Birdenbire meyve ağacının
sahibi bunu görüp yanına geldi ve ona
“ Aşağı in” diye bağırdı.
Ağaçtaki adam
“ Aşağı inmiyorum” dedi.
Bahçıvan fazla ısrar edince
adam
“ Eğer bu ağaçtan inersem,
karım boş olsun “
Dedi ve üç gün üç gece orada
kaldı.
Çeşit-çeşit fetvalar
çıkardılar, mümkün olmadı.
Nihayet bir aziz “ Bu müşkülü
Mevlana Hazretlerine arz etmek lazımdır” dedi.
Halis muhiplerden (seven,
sevgi besleyen dost) bir gurup bu hikâyeyi Mevlana Hazretlerine anlattılar.
Mevlana “ Yemininin
bozulmaması için o adam o ağaçtan diğer bir ağaca geçsin ve ondan insin.
Eğer o bu ağacın yanında
başka bir ağaç yoksa bir atın üzerine, oradan da yere insin.
Böylece yemini bozulmaz”
dedi.
O adam Mevlana’nın dediği
gibi yaptı ve kurtuldu.
Şehrin bütün müftüleri
Mevlana’ya aferinler de bulundular.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
**
Neler öğrendik:
Yemin ederek helâlı haram
haline getirmenin yanlış olduğunu öğrendik.
Nikâh düğümünü erkeğin
çözdüğünü (Bakara suresi 237) öğrendik.
Allah’ın bir zorluğun
arkasından bir kolaylık yaptığını (Talak suresi 7) öğrendik.
Önemli sebep olmadan boşanma
olunca gökteki meleklerin ağladıklarını öğrendik.
Haksızlığa uğrayarak
boşananlara Allah’ın çok daha iyisini nasip ettiğini öğrendik.
Acele ve korkuyla edilen
yeminin bir şekilde hileyle bozulmamasına çalışmanın doğru olduğunu öğrendik.
İşte böyle yaren,
Aile birliğini korumak Tanrı’nın önemsediği,
koruğu, gözettiği, nurlar saçtığı bir birlikteliktir.
Haksızlık etmeden, yanlış
kararlar vermeden sevinç içinde birlikte olmanızı Cenab-ı Hak’tan dilerim.
*
RAVLİ