MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D241

Ayın bir yönü ona (Şems Hazretlerine) benziyor;

Bir şeyi, o melek huyluyu (Allah'ın emrini sorgulamadan hemen yerine getirene) andırmada (Benzer yanları bulunmada, çağrıştırmada).

Hayır-hayır, nereden nereye;

Ay da nedir ki?

Can, kul-kurban ona;

O, yalnız kendisine benziyor.

                       ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                      ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin nurlu yüzüyle karanlıkta kalmışların yollarını aydınlattığını, bu yönüyle Meleklerin huyuna benzediğini öğrendik.

2. Şems Hazretleri her ne kadar Ay'a benziyor dense de aslında kendisine benzediğini öğrendik.

                      *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D240

Onun (Allah dostu, sevgili, Şems Hazretlerine olan aşkı) yüzünden deli-divane (Davranışları cesur, yürekli) olan akla kulum-köleyim (Sevgiyle bağlanıp karşılık beklemeden hizmet edenim) ben;

Onun yüzünden kanlarla dolan gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), yüz cana değer.

Vallahi bengisu (İçene ölümsüzlük, sonsuz yaşam sağladığına inanılan su) bile, aşıkların (Aşırı sevgi ve bağlılık duyan, aşırı sevenin) gözlerinden akan yaşlara hased eder (Kıskanır)-durur.

                             ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                             ***

Neler öğrendik;

1. Allah'a ve Allah dostuna aşık olan kişinin aklının coşkun davranışlarına Mevlana Hazretlerinin sevgiyle karşılayıp hizmet etmeye hazır olduğunu öğrendik.

2. Allah dostunu kendine sevgili bilmiş kalbin sıkıntıları yüz candan daha kıymetli bir kalp, gönül olduğunu öğrendik.

3. Ölümsüzlük suyunun bile Allah dostuna aşık kişinin gözyaşlarını kıskandığını Mevlana Hazretleri yeminle bize aşığın gözyaşının değerini gösterdiğini öğrendik.

                         *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D239

Ben (Mevlana Hazretleri) şu dünyada bir yıldırımım (Çok hızlı hareket edenim) ;

Bendenseniz (Benimle beraberseniz), kendinizi benimle kıyaslayıp (Karşılaştırıp) da çatmayın (Üzecek, kızdırıcı vaya şaşırtıcı söz ve hareketlerde bulunmayın) bana.

Zehirim (Düşüncelerimi başkalarına aşılayan yanım) var amma kutluluk (İyilik, uğur getirdiğine inanılan, uğurlu) da, panzehir (Kötü etkiyi ortadan kaldırabilme özelliği bulunan) bana;

Sizde nerede panzehir;

Öyleyse zehirden sakının (Yapmaktan, herhangi bir korku, çekinme ya da düşünceyle uzak durun).

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                             ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretlerinin çok hızlı hareket eden olduğunu, anında sezinleyen, kavratan, ayrımlayan, anlamayı sağlayan, bilgi veren, bilmeyi sağlayan sözlere sahip olduğunu öğrendik.

2. Mevlana Hazretlerine yakın olanların kendilerini hazretle kıyaslamalarının, kendisi ile çatışmaya girmelerinin yanlış olacağını, bu konuda çok dikkat etmeleri gerektiğini öğrendik.

3. Mevlana Hazretleri kendisinde zehir olduğu gibi panzehirin de olduğunu, zehirlediğini kurtaracak, kutluluk kazandıracak olanaklara sahip olduğunu öğrendik.

4. Kendini Mevlana Hazretleriyle beraber olduğunu söyleyenlerin hazretin olanaklarına sahip olmadıklarını bilerek mesafeli olunması gerektiğini öğrendik.

   RAVLİ                                   

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D238

Sevgili (Sevilen ve bağlanılan), güneş gibi (Kendi bünyesinden ışık saçar) parlar;

Aşıksa (Aşırı sevgiyle bağlı olan) zerre gibi oynar-durur.

