4 Ocak 2016 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 1590 İNCİ BEYİT

1590. Ey can, ben alıcı (Kendisine bir şeyler gönderilen) doğanım (Avcı kuşum, leşe konmam, padişahın elinden beslenirim);

Ey can, bağlama ayağımı benim (Hareketsiz bırakma);
Bundan böyle baykuş (Uğursuzluk getirenler) gibi viranede kalmayacağım ben.

Seninle oyalanıp kalamam, gönlümde sabır denilen şey kalmadı;
Yürü, başkasına söyle, masal dinlemiyorum artık.

Göklerin tohumuyum (Gök kubbeye aidim), bir zamancağız şu toprağın içinde kalırım;
Baharın adaleti geldi mi tohum biter, yeşerir.

Sen (Uğursuzluk getiren) kuşlara bir belasın, o bildiğin tohumdan, o tohumla dolu ambardan tutuyor, bir avuç alıyor, serpiyorsun onlara.

Ey bana çeki-düzen veren!
Ey beni parlatıp ışıtan, yüzlerce gök kubbe haline getiren, mutlaka, söyle ey dost, bu böyle mi, değil mi?

Benim canım, bir kere daha zinciri oynat da şöyle bir uzaktan deli-divaneleri seyret.

Bu, baht gül bahçesinin ta kendisi, Yarabbi, nasıl bir ağaç bu ki her an yüzlerce sarhoş bülbül yuva kuruyor bu ağaca.

Can, kulağını bura-bura geliyor, gönül güzellerin bulunduğu yere gelmede;
Çünkü bahar geldi, o yabancı, o zalim kış öldü gitti.

Ben sarhoşum, seninde gönlün hoş, gamınsa ne gönlü kaldı, ne başı;
Bu daha iyi.
Gönül ver sevgiliye, elinden şarap iç onun, bu, elbette daha iyi.

Dünya sanki baştanbaşa bir deniz, bedense sedef adeta;
Can inci gibi sanki
Bunların içinde en iyisi de inci (Can) zaten.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin insanlara uğursuzluk getirecek söz ve davranışının olmadığını, gök kubbeye ait zamanı gelince yeşeren, meyve veren tohumları bize getirdiğini öğrendik.
2.    İlahi iradenin şanslı kıldığı kişilerin gül bahçesinin Mevlana Hazretlerinin gönlü olduğunu, sevinçli kişilerin gönlünü Mevlana Hazretlerine verdiğini ve gönlüyle canını bu alana taşıdıklarını öğrendik.
3.    Allah dostlarını sevmekle, bağlanmakla, gönül vermekle, can vermekle ilahi iradenin kaçınılmaz bir biçimde kaderimizi değiştirdiğini, şanslı bir kişi haline getirdiğini öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Yücelere ait kişiyi sevmemiz, sevgimizi tutkulu bir hale getirip bağlanmamız, gönlüne taşıdığımız bu kişilerin dediklerini doğru kabul ederek ve önerdiklerini yaparak gönlüne girmemiz, girdiğimiz bu gönle canımızı vermemiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Ey yaren, senden bir masraf, üyelik kaydı, kayıt ücreti istenmeyen, alınmayan bu hakikati görme, anlama, yaşama çağrısına güvenmelisin ve inanmalısın.

Allah nasip ettiyse bu yazılar sana sıcak gelecek ve seni etkileyecek, kendine çekecek ve bağlayacak.

Doğru, gerçek ve bunun ilerisindeki hakikati, hakikatin sırlarını, sırların sırlarını, sırrın sırrının sırrını öğrenmek istemiyorsan veya yeteneğin yoksa zaten kendini öz eleştiriye sokmayan, öz eleştiriden kaçan, hayalle yaşayan, eline aldığına veya elinden çıkana göre yaşayıp sevinen veya üzülen, dünyaya kendini bağlamış kişisin demektir ki;
Sen bizden uzak durmalısın.
                                 *

RAVLİ         

Popüler Yayınlar