8 Aralık 2012 Cumartesi

SULTAN DİVANİ MESNEVİ’Sİ

Dervişlerin sırtındaki aba mezar, giydikleri külah mezar taşıdır.
Üzerlerinde paraya çevirebileceğin değerli bir nesne yoktur.

Ölmeden önce ölerek kendini çevresine zarar vermeyecek hale getirerek düşünce ve davranışlarını değişmeyen ölçülere göre ölçüp değerlendirendir.

Kendini hiç sayarak yaparsa fayda elde eder.
Kendi davranışlarının doğru ve haklı olduğunu kanıtlamaya çalışırsa fayda elde edemez.

Yani kendi kendine öz eleştiri yapması gerekir.
Kişiliğin oturması için bu gereklidir.

Toplumda yerini ve değerini doğru saptadıysan ve bunu kabul ettin ise buna göre duyuş ve düşünüşün oluşuyor ise ve kabul ettin ise kişiliğin oturmuştur.

Yanlış olan toplumsal değerler ile hayallerini birleştirip önüne bir kişi oluşturmuşsan önündeki bu kişiyi yok etmedikçe doğruları tanıman, anlaman, kabul etmen, beğenmen, yaşantına katman çok güçleşir.

Doğru yolda değilsen, kafan karışıktır, ne istediğini bilmez durumdasın demektir.

Sersemleme tesirinde olarak yaşantını tamamlamak istiyorsan senin tercihindir.
Başkalarını sorumlu tutamazsın.

Herkes hesabını kendi verecek.

Beni uyarmadılar, gerçekleri anlatmadılar, dikkatimi çekmediler suçlamasına girerek bu sorumluluktan kaçamaz ve bu bahaneye sığınamazsın.

Tanrı göz verdi, kulak verdi, akıl verdi üstelik ücretsiz cömertliğinden verdi.

Senden istenilen ve beklenilen yine kendi yararına olduğunu anlamadıysan, değerlendiremiyorsun, yani neye ne kadar önem vereceğine karar veremiyorsan, zamanı doğru kullanamıyor isen, zamanın ne ifade ettiğini değerlendirme yapamadığının kanıtı olarak görmelisin.

Anlayanlar ve cesur adımlar atabilenler bu söylenenleri önemserler.

Tanrıya inancın ifadelerini duyar ve görürsün, ancak mümin olman için hesap vermekten kaçmayıp cesurca önce kendi hesabını kendine vermelisin.

Aklın ve kalbin değerlendirmesinde ölçün önemlidir.

Tanrı inancı olup hesap vermekten kaçınan veya yanlışlarının üstüne inanç örtüsünü örtüp kalbini yatıştırmaya çalışman kendini aldatmaktan öteye gitmez.

Ölü tabiri kayıtsız kalmak, ilgilenmemek, farkına varmamak değildir.
Zararsız olmak ve hesap gününden önce kendini hesaba çekmektir.

Bu hesapta kul borcunu ödeyip tanrıya yaklaşmaktır.
Yaklaşmak ancak beğenilen ve istenenleri yapmakla, yasaklanmışlardan uzaklaşma ile olur.

Madem öldüm diyorsun bu sema etmekle kendi kendini yalanlıyorsun anlamına gelmiyor mu diye sorarsan özünü rahmete verenler sema ederler.((Kuru bir çay yaprağı suya(rahmete) özünü verdiği gibi)).

Sema düğündür, yakın olanlar oynar.
Bu davranış âşıkların davranışıdır.

Dem almak alkol alıp veya uyuşturucu bir maddeyle sarhoş olmak değildir.

Ben merkezli davranışlardan sıyrıldıktan sonra sen merkezli davranışları geride bırakarak o merkezli davranışları önemsemekle ve yaşantına geçirmekle dem almaya ulaşabilirsin.

Semanın sırrı: Bu sırra ulaşman için kendini yitirmen lazım.
Nereden geldin ise oraya gitmen gerekir.

Başlangıçta tanrının etrafında idik,
Geldiğimiz yer tanrının etrafıdır.

Yakınlaşma yolunu izleyerek bu sırra ereriz.<<vücudumuz ve bu yol dışındaki isteklerimiz yol almamıza engel olmaktadır.
Buna nefs diyoruz.

Enerjimizin büyük bir bölümünü dikkatlice bu konuya yönelterek kontrol etmemiz lazımdır.

Nefsi kendi haline bırakırsan seni daima kontrol eder ve tüm imkânlarını kendi isteklerine göre kullanmaya yönlendirir.

Kontrol edip egemenlik sağladığın zaman doğrulara ulaşır ve yaşantını doğrulara uygun gerçekleştirirsin.

Ahiret sırlarının başlangıcı olan bu davranışı gerçekleştiremezsen sonra davranışlarından faydalanamazsın ancak taklit ederek çevre baskısını azaltabilirsin.

