MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H49

A zevki (Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinin veya düşünülmesinin insanda uyandırdığı hoş duygusu) yok olup giden, varlığa bürünmüşsün, bir varcağız olmuşsun;

O kocalmış zahit (Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren, dünya işlerine önem vermeyen kimse) puta tapar bir adamcağız kesilmişsin.

Elceğezin daraldıysa (Para sıkıntısı içinde ise) gam (Üzüntü) değil;

Çünkü kafatası testisinden yaygın bir sarhoşcağız (Kendini bilmeyecek durumda) olmuşsun-gitmiş.

                           *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            *

Neler öğrendik;

1. Yaşama zevkini yaşamayanın yok olup giden bir küçük varlığa döneceğini öğrendik.

2. Kendini ibadete verip ihtiyarlayan kimsenin puta tapanlar gibi olacağını öğrendik.

3. Para sıkıntısı çekmenin üzüntü kaynağı olmaması gerektiğini, kafamızın içinde mutluluk duyan merkezini körleştirmemek gerektiğini öğrendik.

4. İman sahibi kişinin var-yok derdinde olmadığını, ibadetini yaptığı gibi hayatın ona sunduğu güzelliklerden yararlanması ve güzelce yaşaması gerektiğini öğrendik.

                                        *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H48

Ey dostundan gönlünü (Kalpte oluşan duygularının kaynağını) alan dost (Sevilen, güvenilen, iyi anlaşılan kişi);

Gönlün (Kalpte oluşan duygularının kaynağı), dostan meyveler dermesi (Toplaması), faydalar görmesidir iyi olan şey.

Sen dosttan gönlünü aldın, soğudun ya;

Düşman sevincinden derisine sığmıyor.

                      *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       *

Neler öğrendik;

1. Kalpte oluşan duygularımızın kaynağını yani gönlümüzü Allah dostuna vermekle ondan çok faydalar sağlayacağımızı, bunun iyi bir davranış olduğunu öğrendik.

2. Allah dostundan bir şekilde soğuyup uzaklaşanın uyarıcıdan, yol gösterenden ayrı düşeceğinden, bu duruma düşmanlarının çok sevineceğini öğrendik.

3. Allah dostunu hakikati olduğu gibi kişinin yüzüne ve anlayacağı bir biçimde söyleyeceğini, ona bağlı olan kişinin bu bilinçle yanlışa düşmeyeceğini öğrendik.

                              *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H47

A Ay (Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan) yüzlü (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Haretleri), her şuçun kefâreti (İşlenmiş bir günah, suç veya kabahatin bağışlanması için dini bakımdan verilmesi veya yapılması gereken şey) değil misin sen?

Can Yusuf'unu kuyudan çıkarmak için ip değil misin sen?

Hayır.

Bunlardan da üstünsün;

Yolda iyi bir kılavuzsun;

Binlerce güneşin anahtarısın sen a yüzlüm.

                           *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                     *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretleri günah ve kabahatleri bağışlayan, kuyunun dibinde karanlıkta ve çaresizlik içinde olana oradan çıkıp normal bir yaşama kavuşturanın olduğunu öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin etkisinin ve yetkisinin çok daha fazla ve etkili olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik.

3. Koskoca Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin üstünlüğüne defalarca şahit olduğunu, hakikat yolunda iyi yol gösteren, bilgi veren, yol ve yöntem gösteren, görünür görünmez yardım eden Allah dostu olduğunu bize tanıttığını, bizim de yaralanmamız için önemle işaret ettiğini öğrendik.

                                    *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H46

Kavuşma yolu sandığın yol, kavuşma yolu değildir;

Bıraktığın can dünyası, bu dünya değil.

Hızır'ın bengisu (Ölümsüzlük veren su) içtiği kaynak var ya, senin yolundadır amma sen tutmuş, toprakla doldurmuşsun onu.

                      *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                        *

Neler öğrendik;

1. Kişinin kendi aklınca Allah'a kavuşacağını sandığı ve izlediği yolun kavuşma yolu olamayacağını öğrendik.

2. Ölümle canımızı mezara gömmediğimizi, canımızın yerinin yaşadığımız bu dünyadan olmadığını, geçici bir süre gelmiş olduğunu öğrendik.