Aşk (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu), bahar yeli gibi her şeyi oynatır;

Kuru olmayan her dal, onun yüzünden oynar da oynar.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

1. Aşırı sevilip bağlanılan kişinin içinden gelen güçlü ışıkla etrafına ısı ve ışık veren kişi olduğunu öğrendik.

2. Aşırı sevip ve bağlanan kişinin bu duyguyla insanın genç olduğu dönem gibi hareketli ve sevinçli hareketlerde bulunacağını öğrendik.

3. Duygudan ve akıcılıktan uzak olmayan kişinin aşk oyununu oynayabileceğini, böylece tazeleneceğini öğrendik.

                                *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D237

Eve kapanan sevgili bir işe yaramaz;

Perde ardına girer, bize yüz göstermez.

Sevgilinin Meyhaneye (Tekkeye) gelmesi, çalgı çalması gerek ki gece yarılarına dek vursun mızrabı, söylesin dursun.

                        ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                        ***

Neler öğrendik;

1. Sevilip bağlanan kişinin eve kapanıp dışarı çıkmıyorsa, yüzünü göstermiyorsa işe yaramaz sevgili olacağını öğrendik.

2. Sevgilinin aşıkların toplandığı tekkeye gelip konuşması, gökyüzü bahçesini gören binlerce kapı açması gerektiğini öğrendik.

                             *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D236

Eve kapanan sevgili bir işe yaramaz;

Cilvelense (Hoşa gitmek için yapılan davranışlarda bulunsa) de vefa (Sevgiyi sürdürmez, sevgi, dostluk bağlılığı) göstermez;

Sevgili (Sevilen ve aşık olunan kimse), o kişidir ki mezarın kıyısında insana, gökyüzü bahçesini gören binlerce kapı açar.

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                        ***

Neler öğrendik;

1. Kendini göstermeyen eve kapanmış kimsenin sevgili olmayacağını öğrendik.

2. Kendini hoş göstermeye çalışan davranışlarda bulunan kişinin sevgiyi sürdüremeyeceğini, sevgi, dostluk bağlılığı göstermeyeceğinden sevgili olamayacağını öğrendik.

3. Sevgi ile bağlanılacak kişinin yaşamın sonunda olan kişiye, başvurduğu takdirde yardımcı olarak ileri hayatın güzelliklerine göreceği binlerce cennet bahçesinin kapılarını açacağını öğrendik.

                               *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D235

Varı-yoğu (Bir kimsenin sahip olduğu her şeyi), yeter bulan (İhtiyacı karşılayacak kadarına razı olan) ere (İşini iyi bilen, yetenekli kimse) varlık, yokluk engel olur mu hiç?

Sanattan (Bir duygu, tasarı, güzellik ve başka anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılıktan) çıkıp sanatkar (Bir işi ustalıkla yapan) kesilen (Olan), sanatlarda, işlerde kalır mı hiç?

                                ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

1. İhtiyacını karşılayacak kadara sahip olan, işini iyi bilen, yetenekli kimsenin yapacağı işlerde vardı-yoktu sorusu ile kendini sınırlandırma yapmayacağını öğrendik.

2. Becerileri ile güzellik oluşturan kişinin kendini de güzelleştirmek için uğraşacağını, sadece başkalarının beğeneceği işlerde kalmayacağını öğrendik.

                                    *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D234

Melek ülkesinin kuşu gökyüzüne uçar;

Hani bir yön vardır ki orada yön yoktur;

O yana uçar-gider.

Zümrüdüanka yumurtasından çıkan kuş;

Söyle bana, zümrüdü-ankadan başka kime uçar.

