19 Eylül 2014 Cuma

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 490 İNCİ BEYİT

490- O hoca (Âşıklığı kabul etmeyen, âşıklarla alay eden), gece yarısı birden bire hastalanıverdi, ta sabaha kadar kendisini kaybetti, boyuna başını duvarlara vurdu. 

Gök de ağladı haline, yer de.
Onun feryadını duydu da gök de feryada geldi, yer de.
Solukları bile yakıp yandıracak kadar ateşli, sanki Ateş-gede-ye (Ateşe tapanların ibadet ettikleri mabet ) düşmüş.

Acayip bir hastalığı var, ne başı ağrıyor, ne sıtması var, bu derde yeryüzünde çare yok, çünkü bu dert gökten gelmiştir.

Câlinus (İpokrat ile beraber en büyük Grek hekimi, Galen) onu gördü de nabzını ele aldı.
O bırak elimi dedi, gönlüme bak, derdim, sıraya kaideye uyar dert değil.

Ne safrası (Öd hastalığı) var, ne sevdası.
Ne kulunca (Şiddetli omuz ve sırt ağrısına) tutulmuş, ne istiska (Vücudun bir tarafında su birikmesi) illetine.
Bu hastalık ne biçim hastalık diye şehrimizin her bucağında yüzlerce laf, yüzlerce kavga gürültü var.

Ne uykusu var, ne bir şey diyor;
Aşkla besleniyor çünkü şimdi bu aşk, hocaya hem dadı (Bakıcı), hem ana.

Tanrım dedim, bir merhamet et ( Kötü durumdan dolayı üzül, acı ama) de bir an olsun dinlensin, huzura (Gönül rahatlığına) ersin, o ne kimsenin kanını dökmüştür, ne birisinin malını almıştır.

Gökten ses geldi:
Onu derhal kendi haline bırak, çünkü âşıkların uğradıkları belaya ilaç aramak, şifa ummak beyhudedir.
Bu hocaya çare arama, onu bağlamaya kalkışma, öğüt verme ona;
Onun düştüğü yer, ne kötülük işlenen yerdir, ne ibadet yurdu”

Sen aşkı nice görmüşsün, nasıl anlamışsın?
Onu âşıklardan bile duymamışsın sen.
Sus, afsun okumaya (Büyü tesiri yapan sözler söylemeye) kalkışma;
Aşk ne büyüdür (Gizli işlemi yoktur), ne oyunbazlık (Hile ile olmaz)
                                     ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Ayıpladığımız, kınadığımız her ne ise o kişiden alınıp aynı şeyin bize verilebileceğini öğrendik.
2.    Aşk hastalığının göklere ait bir hastalık olduğunu, yeryüzünün imkânlarıyla tedavi edilemeyeceğini öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren,
Aşkın bir hastalık olduğunu, göklerden gelen bir hastalık olduğundan yine göklerden gelen bir şifa ile iyileşeceğini öğrendik, anladık.

Mevlana Hazretleri bir beytinde:
Bir hastalığın olsun o da aşk olsun” diyerek bu kutlu hastalığa Allah’a kavuşmak, Allah ile buluşmak isteyen kişilere öğütlediğini, bu sayede dünyaya ait tüm hastalıklardan ve hasta davranışlarından kurtulmamızı öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar