1590. Ey can, ben alıcı (Kendisine
bir şeyler gönderilen) doğanım (Avcı kuşum, leşe
konmam, padişahın elinden beslenirim);
Ey can, bağlama ayağımı benim (Hareketsiz bırakma);
Bundan böyle baykuş (Uğursuzluk
getirenler) gibi viranede kalmayacağım ben.
Seninle oyalanıp kalamam, gönlümde sabır denilen şey
kalmadı;
Yürü, başkasına söyle, masal dinlemiyorum artık.
Göklerin tohumuyum (Gök
kubbeye aidim), bir zamancağız şu toprağın içinde kalırım;
Baharın adaleti geldi mi tohum biter, yeşerir.
Sen (Uğursuzluk getiren)
kuşlara bir belasın, o bildiğin tohumdan, o tohumla dolu ambardan tutuyor, bir
avuç alıyor, serpiyorsun onlara.
Ey bana çeki-düzen veren!
Ey beni parlatıp ışıtan, yüzlerce gök kubbe haline
getiren, mutlaka, söyle ey dost, bu böyle mi, değil mi?
Benim canım, bir kere daha zinciri oynat da şöyle
bir uzaktan deli-divaneleri seyret.
Bu, baht gül bahçesinin ta kendisi, Yarabbi, nasıl
bir ağaç bu ki her an yüzlerce sarhoş bülbül yuva kuruyor bu ağaca.
Can, kulağını bura-bura geliyor, gönül güzellerin
bulunduğu yere gelmede;
Çünkü bahar geldi, o yabancı, o zalim kış öldü
gitti.
Ben sarhoşum, seninde gönlün hoş, gamınsa ne gönlü
kaldı, ne başı;
Bu daha iyi.
Gönül ver sevgiliye, elinden şarap iç
onun, bu, elbette daha iyi.
Dünya sanki baştanbaşa bir deniz, bedense sedef
adeta;
Can inci gibi sanki
Bunların içinde en iyisi de inci (Can) zaten.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin insanlara uğursuzluk getirecek söz ve davranışının olmadığını,
gök kubbeye ait zamanı gelince yeşeren, meyve veren tohumları bize getirdiğini
öğrendik.
2.
İlahi iradenin şanslı
kıldığı kişilerin gül bahçesinin Mevlana Hazretlerinin gönlü olduğunu, sevinçli
kişilerin gönlünü Mevlana Hazretlerine verdiğini ve gönlüyle canını bu alana
taşıdıklarını öğrendik.
3.
Allah dostlarını
sevmekle, bağlanmakla, gönül vermekle, can vermekle ilahi iradenin kaçınılmaz
bir biçimde kaderimizi değiştirdiğini, şanslı bir kişi haline getirdiğini
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Yücelere
ait kişiyi sevmemiz, sevgimizi tutkulu bir hale getirip bağlanmamız, gönlüne
taşıdığımız bu kişilerin dediklerini doğru kabul ederek ve önerdiklerini
yaparak gönlüne girmemiz, girdiğimiz bu gönle canımızı vermemiz gerektiğini
öğrendik, anladık.
Ey
yaren, senden bir masraf, üyelik kaydı, kayıt ücreti istenmeyen, alınmayan bu
hakikati görme, anlama, yaşama çağrısına güvenmelisin ve inanmalısın.
Allah
nasip ettiyse bu yazılar sana sıcak gelecek ve seni etkileyecek, kendine
çekecek ve bağlayacak.
Doğru,
gerçek ve bunun ilerisindeki hakikati, hakikatin sırlarını, sırların sırlarını,
sırrın sırrının sırrını öğrenmek istemiyorsan veya yeteneğin yoksa zaten
kendini öz eleştiriye sokmayan, öz eleştiriden kaçan, hayalle yaşayan, eline
aldığına veya elinden çıkana göre yaşayıp sevinen veya üzülen, dünyaya kendini
bağlamış kişisin demektir ki;
Sen bizden uzak durmalısın.
*
RAVLİ