                             ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

1. Yaratılanın kendisine verilen imkan ve güçle yaşam alanında hareket edeceğini öğrendik.

2. Herşeyin aslına, onu oluşturana doğru hareket edeceğini öğrendik.

3. Kim neyi seviyorsa, kime doğru gidiyorsa onun özünden kendi özüne olan çekimden meydana geldiğini öğrendik.

                              *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D233

Ter-temiz (Çok temiz, her yanı temiz) kişilerin bağının-bahçesinin kuşu, hem baş çeker (Herhangi bir konuda önde giden, önayak olan), inat eder, hem sarhoştur, nazlanır.

Fakat baş çekenlerden (Diğer önde gidenlerden) de baş çekerse (Herhangi bir konuda önde giden, önayak olanlar) ona erişirler;

Çünkü başında, tez (Çabuk olan, sür'atli) uçanların (Havalananların) gururu (Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir) vardır, aldatır onu.

                                  ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                 ***

Neler öğrendik;

1. Çok temiz kişiler önderlik edeceklerini, inat ettikleri, sarhoşça davrandıkları, nazlı olduklarını öğrendik.

2. Çok temiz kişi bir konuda önderlik yaparsa ona başkaları da ona yetişme olanağına kavuşacaklarını öğrendik.

3. Temiz kişinin bir konuda kendine aşırı güvenip sür'atle kendini yükseklerde görürse aldatıcı olan kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir hastalıklarına tutulacağını öğrendik.

                                   *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D232

Ay dedin ona (Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerine), yanlış söz söyleme, Ay (Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatma) da nedir ki?

Padişah (Başkan) dedin;

Bu da yanlış;

Padişah da kim oluyor?

Ne vaktedek (Zamana kadar) bana (Mevlana Hazretlerine Şems Hazretlerinin hitabı), erken kalkıyorsun diyeceksin?

Güneş benimle, erken ne demek

                             ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1. Allah dostu sevgili Şems Hazretlerinin bazı özelliklerine Tanık olan Mevlana Hazretleri onu sözle veya yazıyla anlatma, göz ününde canlandırmak için Ay, padişah, güneş gibi benzetmelerle anlatmaya çalıştığını, sonra da bu benzetmelerin yetersiz ve eksik olduğunu anlayarak vazgeçtiğini öğrendik.

2. Şems Hazretlerin başka bir varlığa ve etkiye benzetilecek kişi olmadığını, etkinin, oluşun, işin ta kendisi olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik.

                                    *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D231

Bütün zahmetler, ham (Gerçekleşme kolaylığı veya imkanı olmayan) tamahtan (Açgözlülükten) gelir, nefsin (Hayalle karışan isteklerin) şehvetinden (Aşırı isteğinden), damağımızın (Ağız boşluğumuzun tavanının kemiksiz ve yumuşak olan arka bölümünde olan) kaşınmasından çatar bize.

Kuş da yem için tuzağa düşer;

Daracık kafese kapatılır;

Dam kenarına asılır o kafes.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1. Zahmete düşmemiz gerçekleşmesi kolay olmayan veya olanak olmazı açgözlülükle istemekten geldiğini öğrendik.

2. Aşırı isteğin kaynağının ağzımızın içindeki damağımız olduğunu öğrendik.

3. Kişi kuş gibi yiyecek tuzağına düşerek kendini kafese koyacağını, buradan özgür yaşama kafesin içinden seslenmekten öteye geçemeyen yaşama kendini mahkum edeceğini öğrendik.

                               *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D230

Ayın beline kemer kuşatan (Mücevherle süsleyen ) Ay (Şems Hazretleri-Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan kişi), benim gönlümü (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağını) bir hoşça beğenmiyor;

Bu yüzden gamlıyım (Üzüntülüyüm).

Benim böyle ağladığımı görünce gizli-gizli, şeker gibi gülüyor da gülüyor.

                               ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

1. Allah dostu, sevgili Şems Hazretleri gökteki Ay'ı bile süslediğini, Mevlana Hazretleri de kendisinin Şems Hazretleri tarafından beğenilmesini isteyip beklediğini öğrendik.

