(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)
2510.
Ey aşk, helvanın içinde balla şeker, nasıl birbiriyle birleşirse sen de
gönlümde öyle birleştin gönlümle.
Ey
şekli, gözümün içinde, denizdeki inciye (Şekil
değişmeyen, insanların varlığını bildiği, gözlerinin henüz görmediği, değere)
benzeyen (Aşk).
Senden
de bizim kafamız var, başını salla, gerçekle bu sözü;
Sen
de, ne de güzel seyir-seyran de.
Hani
dün gece, bir vaatte bulunmuştun bana;
Fakat
haddime mi düşmüş (Yetkim ve değerimin üstünde olanı)
İsteme, nerde o takat (Bir şey yapabilme, başarabilme
gücü-kuvveti)?
Elim,
güneşe erişmese bile benim güneşimsin sen, uzaktan görün bari.
Güneş
de, güneş gibi binlercesi de sana hasret (Özlem duymada),
seni istemede.
Adam
olmayanları (İyi huylu güvenilir olmayanları)
küstahlaştırma (Saygısız, kaba, terbiyesiz olanları
cesaretlendirme);
Şu
aşağılık kişileri gözüne alma (Göreceğin mesafeye sokma).
Hırsız
terzi, fırsat buldu mu boya tam gelen kumaşı kısaltır-gider.
Onları,
kapı halkası gibi dışarıda bırak;
Buna
da lâyık (Uygun) değildir onlar ya.
Onlar,
alay için, maskaralık (Şerefsizlik, haysiyetsizlik,
rezillik etmek) için gelirler yanına;
Bir
şey umarak bu ap-açık şeyi örtme.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Aşkın kaynaştırıcı, uyum sağlayıcı birleştirici güce
sahip olduğunu öğrendik.
2. Aşktan herkesin haberi olduğunu, söz ettiklerini ancak
sırrını bilmediklerini, bu sırrı bilenin Şems Hazretleri olduğunu ve
açıklamasını ve göstermesini Mevlana Hazretlerinin istediğini öğrendik.
3. Yıldızların güneşin bile Şems Hazretlerine âşık
olduğunu, görmek istediklerini öğrendik.
4. Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinden adam olmayanları,
aşağılık kişileri, hırsızları kendisinden uzak tutmasını istediğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şerefsiz,
değeri-saygınlığı olmayan kişilerin temiz, içinde hainlik olmayan Allah
dostlarının yanına gelip gülünç, kusurlu, eksik yönlerini bulup gırgır geçmek
için veri aradıklarını, böylelerinden bir çıkar bekleyip bunların ayıplarını
örtmemek gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