340-
(Şemsi Tebrizi
Hazretlerine çağrı):
Çaresiz
kalmış karıncalarız biz, harmandan ayrı düştük, o yana, bu yana dönüp
dolaşıyoruz, feryadımıza sen yetiş.
Elinde
bir avuç toprağız biz, âdeta kuluz (Sevgiyle bağlanmış,
hizmet etmeye hazır), köleyiz sana;
Bunca
körlüğümüzle gene de o güzeli görmedeyiz, gözetlemedeyiz.
Bize
bakma (Bizi değerlendirme), kendi lütuflarını (İyiliklerini) hatırla, “ ‘(Allah’ın) Hiçbir şeye
ihtiyacı yok, her şey ona muhtaç” (İbrahim suresi 8)
diye övmüştün kendini, her kötülük edene, hatta iki âlemde de suçlu olana sen
lütfet (İyilik et).
(Allah ile aynı renge bürünenin, huyunu alanın; Allah’ın
kullarına nasıl davranıyorsa öyle davranır, yani Şems Hazretlerine Allah
kullarına SAMED sıfatıyla davrandığı gibi bize de sen davran çağrısı yapıyor)
Ey
ululuk ıssı (Sıcaklığı), ey güzel, gönül seni
görmüştür, sadaka olarak lütfet ona;
Senden
başkasını nasıl göreyim yeryüzünde yahut senden başkasını nasıl göreyim
yeryüzünde yahut senden başkasını nasıl gözleyeyim gökyüzünde?
Gönül,
o kutlu yüzlü padişahlar padişahından şaraplar içti, böylesine bir gönül,
arı-duru abıhayat (Ölümsüzlük suyu) içse gene
boğazında kalır.
Güzellikte,
alımda ay gibi parlak olan o güzeli görene, güneş bile karanlık görünür, can
sıkar, bir kıvılcıma döner gözümde.
Ululanmadığı
halde yüzlerce ululuğa sahip olan o güzel padişahın ayrılığına düşen âşıklara,
tatlı can bile acımsı olur, kekremsi (Tatsız, kokusuz)
gelir.
Ey
can, sözü kısa kes, bu sözleri söylerken yol almaya bak, tertemiz Tebriz’e
doğru yürü, yürü o padişahlar padişahının yoluna.
Ey
beden, köpek gibi tembel olma, havlamaya kalkışma, varlığından geç de varlık
padişahının yoluna düş.
Yüzlerce
varlık, elindeki bir avuç topraktan, yüzlerce Âsaf (Hz.
Süleyman’ın veziri), şahlar padişahı, safında bir kuldan (Sevgiyle bağlanıp hizmet etmekten) ibaret olan güzel,
ey yüzlerce Âsaf, kulu, kölesi kesilen, Süleyman’ı bile aşkıyla hayran eden
dilber.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Şems
Hazretlerinin peygamberlerin sevdiği bir kişi olduğunu öğrendik.
2.
Hazreti
Mevlana’nın gönül alçaklığı ile Şems Hazretlerinden iyilik yapmasını, yardım
etmesini istediğini öğrendik.
3.
Şems Hazretlerini
tanıyarak, kalben bağlanarak onun aziz yolundan gitmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Şems
Hazretlerinin Malakat adlı söylediği sözlerinin yazıldığı eseri açıklayarak
blogumuzda yayınladık okumalısın.
Şems
Hazretlerinin Mevlana Hazretleri ve dostlarıyla olan ilişkisini, söylediği
sözleri Ariflerin menkıbeleri olarak geniş olarak blogda yayınladı okumalısın.
Hakikat
sırlarını ve sonuçlarını Şems Hazretlerinin dilinden yalın biçimde öğrenmemiz
gerekmektedir.
Yaren,
sözler ve ifadeler önceleri kılıç darbesi gibi gelecektir.
Çünkü
iltihap toplamış yaramızı deşip akıtırlar, sonra merhem koyup sararak iyileşme
sürecine koyarlar.
Özeleştiri
yapma gücü olmayanlar, hakikatle yüzleşme cesareti olmayan korkaklar Şems
Hazretlerinin sözlerini okuyunca bahanelere sığınarak okumaya devam etmek
istemezler.
Yeni
güzel bir binanın yapılması için eski binanın tamamen sökülmesi gereklidir.
Meyve
veren bir ağaç dikileceği zaman zemin temizlenir ve hazırlanır.
Günümüz
şartlarında hemen olsun, benim olsun diyenler bizden uzaktırlar.
Ey
yarenim!
Acının
da tatlının da verdiği bir lezzet vardır.
Lezzeti
bilenler acıya, tatlıya bakmadan lezzet alma yolunu bakarlar.
Bu
satırları okuyorsan, önemsiyorsan, bilesin ki sıradan bir insan değilsin.
Önce
Mevlana Hazretlerinin dostlarından Mevlana Hazretlerini öğrenmeye çalışmalıyız
sonra da Şems Hazretlerini.
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretlerinin hakikatini ve güzel yüzünü anlamak için
gösterdiği çabaları bu satırlarla öğreniyoruz.
Anlamakta
acele etmemelisin, çünkü bu ders öğrenmenin ötesinde bütünü öğreten kavramsal
bir öğretidir.
Yüz
bin kişide bir kişiye nasip olan faydası sayılamayacak kadar çok olan bir
uğraşı içindesin, aferin sana.
RAVLİ ŞEMSİ TEBRİZİ
RAVLİ MALAKAT yazarak Googleden blogda anlatılanları
okumalısın.
*
RAVLİ