3660.(
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin özelliğini
anlatıyor)
Bir
zerredir ki güneş, ayağını öpse onun, dönüp de aydınlığına, ışığına bakmaz
bile.
A
Ay, güneşin inadına bir parla da gözleri kör olsun, bundan böyle aydınlığından,
parlaklığından söz açmasın, olmayacak yere çene oynatmasın.
A
padişahım, a Tebriz’in övündüğü padişah Şems, bir parla da iki dünya da
yücelik, ululuk ışığıyla dopdolu bir gelsin.
A
gönül, sabahtan beri bir başka hal var sende;
Öyle
coşkunsun, öyle darmadağınsın ki kendi coşkunluğundan, kendi dağınıklığından bu
coşkun kulu görmüyorsun bile.
Zayıf
gözünde gönüller alan bir sarılık var, ne görmüşsün ki a gönül, o güzelliğe ait
sarılıktan da daha sarısın, sararmış solmuşsun?
A
gönül, ne ateşsin ki her yelle yalımlanıp (Rüzgârla
alevlenip) yücelmedesin, alevlenip gönüllere ağmada;
Hayır-hayır,
sen ateşten de üstünsün, yelden de.
Her
neysen osun a gönül, ancak ben şu kadarını biliyorum ki şimdi sen, güneş gibi
göklerin perdelerini yırtmadasın.
Canım
sana feda olsun,
Yarabbi!
Ne
incisin (Şekil değiştirmeyen kıymetsin) sen a
gönül, ne gök değerini bilir, ne müşteri.
Otuz
yıldır, Mecnun gibi deli-divane oldum, senin ardında koştum durdum;
Hem
de bir adada yelip yorttum ki ne kuruydu, ne ıslak.
Haberim
yoktu ki varlığın tümü senmişsin;
Benim
fikrimse, imanla, kâfirlikle oyalanıp durmadaydı.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
**
Neler
öğrendik;
1. Şems Hazretlerini överek harekete
geçirebileceğimizi, parlaklığını görebileceğimizi öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin tanımamız gerektiğini, varlığımızı
kaplayacak güçte olduğumuzu, imanla, kâfirlikle uğraşmakla vakit kaybetmememiz
gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