2. Şems Hazrelerinden beğeni alamayan Mevlana Hazretlerinin üzüldüğünü, ağladığını, bu duruma Şems Hazretlerinin güldüğünü öğrendik.

                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D229

Dudakları, inada kalkıştı, bahse girişti mi, iki (Madde ve mana) dünyaya da, senin (Şems Hazretleri) yüzünden şekerler dökerler, ballar saçarlar.

O daralmış gönlünde (Kalpte oluşan duyguların kaynağında) bir Ay (Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan) gördün mü, benden duy, Tebrizli Şems'tir o.

                          ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin madde ve mana âleminde söz ve davranışlarının tatlılık kaynağı olduğunu, bilip önemseyenlerin ağız tatlarının artacağını öğrendik.

2. Mevlana Hazretleri Şems Hazretleri tanıyıp Allah dostu olduğunu gördüğünü, Allah'ın güzel sanatlarını onun üstünde gösterdiğini gördüğünü, çok sevip bağlandığını, hazreti bize tanıtıp bizim de sevip bağlanmamızı, yararlanmamızı istediğini öğrendik.

3. Sevdiğimizin de sevdiklerini sevmemiz, değer verdiğimizin de değer verdiklerine değer vermemiz bu konularda ayrı düşmemek gerektiğini öğrendik.

                                         *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D228

Lâ'ldir (Kırmızı değerli taş) o (Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerinin) dudaklar, şeker satmayı bilirler;

Gayb (Görünmeyen) âleminden (Dünyadan) şarap içmeyi de bilirler.

Adını söylerdim amma izin yok;

Zati (Zaten) ben, kuluyum-kölesiyim susmayı bilen kişinin.

                                   ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                   ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin dudaklarının arasından çıkan sözlerin çok değerli olduğunu, dinleyip önem verenin hayatına tatlılık verdiğini öğrendik.

2. Şems Hazretlerine insan eli hiç değmemiş helal olan Tanrı şarabı sunulduğunu, bu şarabın aklı başında olan sarhoşluğu içinde olduğunu öğrendik.

3. Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerini aşırı şekilde sevdiğini ve bağlandığını, karşılık beklemeden hizmete hazır biri olarak susmayı bilerek yaptığını öğrendik.

                                  *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D227

Şu acı (Rahatsızlık, ıstırap), ne vakit senin tahtına ulaşacak;

Zehirim (Büyük üzüntüm, acım, kederim, sıkıntım), senin şekerler satan dudaklarına ne vakit kavuşacak?

Sen bir kimyasın (Üstün özellikler taşıyan çok değerli şeysin) çünkü, hem de sonun, sınırın yok.

Ne de hoştur o ham kişi (Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği gibi gelişmemiş, ağırbaşlı olamamış kişi) senin coşup kaynamana kavuşur.

                        ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                         ***

Neler öğrendik;

1. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini çok özlediğini, sözleriyle tatlılıklar elde ettiğini, kavuşmak istediğini öğrendik.

2. Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerinin çok özel bir kişi olduğunu, üstün özelliklerle donanmış olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik.

3. Kendini işlenmemiş gören kişinin Şems Hazretlerine aşırı sevgi ve bağlılık duygusuyla bağlanması ile duygu ve düşüncelerinin güçleneceğini, dışarıya taşacağını, heyecanlanacağını, içten içe kaynayacağını, yemek gibi pişeceğini, hamlıktan kurtulacağını öğrendik.

                               *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D226

Seninle (Allah dostu, sevgili Şems Hazretleri ile) neşelenen, nereden gam yiyecek (Üzüntü duyacak)?

Senin (Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerinin) ışığınla dünyaya güneş kesilen gamlanır mı (Üzüntü duymaz) hiç?

Sana mahrem (Yakın) olanın hatırına dünya sırları (Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şeyler, gizemler), nasıl olur da kapalı kalır?

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

1. Allah dostu Şems Hazretlerine sevgiyle bağlanan kişinin mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevince kavuşacağını, üzüntüden kurtulacağını öğrendik.