3. Hızır'ın içtiği ölümsüzlük suyu Allah'a gidilen yolda olduğunu, ama bu suyu arama yerine içimizi yiyeceklerle doldurursak bu su kaynağını fark edemeyeceğimizi, geçip gideceğimizi öğrendik.

4. Allah'a kavuşma yolunda kendimize Allah dostunu kılavuz olarak bilmemiz onun sözlerine göre hareket etmemiz ve yardımını almamız gerektiğini önemle istememiz öğrendik.

                            *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H45

(S.336) Bir araya baş çatmış, sırlar söyleşmiş, delinmemiş incilerden birine (Allah'ın hiç bir insanın duymadığı sözüne) ulaştın mı, görürsün ki dünya denen samanlık (Az değeri olan), aklından çıkmış gitmiş (Unutuldu).

Zâti (Zaten) sarhoş olup yattın uyudun mu dünya, bir arpayadır (Çok az değeri olandır) sence (Sana göre, senin düşüncene göre).

                    *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                    *

Neler öğrendik;

1. Değerli olanın Allah'tan gelen söz olduğunu, hiç bir insanın duymadığı sözü kalbinde sanki kulağın gibi duyduğun zaman dünyaya olan sevginin çok değersiz hale geleceğini öğrendik.

2. Tanrı şarabıyla sarhoş olup uyuyanın dünyaya çok az değer vereceğini öğrendik.

3. Kimse olmadığı zaman söz duyduğumuz zaman sağa-sola, arkaya bakıp kim söyledi diye bakındığımız zaman cinlerin söylediği söz olduğunu bilmemiz, söz kalp bölgesinde duyup kim söyledi diye bakınılmadığı zaman bu söz Allah'tan gelen söz olduğunu öğrendik.

 *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H44

Yarabbi!(Ey Allahım)

Sen bana alaycı bir nefis (Hayelle birleşen emredici istekler) verme;

Senden başkasıyla uzlaştırma (Anlaşma yaptırma bana) beni.

Ben, kendi nefsimin (Hayelle birleşen emredici isteklerin) fitnesinden (Kargaşasından) boyuna sana kaçmadayım;

Seninim ben, beni tekrar bana verme.

                   *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                    *

Neler öğrendik;

1. Nefs'in dünyaya ve ahirete insanı isteklerle bağlayan, hoşlanma duygusu veren, ihtiyaç bildirimi yapan kuvvet olduğunu öğrendik.

2. Nefs'in hayelle birleşen istekler olduğunu öğrendik.

3. Nefs'in isteklerini kendi dile getirmediğini, cinlerin getirdiğini, cinlerin insan şeytanlardan faydalanarak aşırı isteklerini yaptırdığını öğrendik.

4. Mevlana Hazretleri nefsinin zorlamalarından Allah'a sığındığını ve Allah'ın kendisini kendisine bırakmamasını, nefsin kargaşasından kurtarıp kendisine sahip çıkmasını istediğini öğrendik.

                            *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H43

Yarabbi!

Sen onu cefacı (Aşırı eziyet eden, sıkıntı veren) bir sevgiliye (Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kimseye) düşür (Uğramasına sebep ol);

Sen ona kötü huylu (İnsanın yaradılış ve ruh özelliklerinin, eğilimlerinin ve içgüdülerinin bütünü), ciğerini yiyen (Dayanılmaz bir üzüntü veren) bir güzel musallat et de (Bıktıracak kadar düşen) aşıklar (Aşırı sevgi ve bağlılık duyanlar), ne biçim bir gam (Sıkıntı-üzüntü) içindeler;

Anlasın-bilsin.

Yarabbi!

Aşk (Çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusu) ver ona, aşk (Çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusu) ver, aşk (Çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusu) ver.

                              *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                               *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri aşık olduğu Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretlerinin kendisinden habersiz ayrılması ile çok özlem duyduğunu, onu nasıl sevdiğini ve nasıl sıkıntılar çektiğini anlaması ve geri dönmesi için Allah'tan onun da aşık olmasını dilediğini öğrendik.

                               *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H42

Hem aynayız (Seni sana olduğun gibi gösteririz) biz, hem yüzüz (Herhangi bir durumu yüzden anlarız, ilgi ve yakınlık göstereniz, güzelliği, parlaklığı ortaya çıkarırız);

Hepimiz de ölümsüzlük kadehiyle sarhoşuz (Kendimizden geçmişiz).

