Bir gün Mevlana Hazretleri
kendi medresesinde “ Mevlana Şemseddin-i Mardini veli bir adamdır, fakat o
kendini tanımıyor.
Onu kendisinden haberdar edin.
Çünkü velilerden bazısı:Kendi veliliğini bilmez,
Bazısı kendi velayetine vakıf olur (veli olduğunu bilir), fakat başka veliyi bilmez,
Bazı mükemmel ulularda kendi
velayetini (veliliğini) ve başkasınınkini ayn-el yakın (Kendi gözüyle görüp
aslını esasını bilerek) ile görür ve Hakk-el yakın (gerçekliğine hiç şüphe
duymadan gören gözü) ile bilir.
Onlar olgun sakilerdir.
(İnsan ruhuna Allah sevgisi,
Allah nuru saçan kimse) Ve Hazreti Muhammed’in Kevser kaynağından içerler.
Bizim bu Şemseddin’e bir gün
Tanrı erlerinden biri bir nazar atmıştı.
O mübarek nazardan beri
Şemseddin dünyanın eşi benzeri olmayan bir velisi oldu” buyurdu.
Dostlar bu hayırlı haberi
Şemseddin’e ulaştırıp “ Mevlana hazretleri bugün medresede bu kadar büyükler
arasında sizin hakkınızda böyle bir şahadette bulundu” dedikleri vakit, Mevlana
Şemseddin baş koyup sevindi ve
“ Mevlana’nın buyurduğu gibidir “ deyip şu hikâyeyi anlattı:
Buluğa ermiştim.
Bir gün Halep şehrinde
medresede tahsil ediyordum.
Hidaye kitabı ile meşguldüm.
Birdenbire bir dervişin
kapıdan girip benden su istediğini gördüm.
Hemen kalktım, su testisini
dervişe verdim ve malik (sahip) olduğum bir miktar yemeği de gönlü yaralı olan
bu dervişin önüne koydum.
Benim bu yerinde hareketimden
dervişin memnun olduğunu ve benim üzerime garip bir nazar attığını (baktığını)
gördüm.
Onun bu tatlı nazarından o
kadar zevk duydum ki, ihtilam oldum (beli gelerek boşalma) ve ben o hoşluk
içerisinde kendimi toplayıncaya kadar dervişin gidip kaybolmuş olduğunu gördüm.
O nazarın lezzeti hala benim
ruhumda duruyor.
Fakat Mevlana Hazretlerine
ulaştığım vakit bu büyüklüğü gördüm ve onun inayet nazarına nail oldum.
(Dikkat etme, gayret
gösterme, özenme, bağışlama, iyilik etme bakışına sahip olarak muradıma erdim)
0 evvelki nazarın tatlılığını
Mevlana’nın bu inayeti karşısında bir katreden (damla) daha az gördüm ve onu,
yüce nur karşısında bir zerreden daha az buldum.
Hamd ve minnet Tanrı’nın
olsun ki, Mevlana’nın inayet ve irşadı (Tarikatı ve Tanrı yolunu göstermesi)
ile veli tanıyan bir sultan oldum.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Mevlana hazretlerinin
dostlarının gelişme durumundan haberdar olduğunu öğrendik.
Velilerin derecelerini
öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin
velilikten üstün olan Kamil yaptığını öğrendik.
İşte böyle yaren,
Bir dervişe hizmet karşılığı
memnuniyetinden velilik bağışlandığını öğrendik.
Hizmet etmeye devam ettiğimiz takdirde kâmil insan olabileceğimizi öğrendik.
Yaren, bu işler terbiyeli bir
şekilde gönülden hizmet etmekle başlar ve bu yol böyle devam ederek nice
makamlara gider.
*
RAVLİ