29 Temmuz 2012 Pazar

ŞEMS-İ TEBRİZİ VE AYDINLIK NE ZAMAN BAŞLAR

Şems Hazretlerinin bir sohbette söyledikleri:

 Hoş bir şaka bir Mısır altınına değer.

Bir Mısır altını değmezse bir Rey mangırı, bir Rey mangırı değmezse bir Rey akçesi değer.

Altın, mücevher değerinde olabilir.

 Onlara, benim önümde şarap içmeyin demiştim.

Öteki de diyor ki:
“ Bizler din bilginlerindeniz, medresemiz, mescidimiz var, korkumuz yok!”

Sen kendini üzecek bir iş yapıyorsun, arada bir azar işitirsen ne çıkar?
Bana söyledikleri bu sözden ürkmedim.

Küpün içine girsem de otursam bile elbisem namazdan geri kalmaz, bana ne zararı var?
Zaten benim küçüklükten beri bir korkum yoktur.

Ancak uzaktan bir sarhoş görsem üzerime düşecek diye iğrenirim.
Şimdi paran var mı?
Seni hacamat (Kan aldırma) ettireyim de bir şerbet içireyim!

Bu gün “ Lâ ilâhe illallah” yani “ İlah yoktur ancak Allah vardır” demekle önce Tanrı’yı inkâr eder sonra Allah’ı anmaya başlarsın.

Hâlbuki kâfirler, onun birliğini ispata, ancak “ Lâ İlâhe illallah” dedikten sonra başlarlar.

Ondan sonra da bir takım kara ve sarı kuruntuları kafadan atarlar ve daha sonra da o kuruntular geçip gider.

En çok aydınlık bu tevhidden (Bir etme) sonra başlar.

Zaten işin ve düşüncenin temeli de budur.
Yoksa hocanın ve bilgin geçinen kimsenin içtiği (“ Lâ İlâhe illallah” diyerek tespih çekmesi) şey bu değildir.

                       ***

MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6

                    ***

Neler öğrendik:

1.   Hoş şaka yapmanın değerli olduğunu öğrendik.

2.   Şarap içenin beğenilmediğini, kişi sarhoş olmuyorsa ibadetine de engel olmadığını öğrendik.

3.   İçki içerek sarhoş olandan iğrenildiğini öğrendik.

4.   İçkiden sarhoş olanın kanının akıtılmasının (Eskiden hacamat ‘Bilen kişinin belli bir yeri kesilerek kan akıtılması’ yapılırdı şimdi kan bankasına kan vermesi gerekir) ve şerbet verilmesinin gerektiğini öğrendik.


İşte böyle yaren,
Lügat manası birleştirme, birliğine inanma, bir sayma gibi anlamlar taşır.
Bir ve benzersiz Allah’tan başka ilah (Tapılacak) olmadığına inanmaktır.

 Tevhidin üç aşaması vardır.


1.   Lâ ilâhe illallah” Tevhid kelimesini söyleyip, “Lâ Fâile illallah” (İşi yapan Allah’tır)


2.   Lâ ilâhe illallah” Tevhid kelimesini söyleyip, “Lâ Mefsufe illallah” (Bütün özellikler, sıfatlar, keyfiyet, nitelikler Allah’ındır)


3.   Lâ ilâhe illallah” Tevhid kelimesini söyleyip, “lâ Mevcude illallah” ( Allah’tan başka var olan yoktur)


Yaren bunun manasını öğrenip anlayabilir, tereddütsüz kabul Tevhid ehli olursun.

 TEVHİD

 Bir görme, bir bilme halidir.
Sufi sadece biri görür, biri bilir.

 Tanrı’dan başka bir varlık olduğunu ne bilir, ne de görür.
Tevhidin hakikatine eren birden başkasını unutur.

 Aslında tevhid Allah’ın zatını, aklen tasavvur edilen her şeyden ayrı tutmaktır.
Zihninde dilediğin gibi tasavvur etsen o gördüğün Allah değildir.

 Cenab-ı Hakk’ın bir olduğuna inanmaktır.
Ona kimseyi ortak etmemektir.

Allah Teâlâ’dan başka ibadete layık bir ilah yoktur” sözünün manasına gönülden inanmak, dil ile söylemektir.

 Tevhit 3 şekilde olur.

1.   Yüce Allah’ın ulûhiyetini ( Allahlık sıfatı, Tanrılık vasfı) tanımaktır.
2.   Allah’ın birliğini tasdik etmektir.
3.   Ona hiçbir eş ve ortak kabul etmemektir.

 Bütün Peygamberlerin ilk daveti Tevhiddir.
Çünkü o, Hak yoluna girmenin başlangıcı ve Allah’a inanmanın ilk basamağıdır.

 Cenab-ı Hak gönderdiği her peygambere ilk hareket tarzının ümmetine tevhide davet olduğunu bildirmiştir.

 Senden önce hiçbir resul göndermedik ki ona:
Benden başka ilah yoktur; şu halde bana kulluk edin” diye vahi etmiş olmayalım”
(Enbiya, 21-25)

 Allah’ın Vahdaniyetini (Allah’ın bir oluşu) konu eden bilim dalına “İlmi tevhid” denir.

Bu ilim başlangıçta daha çok Allah’ın birliğinden ve sıfatlarından bahsediyordu.

 Daha sonra nübüvvet (Tanrı haberciliği) ve ahret (ölüm sonrası yaşam)konularını kapsamına almış olsa bile aynı ismi yine korumuştur.

 Çünkü tevhid ve sıfat akait (İnanılan şeyler) ilminin en önemli noktalarını teşkil etmiştir.

 İslam tefekkür tarihinde “İlm-i Tevhid”, “İlm-i Kelam” yerine de kullanılmıştır.

 Tevhidin 3 mertebesi vardır.


1.   Avamın (herkes, kaba ve cahil halk, ayak takımı) tevhidi:

 Lâ ilâhe illallah” tevhid kelimesini dil ile söyleyip manasına kalben inanmaktır.
Bu tevhid ile açık şirkten (Allah’a ortak koşmaktan) kurtulup imana girilir.


2.   Hâl sahiplerinin tevhidi:
Hakikatlerin keşfi ile olur.
Hal sahipleri gizli ve açık bütün şirkten (Allah’a ortak koşmaktan) kurtulmuş olurlar.

Mutmaine (içi rahat, şüphelerden arınmış) görünür olup iman sadra (göğse, kalbe) yerleşince, hakiki iman teşekkül edince tevhidin kemali (Büyüklüğü) de görünür olur.

3.   İlahi tevhid:
Cenab-ı Hakkın Vahidiyyet (Bir olma, tek olma) sırrının bütün incelik ve özellikleriyle bilinmesidir ki Habibi (Sevgili) ile azın azı seçilmişlere mahsustur.
Burada (İşaretten başka ifade, sükûttan başka işaret yoktur) denilmiştir.

                                               *
İnşallah bize de bu nasip ve kolay olur.
Âmin.

                                            *
RAVLİ

Popüler Yayınlar