Hem hastalığı gideririz, hem şifayız (Bedensel veya ruhsal bir hastalığın son bulması, hastalıktan kurtulma sebebiyiz);

Hem bengisuyuz (Ölümsüzlük veren suyuz), hem sakayız (Bengisuyu evine taşıyanız) biz.

                            *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                             *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretlerine çok sevgiyle bağlanan, aşk öğretisini içselleştiren kişinin Mevlana Hazretlerinin yardımını alacağını, önce öz eleştiriye sokarak gerçek durumu kişiye gösterip onun düzelmesi için gereken çalışmaların yapıldığını, kişiye yardım edildiğini, güzelliğe ve parlaklığa doğru mesafe aldırıldığını öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri ve dostlarının kendinden geçmiş kişiler olarak göründüklerini fakat akıllarının başlarında dikkatli ve bilgili olarak kişideki hastalığı teşhis edip yönlendirip hastalıktan kurtulmayı sağladıklarını öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri ve dostlarının kendilerine sevgiyle bağlanmış dostlarına ölümsüzlük suyu bengisuyu evine kadar taşıdıklarını öğrendik.

                         *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H41

Her ne kadar bu perdede, hepimiz de tutsaksınız amma, bu perdeden dışarıya bir çıktınız mı, hepiniz de beysiniz.

O bengi su (Abıhayat-İçen kimseye ölümsüzlük sağladığına inanılan bir su), halka boyuna diyor ki;

Irmağımızın kıyısında hepiniz de ölün.

                   *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                   *

Neler öğrendik;

1. Allah insanları bir perde içinde tutsak ettiğini, bu perdeden çıkmayı başaranların saygın bir kişiliğe ulaşacaklarını öğrendik.

2. Ölümsüzlük elde etmenin kolay olmadığını, halkın suyun kıyısına varıp susuz olarak öldüklerini öğrendik.

3. Mevlana Hazretlerini çok sevip bağlananların abıhayata kavuşabileceklerini, Mevlana Hazretlerinin sevdiklerini severek, saygı duyarak birlikte ebedi olmanın beğenilen, çekici, hoşa giden kişilik kazanacaklarını veya kubbe altına alınıp çok az kişinin bileceği biri olarak huzur içinde yaşayacaklarını öğrendik.

                                   *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H40

Meydan geniş, meydana çıkacak er (Yiğit) yok;

Dünyanın halleri (Karışıklığının içinden çıkma, sonuca varma), bildiğin gibi değil.

Halk, görünüşte erenlere (Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimselere) benziyor;

Fakat içlerinde Müslümanlık ışığı yok.

                    *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                    *

Neler öğrendik;

1. Dünyanın geniş bir alan olduğunu, meydana çıkıp savaşacak yiğitlerin çok az olduğunu, dünyanın karışık sorunlarının içinden çıkan, doğru sonuca varan kişilerin çok az olduğunu öğrendik.

2. Halkın her konuda sezgiye dayanan görüş ve düşüncesi olduğunu, bazılarının doğruyu görebildiğini öğrendik.

3. Müslümanlık ışığı; Nurun içindeki ışığın aydınlatmasıyla olay ve kişileri görmek, hakikati olduğu gibi görmek ve buna göre çıkacak sonuçlara göre davranmak, sözler söylemek ancak Müslüman olan kişiye bağışlandığını, perdesiz bir görüş olduğunu öğrendik.

                              *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H39

Bir lütuf (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik) etmiştin geceleyin, beni okşamıştın;

Bugün o lütfu (Armağanı), saçların gibi arkana attın;

Gözlerin, senin yüzünden sarhoş, bense gözlerinin yüzünden sarhoşum;

O sarhoşlarla bu sarhoşlarla bu sarhoşa hiç yönelmedin.

                  *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                 *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusuyla Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretlerinin kendisini okşamasından çok sevindiğini fakat okşamaya devam etmediğini öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin içsel bir kendinden geçişi olduğunu, Mevlana Hazretleri gözünün içine bakınca kendinden geçtiğini başka bir sarhoşluğa yönelmediğini öğrendik.

