Üzerlerinde paraya çevirebileceğin değerli bir nesne yoktur.
Ölmeden önce ölerek kendini
çevresine zarar vermeyecek hale getirerek düşünce ve davranışlarını değişmeyen
ölçülere göre ölçüp değerlendirendir.
Kendini hiç sayarak yaparsa
fayda elde eder.
Kendi davranışlarının doğru
ve haklı olduğunu kanıtlamaya çalışırsa fayda elde edemez.Yani kendi kendine öz eleştiri yapması gerekir.
Kişiliğin oturması için bu gereklidir.
Toplumda yerini ve değerini
doğru saptadıysan ve bunu kabul ettin ise buna göre duyuş ve düşünüşün oluşuyor
ise ve kabul ettin ise kişiliğin oturmuştur.
Yanlış olan toplumsal
değerler ile hayallerini birleştirip önüne bir kişi oluşturmuşsan önündeki bu
kişiyi yok etmedikçe doğruları tanıman, anlaman, kabul etmen, beğenmen,
yaşantına katman çok güçleşir.
Doğru yolda değilsen, kafan
karışıktır, ne istediğini bilmez durumdasın demektir.
Sersemleme tesirinde olarak
yaşantını tamamlamak istiyorsan senin tercihindir.
Başkalarını sorumlu
tutamazsın.
Herkes hesabını kendi
verecek.
Beni uyarmadılar, gerçekleri
anlatmadılar, dikkatimi çekmediler suçlamasına girerek bu sorumluluktan kaçamaz
ve bu bahaneye sığınamazsın.
Tanrı göz verdi, kulak verdi,
akıl verdi üstelik ücretsiz cömertliğinden verdi.
Senden istenilen ve
beklenilen yine kendi yararına olduğunu anlamadıysan, değerlendiremiyorsun,
yani neye ne kadar önem vereceğine karar veremiyorsan, zamanı doğru
kullanamıyor isen, zamanın ne ifade ettiğini değerlendirme yapamadığının kanıtı
olarak görmelisin.
Anlayanlar ve cesur adımlar
atabilenler bu söylenenleri önemserler.
Tanrıya inancın ifadelerini
duyar ve görürsün, ancak mümin olman için hesap vermekten kaçmayıp cesurca önce
kendi hesabını kendine vermelisin.
Aklın ve kalbin
değerlendirmesinde ölçün önemlidir.
Tanrı inancı olup hesap
vermekten kaçınan veya yanlışlarının üstüne inanç örtüsünü örtüp kalbini
yatıştırmaya çalışman kendini aldatmaktan öteye gitmez.
Ölü tabiri kayıtsız kalmak,
ilgilenmemek, farkına varmamak değildir.
Zararsız olmak ve hesap
gününden önce kendini hesaba çekmektir.
Bu hesapta kul borcunu ödeyip
tanrıya yaklaşmaktır.
Yaklaşmak ancak beğenilen ve
istenenleri yapmakla, yasaklanmışlardan uzaklaşma ile olur.
Madem öldüm diyorsun bu sema
etmekle kendi kendini yalanlıyorsun anlamına gelmiyor mu diye sorarsan özünü
rahmete verenler sema ederler.((Kuru bir çay yaprağı suya(rahmete) özünü
verdiği gibi)).
Sema düğündür, yakın olanlar
oynar.
Bu davranış âşıkların
davranışıdır.
Dem almak alkol alıp veya
uyuşturucu bir maddeyle sarhoş olmak değildir.
Ben merkezli davranışlardan
sıyrıldıktan sonra sen merkezli davranışları geride bırakarak o merkezli
davranışları önemsemekle ve yaşantına geçirmekle dem almaya ulaşabilirsin.
Semanın sırrı: Bu sırra
ulaşman için kendini yitirmen lazım.
Nereden geldin ise oraya
gitmen gerekir.
Başlangıçta tanrının
etrafında idik,
Geldiğimiz yer tanrının
etrafıdır.
Yakınlaşma yolunu izleyerek
bu sırra ereriz.<<vücudumuz ve bu yol dışındaki isteklerimiz yol almamıza
engel olmaktadır.
Buna nefs diyoruz.
Enerjimizin büyük bir
bölümünü dikkatlice bu konuya yönelterek kontrol etmemiz lazımdır.
Nefsi kendi haline bırakırsan
seni daima kontrol eder ve tüm imkânlarını kendi isteklerine göre kullanmaya
yönlendirir.
Kontrol edip egemenlik
sağladığın zaman doğrulara ulaşır ve yaşantını doğrulara uygun
gerçekleştirirsin.
Ahiret sırlarının başlangıcı
olan bu davranışı gerçekleştiremezsen sonra davranışlarından faydalanamazsın
ancak taklit ederek çevre baskısını azaltabilirsin.
Daha önce bu yolda gitmiş ve
başarılı olmuşlar yol gösterebilirler.
