(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
3500. Yıkanıp da temizlenip
dışarı çıkınca da gülerek, denizin dalgalarını yarıyorsun der.
Tabiatında birazcık da ateşlik
olan o suda tahta bir kâseye döndüm ben.
Bilmiyorum ki o kıyı nereye
gitti?
Çünkü denizin bir kıyısı
görünmüyor ki.
A Tebrizli Şemseddin, usancından
(Bıkkınlıktan) her solukta bir kıvılcımdır,
çakıyorsun sen zaten.
Sevgilimi benden ayırmak istiyorsan
boşuna;
O oldum ben, ne yapabilirsin ona?
Söyle.
Aramızda bir kıl bile göremezsin
sen de arada utançla (Gülünç durumda)
kalakalırsın.
Âşık, rüsva (Ayıplanacak durumda) olsa bile ayıbını görme;
Denizde bir şeycik olmasa bile bu
denize bir ayıp değildir ki.
A ellerini suya daldırmış kişi,
kuru kerpiç (Güneşte kurutulmuş tuğla) almak
istiyorsan (Olağan üstü bir elde ediş) gel bu
yana.
Sen, tersine bulut gibi yerden
gökyüzüne yağmur yağdırmak istiyorsun.
Aşk, sende keskin tırnak (Kırıcı, incitici etki) bırakmaz;
O başı kaşıman (Kararsızlık) yerindedir artık.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Aşk denizinin kıyısı olmadığını, içine girenlerin aşk dalgalarıyla
uğraştığını, temizlendiğini, yakıp kül eden yapıdan kurtularak faydalı biri
haline geleceğini öğrendik.
2.
Şems Hazretleri ile Mevlana Hazretlerinin arasında kıl
kadar fark olmadığını, ayrılık bulmaya çalışanların sonunda utanıp
kalacaklarını öğrendik.
3.
Aşkın davranışlarının acayip olsa da ayıp hareketler
olmadığını öğrendik.
4. Hayalinden sıra dışı işler yapmak isteyenin aşk denizine girmesi
gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aşk denizi insanda kırıcı, incitici davranışlar bırakmadığını,
kararsızlık içinde kalmış insanlara emin yol gösterici olduğunu öğrendik.
*
RAVLİ