             *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H38

A gönlüm (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), o padişahlar padişahının (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretlerinin atının) dizginine (Gemin uçlarına bağlanarak hayvanı yöneltmeye yarayan kayışa) yapış da, bu gece a Ay (Karanlıkta kalmışların yolunu aydınlatan nur) yüzlü, bize konuk ol de.

Yarın derse dinleme, hemencecik Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (Yetki ve kuvvet yalnız Allah'ındır) de.

                      *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                    *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini konuk etmek, ağırlamak, onunla vakit geçirmek istediğini ve davet ettiğini öğrendik.

2. Allah dostu Şems Hazretleri Mevlana Hazretlerinin davetine yarın diyerek daveti ileriye atarsa, sabrının kalmadığını, Allah'ın kuvvet ve kudretini hatırlatarak hemen hükmünü yaşatmasını Mevlana Hazretlerinin istediğini öğrendik.

                   *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H37

Yere bir define (Değerli şeyler) gömülmüş, gizlenmiş;

Küfür ehlinden de (Allah'ın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inançları usta bir biçimde kabul etmeyen, tanımayan da) gizli, din ehlinden (Allah'a, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren, toplayan, sağlayan inanç düzenine) de.

Gördük ki o gizlenmiş şey, gerçekten de aşktır (Çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusudur);

Böyle bir gizlenmiş şeyin yüzünden soyunduk (Mevlevilikte tarikata girdik), çır-çıplak (Toplumun üstümüze giydirdiği, doğru ve yararlı diye kabul ettirdiklerini üstümüzden attık) olduk gitti.

                      *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                     *

Neler öğrendik;

1. Çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusu olan aşkın saklanmış bir hazine olduğunu, Allah'a inananlardan da inanmayanlardan da gizli olduğunu öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri hazine olan aşkı bulduğunu, içselleştirdiğini öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri ve kendisine inananların toplumun üstlerine giydirdikleri, iyi, doğru, güzel her ne varsa Üzerlerinden atıp çırçıplak bir hale gelerek aşk elbisesine Mevlevilik diyerek örtündüklerini öğrendik.

                                     *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H36

Su verirsen, zati (Zaten-doğrusunu istersen) senin fidanındır, sen (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretleri) dikmişsin;

Beni alçaltırsan, zati (Zaten-doğrusunu istersen) tutup yücelten sendin.

A Ay (Nur) yüzlüm, çer-çöp (Süprüntü) gibi ayaklar altındaydım;

Gökyüzü gibi beni sen yücelttin.

                             *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri kendisini fidan gibi yere diken, sulayıp büyülten, halkın arasından alıp gökyüzü gibi bir yere yüceltenin Şems Hazretleri olduğunu öğrendik.

                                 *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H35

Bir aşk (Çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusu) ki gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) üstün oldu, onunla birleşti;

Derken gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), onunla komşuluk ettiğinden yok oldu gitti.

Gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) bir kuş gibi ona (Aşka) karşı kanatlarını indirdi;

Aşksa onun kanatlarını yoldu da onunla uçtu.

                     *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                      *

Neler öğrendik;

1. Duyguların kaynağı olan gönülün aşkta yok olduğunu öğrendik.

2. Aşkın duyguları hareketsiz bırakarak kendisiyle hareket eden, coşku ile, zevk alan haline getirip yücelere alıp gittiğini öğrendik.

                      *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H34

Benden, üç şeyi seçtin de aldın götürdün;

Gönülden sabrı (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden beklemeyi),

Yüzden rengi,

Gözden uykuyu.

Elin-kolun sağ olsun, Tez ellisin (Süratli bir biçimde insanı tutansın) ;

Senin gibisini analar doğurmamıştır;

Akıllara bile sığmıyorsun sen.

                 *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                *

Neler öğrendik;

1. Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinden sabır edecek kuvveti, yüz rengini, uykusunu aldığını öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin avcı bir kuş şahin gibi insanı avladığını, elinde bulundurarak başkalarına kaptırmadığını, insanın aklıyla Şems Hazretlerini anlayıp tanımlayamayacağını öğrendik.

                          *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H33

Yüzün namaz kesildi (Beş vakit temiz bir şekilde karşısında durup saygı gösterilecek yüz ), gözlerin oruç (Çok sevilen veya istenilen şeylerden uzaklaştıran bakışa sahip);

Her ikisi de dudaklarından dilenmede (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretlerinin dudağından istenilip cevap alınacak yer) .

