490-
O hoca (Âşıklığı kabul etmeyen, âşıklarla alay eden),
gece yarısı birden bire hastalanıverdi, ta sabaha kadar kendisini kaybetti,
boyuna başını duvarlara vurdu.
Gök
de ağladı haline, yer de.
Onun
feryadını duydu da gök de feryada geldi, yer de.
Solukları
bile yakıp yandıracak kadar ateşli, sanki Ateş-gede-ye (Ateşe tapanların ibadet ettikleri mabet ) düşmüş.
Acayip
bir hastalığı var, ne başı ağrıyor, ne sıtması var, bu derde yeryüzünde çare
yok, çünkü bu dert gökten gelmiştir.
Câlinus
(İpokrat ile beraber en büyük Grek hekimi, Galen)
onu gördü de nabzını ele aldı.
O
bırak elimi dedi, gönlüme bak, derdim, sıraya kaideye uyar dert değil.
Ne
safrası (Öd hastalığı) var, ne sevdası.
Ne
kulunca (Şiddetli omuz ve sırt ağrısına)
tutulmuş, ne istiska (Vücudun bir tarafında su
birikmesi) illetine.
Bu
hastalık ne biçim hastalık diye şehrimizin her bucağında yüzlerce laf, yüzlerce
kavga gürültü var.
Ne
uykusu var, ne bir şey diyor;
Aşkla
besleniyor çünkü şimdi bu aşk, hocaya hem dadı (Bakıcı),
hem ana.
Tanrım
dedim, bir merhamet et ( Kötü durumdan dolayı üzül, acı ama) de bir an olsun dinlensin,
huzura (Gönül rahatlığına) ersin, o ne kimsenin
kanını dökmüştür, ne birisinin malını almıştır.
Gökten
ses geldi:
“
Onu derhal kendi haline bırak, çünkü âşıkların
uğradıkları belaya ilaç aramak, şifa ummak beyhudedir.
Bu hocaya çare arama, onu bağlamaya kalkışma, öğüt verme ona;
Onun düştüğü yer, ne kötülük işlenen yerdir, ne ibadet yurdu”
Sen
aşkı nice görmüşsün, nasıl anlamışsın?
Onu
âşıklardan bile duymamışsın sen.
Sus,
afsun okumaya (Büyü tesiri yapan sözler söylemeye)
kalkışma;
Aşk ne büyüdür (Gizli işlemi yoktur), ne oyunbazlık (Hile ile olmaz)”
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Ayıpladığımız,
kınadığımız her ne ise o kişiden alınıp aynı şeyin bize verilebileceğini
öğrendik.
2.
Aşk hastalığının
göklere ait bir hastalık olduğunu, yeryüzünün imkânlarıyla tedavi
edilemeyeceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Aşkın
bir hastalık olduğunu, göklerden gelen bir hastalık olduğundan yine göklerden
gelen bir şifa ile iyileşeceğini öğrendik, anladık.
Mevlana
Hazretleri bir beytinde:
“
Bir hastalığın olsun o da aşk olsun” diyerek bu
kutlu hastalığa Allah’a kavuşmak, Allah ile buluşmak isteyen kişilere
öğütlediğini, bu sayede dünyaya ait tüm hastalıklardan ve hasta
davranışlarından kurtulmamızı öğrendik, anladık.
*
RAVLİ