2. Allah dostu Şems Hazretlerine sevgiyle bağlanan kişinin aldığı ışığının dünyayı ışığıyla aydınlatacak, karanlıktan kurtaracak kişinin üzüntüyle hiç işinin olmayacağını öğrendik.

3. Şems Hazretlerine yakın olan kişinin sırları da açarak kapalı halde bırakmayacağını Mevlana Hazretlerinden öğrendik.

                               *

RAVLİ

MÜFTÜ FEHMİ BAYRAŞA' DAN ÖĞÜT

         Sana fenalık edenlere fenalık düşünme;

Onu iyi düşünememekten dolayı mazur (Mazeretli) gör.

Ona iyilikle, ikramla mukabele (Karşılık) edip, fikrini tashihe (Düzeltmesine) çalış.

Öfkeli olduğun vakit tebessüme (Gülümsemeye) çalış.

Fikrini başka mevzuya (Konuya) çevir.

Böyle yaparsan öfkeni yenmiş, melhuz olan (Düşünülen) felaketlerden kendini kurtarmış olursun.

                              -***

Bulunduğun vakti hoş geçirmeye çalış, gelecek mechullere (Bilinmeyenlere) dalıp, kendini ıztıraplara ( Kederlere, ağrı içinde olma durumuna) sokma.

Zira (Çünkü) yarının ne olacağını kimse bilmez ve bilemez.

Her günün de bir kederi (Maddi ve manevi olarak duyulan aşırı üzüntü, elem) olduğunu unutma.

Dünya; insanları tatlı bir hayale kaptırıp altadır!

Akil (Akıllı) isen, çoban kulübesinden saraylara kadar hangi makamda olursan ol gönlünü (Kalpte oluşan duyguların kaynağını) hoş tut.

Bil ki bu dünya kazancının en büyüğüdür.

                    ***

Her nerede bulunursan bulun daima neşeli ol.

Zira (Çünkü) neşe aynı (Her bakımdan birbirinin eşi, ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan) hayattır.

İnsanlar ancak bununla sever ve sevilirler.

Neş'e Allah'a itikat (İnanç) ve imanın (Güçlü inancın) meyvasıdır (Ürünüdür, elde edilen, ortaya çıkandır).

Gam (Üzücü veya kötü bir şey olacak korkusundan doğan tedirgin edici duygu, düşünce) ve gasvetin (İç sıkıntının) panzehiridir (Zehrin etkisini ortadan kaldırabilme özelliği olan maddedir).

                             ***

Mahluk (Yaratılmışlar) tarafından sevilmiyorsan;

Muhakkak onlara karşı hizmette kusurun (Eksikliğin, bozukluğun, elverişsiz durumun, bilerek veya bilmyerek bir iş gereği gibi yapmama davranışın) var demektir.

Onlara karşı nâfi (Yararlı) olmaya çalış ki, mahluk tarafından sevilesin.

Hakiki insan da, mahluka nâfi (Yararlı) ve hadim (Hizmet eden) olan insandır.

                         *

Haram lokma size yedirmedim, siz de yemeyin, göğün kapıları haram lokma yiyenlerle kul hakkına girenlere kapalı olduğu bilin.

                          *

Size fenalık edenlerden intikam almak için planlar kurup çok değerli olan huyunuzu bozmayın, huyun yani insanın yaradılış ve ruh özelliklerinin, eğilimlerinin ve iç güdülerinin kirlenmemesi, bulanmamasına çok dikkat etmek gerekir. 

                    *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D225

Salt (İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı) neşeye (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevince) dalan kişi, nasıl olur da gam yer (Üzüntü duyar);

Şu gök kubbeden dışarı olan gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) gam mı (Üzüntü mü) gelirmiş?

Onun (Aşkın) havasına kapılıp gök gibi muallakta (Sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış) duran kişi, nereden yer gibi gam (Üzüntü) tohumunu (Ortaya bir sonuç çıkaran, bir sonucun oluşmasına sebep olan şeyi) kabullenecek?