Suç mu işledim;

Yoksa sarhoş muydum (Aklım başımda değil miydi?) ben?

Suyunu içtim (İkramını içime aldım, içselleştirdim);

Orucumu bozdum-gitti.

                         *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                          *

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinde normal insanda olmayan bazı özellikleri gören Mevlana Hazretleri, aklının başından gittiğini sandığını, sarhoşcasına bakışla baktığını, namaz, oruç gibi çok kıymetli ibadetlerin değerlerinin yansımasını Şems Hazretlerinin şahsında gördüğünü öğrendik.

2. Allah dostuna bakmanın, onun sözlerini dinlemenin ibadet kadar değerli olduğunu öğrendik.

                                    *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H32

Dün darmadağın bir halde, gül gibi, senin (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretlerinin) aşkından yakamı yırtarak yeşilliğe gittim;

Sensiz, baharın güzelliklerinden gözüme, ancak akar sular göründü;

Başka birşeycik göremedim.

               *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

               *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri, Şems Hazretlerinin şahsında gördüğü Allah sanatı ve yansıması onu hayret makamına taşıdığını, kendini bahçelerde yürüyerek coşkunluğunu sakinleşmeye çalıştığını öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin güzelliklerini seyrederken baharın güzelliklerini suyun meydana getiren kuvvet ve kudreti olduğunu gördüğünü öğrendik.

                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H31

Senin kulluğunda (Tam bir doğrulukla bağlanıp hizmet etmekte), kulağımda küpe (Köle olduğunu gösteren küpe) var a padişahım;

Kulluğuna, canla-gönülle çalışmaktayım a padişahım (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretleri).

Tapında (Yaşam yerinde), gölge gibi önünde gitmedeyim, sen aslansın, bense karakulağım (Kedigillerden, genellikle kahverengi olup üzerinde gri veya beyaz benekler bulunan, kulaklarının ucu püskül şeklinde tüylü, vahşi bir hayvan) a padişahım (Başkanım).

                      *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                      *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri tam bir doğrulukla Şems Hazretlerine bağlanıp hizmet etmek için kendini adadığını, bu durumu hiç unutmayacak köle küpesini kulağına taktığını öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinde Allah'ın güzel sanatını ve yansımasını görerek hayranlıkla aşık olduğunu ve sevgiyle bağlanarak hizmet ederek yakınında olmayı tercih ettiğini öğrendik.

3. Şems Hazretlerinin uygun olanı avlayan, uygun olanı da gösteren Mevlana Hazretlerinin olduğunu, Allah'ın huzuruna doğru gidecekleri olgunlaştırıp huzura kabul edilecek öğreti için yardım edeceklerini öğrendik.

                                                *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H30

Aşkta (Çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusunu), deliliğin (Coşkunluğun) özünü (Benliğini, kendi manevi varlığını)-özetini (Anlamın daha kısa ve özlü biçimini) benden iste;

Gitmiş (Canını vücudundan ayırıp sevgilisine vermiş) canı, baş-aşa (Aşağı) dönmüş aklı (Düşünme, anlama, kavrama gücünü) benden iste.

Günleri uzatıp giden yüzlerce olayı (Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü işi) benden iste;

Kan ateşiyle (Soylu kişilerin ısı ve ışıklarıyla) dop-dolu yüzlerce çölü (Susuz ve ıssız kalmış geniş alanı) benden iste.

                          *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                          *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusunun ne olduğunu, nereye yöneltilmesi gerektiğini, delilik gibi gözüken çok şeyin akıllıca davranış ve yol alış olduğunu, doğru yere ulaşıldığını öğrettiğini öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri kişiye toplumun kişilik olarak yüklediğini silip kişinin özüne dönüp yeniden kişilik kazandıracak duruma, özelliklere getireceğini öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri dünyada çok işlerin ters olarak konumlandığını, bunları doğru olarak çok kişinin kabul edip yanlışa düştüğünü göstererek aklın doğru bilgi ve doğru görüş ile kararlar vermesini, hakikati olduğu gibi kabul edip buna göre cesurca davranmayı öğrettiğini öğrendik.

