                                 ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                             ***

Neler öğrendik;

1. Az olan fazlalaşınca, artınca, çok duruma gelince değersiz duruma geldiğini öğrendik.

2. Aşağı, zavallı, önemsiz, küçük görülen kişiyi olunan kimseyi Allah dostunun kabul edeceğini öğrendik.

3. Bir şeyden doygunluk sağlayanın artık o şeyden hoşlanmaz, sıkılır duruma geleceğini öğrendik.

4. Hayatından bıkmış, usanmış, bezmiş kişiyi bile Allah dostunun kabul edeceğini öğrendik.

5. İster çokluktan, ister yokluktan, ister yaşamdan küsmüş olandan, aşağı, horlana kişiyi bile Allah dostunun ret etmediğini, ona gerekli olan yardımı yaparak eğiteceğini, yeni kimlik ve kişilikle önüne yeni yollar açacağını öğrendik.

                     *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D432

Eşleri (Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri)-dostları (Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimseyi) görmeden geçen ömür (Yaşam), ya ölümdür (Ebedi uyku) insana, ya rüya (Belli belirsiz görüntüler ile yaşamaktır).

Seni bulandıran (İki veya daha çok şeyi birbirinden fark edilmeyecek bir biçimde karıştırılmış) su, zehirdir;

Fakat arı-duru (Saf, tertemiz) bir hale getiren zehir, sudur.

                                 ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1. “Ölmeden önce ölünüz” hadisinin hakikatine varanların dünya yaşamında kendisine duyuş ve düşünüş bakımından yakın, saygıdeğer yakınlarından, sevilen, güvenilen, gönüldaş yakınlardan uzak yaşamanın yaşayan ölü veya gerçek yaşamdan kopmuş rüya alemine sığınmış kişi olacağını öğrendik.

2. Kişinin oyalayıcı ve yanlış yönlendirmelerden kurtulmak, yolunu kesmek isteyenlerden gizlenmek için bir zaman yalnızlığa çekilip yol almasının önemli ve gerekli olduğunu, olgunlaşınca eski dostları görmezlikten gelinmeyeceğini öğrendik.

3. Vücudumuza, içimize aldığımız bir şeyin doğru kullanılmazsa zehir, doğru kullanılırsa tertemiz bedensel ve ruhsal hastalıkların son bulmasını, kurtulunmasını sağlayan yararlanılan imkan olacağını öğrendik.

                           *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D431

Gökyüzünün gönlü, her gece bir gül bahçesine döner;

Dünya, tümden, gönlüm (Kalpte oluşan duygularımın kaynağı) gibi yatışır (Hızı, etkisi azalır, aşırılığı geçer)-gider.

Gönül aynasından (Kalpte oluşan duyguların görünür olmasıyla) yüzlerce (Derin bir özlemle) ah ederim;

Gönül aynası bu ahlarla aydınlanır (Sorun üzerine gereği kadar bilgi edinirim)-gider.

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                      ***

Neler öğrendik;

1. Gökyüzü coşunca Hazretin coştuğunu, güzelliğini gösterdikçe Mevlana Hazretlerinin kalpte oluşan duygularının yatıştığını öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri kalbinde oluşan duygularının görünür hale geldikçe sevdiğini özlemle adını söylediğini öğrendik.

3. Kişi kalpte oluşan duygularının kaynağını Allah dostuna yönelttiği zaman o gönül bir ayna gibi aydınlanacağını, olan-biteni görür hale geleceğini öğrendik.

                      *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D430

Nerde sana bir terellela tuttururlarsa (Senli-benli, delidolu, şımarık konuşma başlayıp sürdürülürse) kaç oradan;

Bu nağmenin altında bir bela (İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum) vardır.

Nerde bir gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), gazel okumaya (Kandırmak amaçlı, boş sözler) koyulursa o evin, o sarayın yıkımıdır bu.

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       ***

Neler öğrendik;

1. Seviyeli hitap ve konuşma olmayan yerden bir şekilde uzaklaşmak gerektiğini öğrendik.

2. Evde kandırmak amaçlı içi boş sözler söylenmeye başlandığı zaman o birlikteliğin, o evliliğin yok olacağını öğrendik.

                          *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D429

Gönlüm (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağı), her gün yeni bir şerbet içiyor;

Öylesine bir şerbet ki tadından, önceki şerbetleri unutup gidiyorum.

Önce, kendisi bir aşıktan (Aşırı sevgi ve bağlılık duyandan) şarap (Tanrı şarabı) içiyor, ondan sonra bize veriyor da kendimizden geçirip gidiyor bizi.

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       ***

Neler öğrendik;

1. Kalpte oluşan duyguların kaynağı güzel bir görüntüyle karşılaşıp bunu unutmayayım diye düşünürken görüntünün daha güzel başka bir görüntüyle karşılaştığını, bu görüntüyü aklımda tutayım derken görüntünün değiştiğini, daha güzelinin kendini gösterdiğini, bu böylece sayılamayacak kadar çok devam ettiğini, Mevlana Hazretleri bu durumdan çok zevk aldığını, içinde tatlılık ve ferahlık oluştuğunu öğrendik.

2. “ Tanrı’nın bir şarabı vardır ki, Tanrı onu veliler için hazırlamıştır.” Veliler onu içince sarhoş olur, sarhoş olunca hoş bir hal alırlar. Hoş hal olunca da kendilerinden geçtiklerini öğrendik.