Daha önce bu yolda gitmiş ve başarılı olmuşlar yol gösterebilirler.
Tanrı insanı muhtaç yaratmıştır.

Muhtaç olduğumuzu karşılamak için başka muhtaç olanların ihtiyaçlarını gidererek karşılarız.)

Önceki bir zaman Tanrıdan başka hiçbir şey yoktu.
Tanrı gizli bir hazineyken bilinmek istedi.

OL emriyle kendini görmek için ayna yarattı
Âdem’e hoşlukla bakarsan Tanrının aynası olduğunu anlarsın.

Beğendiğin insanları nokta olarak yan yana getirirsen bir hat oluşur.
Bu hat yol gibidir kimi beğendi ve önemsedi isen ne amaç taşıdığını kendi kendine anlarsın.

İnsan çok hızlı hareket ettiğinden kafan karışabilir, anlayamazsın.
Öncelikle sakinleş, içinde ve dışında sakinliği sağlamalısın.

Vehm ve merakın oluşturduğu zahmetler büyüklük yolunu açar.
Kâinatı zihninde kurulmuş bir daire oluştur.

Bu dairenin bir tarafından insanlar, diğer tarafından cinlerin tutuğunu bil, ve anla.
Seyrederler insanlar ve cinler.

Bu an Tanrı’dan başka bir şeyin olmadığını görürsün.
Doğru bir noktadır.

Aynanın görüneni sağ yana görünmeyeni sol yana koy.
Âdem kıymetlidir.
Rahmana aynadır.

Dairenin ortasından dem halinde iken nokta gibi seyreder.

Kendine gelince her şey aslına döndüğünden o aydınlık içinde herkes yok olur.(güneş’in doğup batması gibi) Temiz insan ancak kalır.

Tanrı ismini söyleyen anan kalır bu zaman.
Tanrı kuluna tesir eder bu zaman.

Bu yolda olanlara tanrıdan selam gelerek şüphe ve zannetmekten kurtulursun bu zaman.

Her şey belirli bir zaman sonra aslına döner.
Müminlere selam olsun.

Bu kesin bilgidir.
Bir olmanın, birlikte olmanın bildirilmesidir.

Buraya kadar birinci devrin işaretleri açıklandı.
Birinci devir tamam olunca ikinci devir başlar.

İkinci devir doğruyu bilme ile yok oluştur.
Bu devirde Tanrı âşıklarına selam eder.

Kendi gözünle görerek bilmen sağlanır.
İkinci devrin birliğini görüp tanıdın.

Üçüncü devre seçildi isen sağlam bilgilisindir.
Bu devre gerçekliğe hiç tereddüt etmeyenlerin yok oluşu derler.

Halkın bahsettiği ölüm bir daha geri gelinmeyen ölümdür, bizim bahsettiğimiz yok oluşun ölümüdür.

Tanrı ismiyle selam gelir.
Ölmeden önce ölerek kurtuldunuz, yok oluşla bana yol buldunuz

Şeyh varlığını yok ederek, ölmüş bir şekilde, Tanrı makamında durur.
Bu makam çeviri içindir.

Halkın dilinden tanrı’ya üç selam eder.
Tanrı’ya yakınlık işaretidir büyük âlimlerin işaretidir bu selam.

Başkasından bu yakınlığı işitmemişsindir.
Hazreti Monla-yı Rumi Şems esrarengiz bu yakınlığı gösterir.

 Bu yakınlık herkesin istediği yakınlık yolu aşk yoludur.
Evliyalar hep bu yolu işaret ederler.

Çoktur gizlenenlere işaret ancak evliya olanlar anlarlar.
Açıkta olanı inkâr eden göremez.

Kötü yaşayışı yaşayan kör sıçan gibidir.

(Göremez, ayırt edemez, önemini değerlendiremez, zamanlamasını yapamaz, başarma gücünü kendinde bulamaz, korkak davranır, kişisel menfaatlerini öne çıkartır, farklılıkları anlamaz, farklılıkları kavrayamaz, hayal âleminde kaybolur.)

Yaşantısında ve tercihlerinde dünya nimetlerine ulaşmak kişiyi kör ve sağır eder, doğru yolu bulamaz.

Celaled-din-i Rumi ay gibidir.
Güneşten aldığı ışığı karanlıkta kalanlara ay gibi parlayarak yollarını aydınlatır.

Yol göster Celaled-din-i Rumi.
Yıldızları toplarsın belki.

Yüzünle yansıttığın nurla dönüyorum.
Gece gündüz yanarım.

Bulunduğun sofranın delisiyim.
Kapında ölü bir köpeğim.

Bu sebeple ki âlemin tatlısıyım.

                                *

Mehmet Çelebi.
Afyonkarahisar mevlevi şeyhi.

                                ***

RAVLİ

Popüler Yayınlar