4. Duyduğumuz veya şahit olduğumuz günlük olayları ve kişilerin esas amaçlarını anlayamadığımız için kafamızın karışacağını, bu karışıklığı Mevlana Hazretlerinin öğretisi ile aydınlığa kavuşturularak kafa karışıklığından kurtulacağımızı öğrendik.

5. Çok ulu insanların bile Mevlana Hazretlerinin aşk öğretisi ile yolunu ve yönünü bulduklarını, Hazrete hayranlıkla bağlandıklarını öğrendik.

                                 *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H29

Birlik (Allah'ın varlığına, birliğine ulaşma) yolunda ne ibadet (Allah'a bağlılığını göstermek için yapılan hareketler) vardır, ne suç (Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış vardır);

Meyhane (Tekke) mahallesinde yoksul (İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan bir biçimde olan) kimdir, padişah (İdare eden, emir veren) kim?

Kalenderin (Alçak gönüllü, yumuşak huylu, olayların üstünde fazla durmayan, sade yaşamaktan hoşlanan) yüzü, ister aydın olsun, ister kara.

Arş'ın sayvanında (Gölgeliğinde) güneş nedir, Ay ne?

                       *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                       *

Neler öğrendik;

1. Allah'ın varlığın birliğine ulaşma yolunun herkese açık olduğunu, kişinin özelliklerine veya geçmişine bakılmadan yolcuya yol açıldığını, Allah dostları tarafından yardım edildiğini öğrendik.

                          *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H28

(S.283) Yanakların ter ü taze (Çok taze), hoş gelmişsin güzelim (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretleri), hoş gelmişsin;

Dudakların gülüyor, o lâ'l (Kırmızı renkli kıymetli taş gibi) dudakları ısırarak gelmişsin.

O gün, gönlümü (Kalpte oluşan duygularımın kaynağını) göğsümden aldın-götürdün;

Bu yetmedi sanırım ki bugün canıma kastetmeye (Öldürmeyi amaç olarak almışsın) gelmişsin.

                        *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         *

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin çok özel bir kişi olduğunu gören Mevlana Hazretlerinin aşık olduğunu, İlahi aşkı ondan öğrenip birlikte yaşadıklarını öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri İlahi aşkla aşık olduğu Şems Hazretlerine gönlünü, canını taşıdığını, kendini yok ederek Şems Hazretlerinde var olmak isteğinde olduğunu öğrendik.

                                  *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H27

Canıma (Yaşamı oluşturan ve kimi kişilerde beden ve zeka dışında ölmez bir bütünlük olarak tanımlanan güç, doğada olanları ruhla yöneten kuvvete), şeker gibi neşeler (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinçle) doldurdun;

Yaprak (Gül yaprağı) gibi şekerler içine attın ben;

Bugün gülmelere batıp gidiyorum;

Ağzıma ne biçim gülüş ektin sen?

                    *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                   *

Neler öğrendik;

1. Allah dostuna çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusu olan aşkın Mevlana Hazretlerine tatlılık ve neşe verdiğini öğrendik.

2. Aşkın Mevlana Hazretlerine yerleşerek, ağzından sevinç ve gülmeler meydana getiren sözler söyleyen biri haline getirdiğini öğrendik.

                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H26

Bir can var ki gıdası gamdır (Genellikle kötü bir şey olacakmış düşüncesiyle ortaya çıkan ve sebebi bilinmeyen gerginlik duygusu), düşüncedir (Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik);

Bir başka can da var, ormandaki aslan gibi.

Düşünce, kesere (Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araca) benzer;

Aklını başına al da boş yere düşünme;

Düşünme de keseri ayağına vurmayasın.

                 *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                *

Neler öğrendik;

1. Bazı insanların üzüntülü düşünceden beslenip yaşamının sonuna kadar devam ettirdiklerini, kendilerini çok tedbirli olarak tanımladıklarını öğrendik.

2. Bazı insanların da Allah dostuna sevgiyle bağlanmış bir aşık olarak korkusuz aslan gibi yaşamlarını sürdürdüklerini öğrendik.

3. Boş yere düşünmek kişiyi kendi kendini yaralamaya sebep olduğunu öğrendik.

4. Kişinin hakikati olduğu gibi yüzüne söyleyen Allah dostuna sevgiyle bağlanan, onun sözleriyle kendini süsleyen kişinin gürbüz, cesur ve yiğit kişi olacağını öğrendik.