3. Allah aşıklarının içtikleri Tanrı şarabından Mevlana Hazretlerine de ikram edildiğini öğrendik.

                              *

RAVLİ MEVLANA VE TANRI ŞARABI yaz Googleden oku

                               *.

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D428

Çözülmüş düğümü (Anlaşılmayan, karışık, birbiri ile ilişkisi yok gibi gözükeni) bağlayan (İlgiyi, yakınlığı kuran, bir araya getiren, anlaşma oluşturan, birbirine tutturan), kendi haline de güler, dünyanın haline de.

Buluşmadan, ayrılmadan söz edip dururlar amma ayrılmayan, nasıl buluşur ki?

                      ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                   ***

Neler öğrendik;

1. Dağılmış, çökmüş, birliği, beraberliği yitirmiş, parçalamış inancı, kişi ve ilişkileri bir araya getirip gevşeklikten, güçsüz kalmaktan kurtaran kişinin bu yaptığı işe kendisinin bile hayret edip güleceğini öğrendik.

2. Buluşmak için önce ayrılık olması, beraberliğin değeri ve öneminin tekrar hatırlanması gerektiğini, beraberken de değerleri önde tutmak gerektiğini öğrendik.

                   *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D427

Eski görüşüp konuşmamızın hakkını hiç gözetmiyorsun (Gereğince değerlendirmiyorsun);

Zulmünden (Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durumdan) hiç bu çeşit bir düşünceye kapılmıyorsun.

Gözde oturmadasın, gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) inciler (Tüm zamanlarda şekli değişmeyen mücevher sözleri, sırları) saçıyorsun (Isı ve ışık yayıyorsun);

Ne ateşten korkun var ne sudan.

                                ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri aşık olduğu Allah dostu, sevgili Şems Hazretleri ile konuşmalarını hatırlayarak Şems Hazretlerinin yeteri kadar değerlendirmediğini sandığını öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin devlet sahibi olarak kendisinde olan yetkiyi istediği gibi kullandığını, karşısındaki bana ne der diye değerlendirme yapmadığını, doğru olan ne varsa yaptığını öğrendik.

3. Mevlana Hazretlerinin gözünden Şems Hazretlerinin görüntüsünün hiç gitmediğini, verdiği sır, sırrın sırrı, sırrın sırrının sırrını hiç aklından çıkarmadığını, Hazretin sevgi ve saygısını kalbine, duygularına yerleştirip onun ısısı ve ışığı ile sevinç duyduğunu öğrendik.

   Devlet (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamına)                          *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D426

Söz (Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi), ağzımda dönüp dolaşıyor amma bir şaşılacak şey de sözün çevresinde dönüp dolaşmada (Arayış içinde olduğuna, her çareye başvurmak).

Kendi çevremde dolaştığıma (Sema ettiğime) şaşkın-şaşkın bakma;

Benim çevremde dönüp dolaşanı seyret.

                         ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri söyleyeceği sözü ağzından hemen çıkmadığını, onun hakikati olduğu gibi anlatması, dinleyene, okuyana ışık olması, beğenilerek içselleşmesi için hemen söylemediğini öğrendik.

2. Nasıl ki kainat döngü içinde, Mevlana Hazretlerinin de bu döngüye uyum sağladığını, öğrendik.

3. Çekim gücü olanın etrafında görünen, görünmeyen varlıkların döndüğünü, Mevlana Hazretlerini de çekim gücünün ne kadar kuvvetli olduğunu ziyaret edenlerin çokluğunu seyrederek anlayabileceğimizi öğrendik.

4. Dünyada en çok okunan kitabın Kur'anı kerim olduğunu, ikinci sırada olanın ise Mesnevi olduğunu öğrendik.

                                  *

   RAVLİ

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D425

Ağza alınıp çiğnenen her güzel lokma, coşar, köpürür, tortusuz, tümden can olur-gider.

Güneş de, Ay da, gökyüzü de, gizli ne varsa açığa çıksın, varlık alemine gelsin diye döner-durur.

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                        ***

Neler öğrendik;

1. Yediklerimizin tümden sevimli, hoş göründüğünü, canımıza güç-kuvvet verdiğini, yani görünenin görünmeyene etkisini gösterdiğini öğrendik.

2. Göremediklerimizin görünür aleme gelmesi için güneşin, Ay'ın, gökyüzünün uğraştığını öğrendik.

                               *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D424

Her solukta, sarhoş cana şarap (Tanrı şarabı) sunar da canım, gönlüm (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), onunla buluşur-gider.

Tuhafı şu ki bir katrecik (Damla) su elde ettim de incilerle dopdolu denizine kavuşmayı umuyorum.

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerini düşündükçe canının sarhoş bir hale geldiğini, bu durumda kalbinde oluşan duygularının kaynağı aşık olduğu Şems Hazretleri ile gönülden gönüle olan yolla buluştuklarını öğrendik.

2. İnancı kuvvetli kişilerin candan gönülden çok özlediği kişiye ulaşabileceğini, ağızsız, dilsiz, kulaksız konuşup söylenenleri duyacağını öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinde devlet sahipliğini görünce bu duruma gelmeyi, kavuşmayı çok arzuladığını öğrendik.

                                *

   Devlet (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamı)

                               *

RAVLİ