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                              ***

Neler öğrendik;

1. İçine yabancı bir şey karıştırmayan neşenin içine dalanın mutlu olacağını, üzüntü duymayacağını öğrendik.

2. Gönlümüzün dünyaya ait olmadığını, kalbimize yerleştiğini, duygularımızın kaynağını oluşturduğunu, buraya gökten üzüntü gelmeyeceğini öğrendik.

3. Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerine olan aşkın havasına girenin yeryüzünde meydana gelen üzüntüleri kabullenmeyeceğini öğrendik.

                            *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D224

Dedin (Şems Hazretleri) ki;

Maskara (Şerefsiz, onursuz, haysiyetsiz, rezil) nefisten (Dünyaya hayalle birleşen isteklerle bağlayan, hoşlanma duygusu, ihtiyaç bildirimi veren), hainlikten (Zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanmaktan) gelen, sanki gammazın (Birisinin sırlarını, davranışlarını, düşüncelerini gözetip başkalarına bildirerek çıkar sağlayan) kulunç (Şiddetli omuz ve sırt ağrısı) illetinden (Hastalığından) atılıp gelen bir ok.

Evet, eşeğin anırması, seslerin en çirkini;

Artık art (Arka) yanından nasıl bir sis (Gizlilik ve karanlık) gelir, bir bak da düşün.

                                    ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                                  ***

Neler öğrendik;

1. Nefsin olumsuz tesirinde olanın çevresine verdiği zararın çok ve şiddetli olacağını, rahatsızlık vereceğini öğrendik.

2. Nefsinden  konuşan kişinin çirkin bir konuşma ve anlatım içinde olacağını, söylediklerinin aydınlık oluşturmadığını, gizli ve karanlık söz ve ifadelerle çıkar amacına ulaşmak için sözler edeceğini öğrendik.

3. Nefsinden gelen konuşmaların soğuk ve itici olduğunu, şerefsiz, rezil, onursuz, haysiyetsiz kişinin konuşmaları gibi olacağını öğrendik.

                                         *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D223

Kimsecikler, senin çevgeninin (Ucu eğri, topa vuracağın sopanın) ucundan topu çelemez;

Kimsecikler aramakla sana kavuşma yolunu bulamaz.

Göz Yusuf'u (Güzel göz) Yakub'a (Baba gibi seven göze) dönse bile senin güzellik gömleğinin kokusunu duyamaz.

                             ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretlerinin istediği bir kişiyi yönlendirip harekete geçirdiği kişiyi bu yoldan çeviremeyeceğini öğrendik.

2. Şems Hazretlerini arayanların bulamayacağını ancak hazretin istediği, avladığı kişiye kendini gösterdiğini öğrendik.

3. Çok güzel insanın veya evladına aşık baba bile olsa o kişinin Şems Hazretlerinden en ufak koku bile duyamayacağını, alamayacağını öğrendik.

                          *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D222

O tapıya (Allah dostu Şems Hazretlerinin yaşam yerine, makamına) varan, birazcık hali (İçinde bulunduğu şartların taşıdığı niteliklerin bütününü, durumunu) anlayan kişi, aşka düştü (Aşık oldu), akılsız (Aklı, gerçeği görüp ona göre davranmadığının, anlayışının az olduğunu anlayan) bir halde yerine-yurduna döndü.

Deli-divanedir (Sevinç gösterisiyle beliren güçlü heyecan, hayranlık ve heyecan) yüzünü gördükten sonra senden ayrılıp da deli-divane olmayan (Çılgın) .

                              ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                            ***

Neler öğrendik;

1. Şems Hazretleri kendisini gösterdiği kişinin onun Allah dostu olduğunu, Allah'ın güzel sanatının hazretini vücudundan göründüğünün birazcık farkına varanın hazrete aşırı sevgi ile bağlılık duyacağını öğrendik.