                                  *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H25

Tövbe etmeye (Bir işi bir daha yapmamaya söz vermeye) kalkışma, ben bozdum tövbemi (Tövbe ettiğim herhangi bir işe, duruma yeniden döndüm);

Artık sarhoş (Kendini bilmez durumdaki) canıma, tövbe etme isteği de hiç mi, hiç gelmez.

Yüz kez, bin kez tövbe ettim;

Elimin elinden tövbe, kan ağlıyor (Büyük üzüntü içinde bulunuyor).

                          *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                          *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri kendisinden habersiz ayrılan Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretlerini sevme ve düşünmeyi bırakmaya defalarca karar verse de tövbesini bozduğunu, aşkına devam ettiğini öğrendik.

2. Aşkın tövbe kabul etmediğini öğrendik.

                           *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H24

A güzel, (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretlerinin) ansızın yüzünü görünce aşktan (Çok kuvvetli sevgi ve bağlılık duygusu ile) başım döndü, yolu yitirdim gitti.

A Ay (Beyaz-Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan) yüzlüm, görürsün;

Bir gün aşkının gamıyla geçer-giderim de başın sağ olsun derler, filan (Önem verilmeyen, hafif kimse), İnna li-llah (Geldiği yere gitti)

                            *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine bakınca Allah'ın güzel sanatını ve yansımasını görünce çok özel biri olduğunu anlayıp hemen aşık olduğunu, kendi izlediği yolu kaybedip Şems Hazretlerinin yolunu arama ve bu yolda isteğine düştüğünü öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri kendinden haberi olmadan ayrılan Şems Hazretlerinin başına üzücü veya kötü bir şey olacak korkusundan doğan tedirgin edeci duygu ve düşüncesiyle, özlem içinde öleceğini, Şems Hazretleri de ölümünü duyunca sıradan bir baş sağlığı dileyeceğini tahmin ettiğini öğrendik.

                                 *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H23

 

Sevgili (Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretleri) beni bir deste tereye (Az bir değere) sattı;

Belki o geçer akçe (Gümüş para) olan dost, beni tekrar alır.

Şecere (Soyunun, ailenin bilinen en eski atasından başlayarak son üyelerine kadar kökten çıkan ağaç görünümü içinde gösterilen çizelge) sahibi, güzel bir örnek geliştirmiştir;

Ucuza alan, ucuza satar gider.

                     *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                    *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri kendisinden habersiz giden Şems Hazretlerinin kendisine çok az değer verdiği için böyle davrandığını, belki geri dönüp tekrar benimle dostluk kurar diye düşündüğünü öğrendik.

2. Şems Hazretlerinin asil, soylu, büyük bir kişi olduğunu, kendisinin iyi bir örnek olarak kendini göterdiğini öğrendik.

3. Alış değeri, satış değerini etkilediğini öğrendik.

                        *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER H22

Akşam oldu da gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), gene feryattan (Yüksek sesle haykırmaktan) kurtulamadı;

Yüzyıllık gam (Üzücü veya kötü bir şey olacak korkusundan doğan tedirgin edici duygu) bir günde söylenemez ki.

A benim canım, cihanım;

Akşam olunca gam yemeyi (Üzücü veya kötü bir şey olacak korkusu içinde olmayı), buzağısına (Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusunu) yitiren (Ne olduğunu, nerede bulunduğunu bilemeyen, kaybeden) bilir.

                 *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                *

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri akşam olunca çok sevip bağlandığı Allah dostu, sevgili Tebrizli Şems Hazretlerinin kendisinden habersiz ayrılmasından doğan üzüntü içinde özlemle haykırdığını öğrendik.

2. İnsanın yaradılışında olan gamın nedeninin ve sonucunun bir günde ortaya çıkmadığını öğrendik.

3. Sevdiğinden ayrı düşenin, bilinmezlik içinde olduğu sanılan sevgilinin başına gelebilecek fenalıklar olabileceği duygusunu ancak böyle bir durum yaşayanların anlayabileceğini öğrendik.

4. Bir annenin kaybolan yavrusunu aradığı gibi sevenin de sevdiğini aradığını öğrendik.

                              *

RAVLİ