Tanrı insanı muhtaç yaratmıştır.
Muhtaç olduğumuzu karşılamak
için başka muhtaç olanların ihtiyaçlarını gidererek karşılarız.)
Önceki bir zaman Tanrıdan
başka hiçbir şey yoktu.
Tanrı gizli bir hazineyken
bilinmek istedi.
OL emriyle kendini görmek
için ayna yarattı
Âdem’e hoşlukla bakarsan
Tanrının aynası olduğunu anlarsın.
Beğendiğin insanları nokta
olarak yan yana getirirsen bir hat oluşur.
Bu hat yol gibidir kimi
beğendi ve önemsedi isen ne amaç taşıdığını kendi kendine anlarsın.
İnsan çok hızlı hareket
ettiğinden kafan karışabilir, anlayamazsın.
Öncelikle sakinleş, içinde ve
dışında sakinliği sağlamalısın.
Vehm ve merakın oluşturduğu
zahmetler büyüklük yolunu açar.
Kâinatı zihninde kurulmuş bir
daire oluştur.
Bu dairenin bir tarafından
insanlar, diğer tarafından cinlerin tutuğunu bil, ve anla.
Seyrederler insanlar ve
cinler.Bu an Tanrı’dan başka bir şeyin olmadığını görürsün.
Doğru bir noktadır.
Aynanın görüneni sağ yana
görünmeyeni sol yana koy.
Âdem kıymetlidir.Rahmana aynadır.
Dairenin ortasından dem
halinde iken nokta gibi seyreder.
Kendine gelince her şey
aslına döndüğünden o aydınlık içinde herkes yok olur.(güneş’in doğup batması
gibi) Temiz insan ancak kalır.
Tanrı ismini söyleyen anan
kalır bu zaman.
Tanrı kuluna tesir eder bu
zaman.
Bu yolda olanlara tanrıdan
selam gelerek şüphe ve zannetmekten kurtulursun bu zaman.
Her şey belirli bir zaman
sonra aslına döner.
Müminlere selam olsun.
Bu kesin bilgidir.
Bir olmanın, birlikte olmanın
bildirilmesidir.
Buraya kadar birinci devrin
işaretleri açıklandı.
Birinci devir tamam olunca
ikinci devir başlar.
İkinci devir doğruyu bilme
ile yok oluştur.
Bu devirde Tanrı âşıklarına
selam eder.
Kendi gözünle görerek bilmen
sağlanır.
İkinci devrin birliğini görüp
tanıdın.
Üçüncü devre seçildi isen
sağlam bilgilisindir.
Bu devre gerçekliğe hiç
tereddüt etmeyenlerin yok oluşu derler.
Halkın bahsettiği ölüm bir
daha geri gelinmeyen ölümdür, bizim bahsettiğimiz yok oluşun ölümüdür.
Tanrı ismiyle selam gelir.
Ölmeden önce ölerek
kurtuldunuz, yok oluşla bana yol buldunuz
Şeyh varlığını yok ederek,
ölmüş bir şekilde, Tanrı makamında durur.
Bu makam çeviri içindir.
Halkın dilinden tanrı’ya üç
selam eder.
Tanrı’ya yakınlık işaretidir
büyük âlimlerin işaretidir bu selam.
Başkasından bu yakınlığı
işitmemişsindir.
Hazreti Monla-yı Rumi Şems
esrarengiz bu yakınlığı gösterir.
Bu yakınlık herkesin istediği yakınlık yolu
aşk yoludur.
Evliyalar hep bu yolu işaret
ederler.
Çoktur gizlenenlere işaret
ancak evliya olanlar anlarlar.
Açıkta olanı inkâr eden
göremez.
Kötü yaşayışı yaşayan kör
sıçan gibidir.
(Göremez, ayırt edemez,
önemini değerlendiremez, zamanlamasını yapamaz, başarma gücünü kendinde
bulamaz, korkak davranır, kişisel menfaatlerini öne çıkartır, farklılıkları
anlamaz, farklılıkları kavrayamaz, hayal âleminde kaybolur.)
Yaşantısında ve tercihlerinde
dünya nimetlerine ulaşmak kişiyi kör ve sağır eder, doğru yolu bulamaz.
Celaled-din-i Rumi ay
gibidir.
Güneşten aldığı ışığı
karanlıkta kalanlara ay gibi parlayarak yollarını aydınlatır.
Yol göster Celaled-din-i
Rumi.
Yıldızları toplarsın belki.
Yüzünle yansıttığın nurla
dönüyorum.
Gece gündüz yanarım.
Bulunduğun sofranın
delisiyim.
Kapında ölü bir köpeğim.
Bu sebeple ki âlemin
tatlısıyım.
*
Mehmet Çelebi.
Afyonkarahisar mevlevi şeyhi.
***
RAVLİ