2. Şems Hazretlerine aşık olanın halkın kullandığı aklın dışına çıkacağını, aşkın aklı ile coşkun bir şekilde yaşayacağını öğrendik.

3. Şems Hazretlerinin yüzünü görenin hayranlık ve heyecan duyacaklarını, duyguyla dolarak yüceleceğini,ruhunun kendini aşıp yüceleceğini, heyecanlanacağını öğrendik.

4. Şems Hazretlerini görüp de etkilenmeyen kişinin aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş kişi olacağını öğrendik.

                                       *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D221

Sabredersem (Acı, yoksulluk, haksızlık ve başka üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç gösterirsem) elbisem de tutuşur yanar, canım da;

Hatta benim de, herkesin de canı yanar, kül olur.

Fakat bağırır, feryat edersem de ağız yanar, hatta ağzın da sözü mü olur?

İki (Madde ve mana) dünya da yanar-gider.

                               ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                               ***

Neler öğrendik;

1. Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden beklemek gerektiğini öğrendik.

2. Sabredenin zafere kavuştuğunu öğrendik.

3. Sabrın başının acı sonunun tatlı olduğunu öğrendik.

4. Başa gelen bela ve musibetlerden dolayı feryat etmeden, insanlara şikayetlerde bulunmadan sabretmek gerektiğini öğrendik.

5. Allah'tan gelen kazaya rıza göstermek gerektiğini, başka maksatlarla beklemelerin sabır olmadığını öğrendik.

                               *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D220

(S.270) İki dünya (Madde ve mana) da tikenle (Dikenle-Sert, sivri ve batıcı çıkıntılarla) dolsa, deve (Dikenden beslenen) olan, tikenden korkmaz.

Can da, cihan da dertlere (Üzüntülere, hastalıklara, sorunlara) bulansa (Parlaklığını ve açıklığını yitirse) değil mi ki aşk, bez yıkayandır (Temizleyendir), aşık (Aşırı sevgi ve bağlılık duyan) kire-pasa (Utanılacak durum, leke, art düşünceye) bulanmaz (Karışmaz) .

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                             ***

Neler öğrendik;

1. Madde ve mana dünyası sivri, sert, batıcı kişi ve anlatımlarla dolsa bunları olduğu gibi kabul edip hazmeden kişinin bu durumdan korkmayacağını öğrendik.

2. Dünya yaşamının ve canımızın üzüntülerle, hastalıklarla, sorunlarla dolu olduğunu, aşırı sevgi ve bağlılık duygusuyla Allah dostlarına yaklaşanların bu sıkıntıları kendilerine sorun etmeyeceklerini, kendilerini utanılacak duruma düşürmeyeceklerini öğrendik.

                                *

(Sorunun kötü etkisini ortadan kaldırmak için önce kabul etmek, rahat etmek sonrasında akılcı çözümle etkisini sonra da sorunu ortadan kaldırmak gerekir)

                        *

RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D219

Felek (Dünya döngüsü), boyuna sana tapı kılsa (Çok değer verip yüksek yerlere taşısa) bile kabul etme;

Sonunda alçaltır seni.

Ansızın bir şerbetle sarhoş eder seni de, kollarını bir başka sevgilinin boynuna dolayıverir.

                           ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1. Dünyadaki olayların durumu, işlerin gelişme biçimi yükselmeyi kolaylaştırsa, ilerlemenin, yükselmenin, tanınmanın önünü açsa da, ekonomik olarak zengin etse de, güvenmemek, kişi ne kadar yükseğe çıksa sür'atle aşağı ineceğini bilmesinin hazırlığında olmasının gerektiğini öğrendik.

2. Tüm dünyalık birikimlerin bir anda elinden çıkacağını, sevdiğimizin başka birinin sevgilisi olacağını bilmemiz ve kabul etmemiz gerektiğini öğrendik.

                               *

RAVLİ