Mevlana “ Vefa hoş mudur?” diye sordu.
Onlar “ Evet “ dediler.
Mevlana “ O halde şimdi siz vefaya sıkı sarılın “
buyurdu.Mevlana daima “ Erlerin vefası veya vefa hakkı için” diyerek yemin ederdi.
Şiir:
“ Tanrı vefasından ötürü
övünür ve başkasının ahdine (söz verme, yemin, And, yemin) benden daha vefalı
olan var mı? Dedi.
Mademki vefa köpeklerin
şiarıdır (alamet, ayırıcı işaret, ayırt edici adet ).
O halde git, onları ayıplama.
Mademki vefasızlık köpekler
için bir ayıptır,
O halde vefasızlığı nasıl
reva (uygun, yakışır, yerinde) görüyorsun”
Eğer Hintli bir köle
vefakârlık ederse,
Devlet onun için ‘ Tanrı onun
bekasını (devam etmesini) uzun etsin’ diye dua eder”
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler Öğrendik:
Vefalı olmak ve vefalı
davranmak Tanrı’nın uyguladığı ve uygulayan insanları sevip beğendiği bir
davranış olduğunu öğrendik.
Tanrı’nın önemsediği bu
davranışı Tanrı erlerinin de önemsediğini öğrendik.
Hoş (güzel, iyi, tatlı) olan
bu vefalı davranışı kişiliğimize kazandırmamız gerektiğini öğrendik.
Vefakârlık edeni ayıplamamak
gerektiğini öğrendik.
Vefakârlık edene Tanrı’nın
desteklediğini öğrendik.
VEFA
Bir şeyi yerine getirmek.Sözünde durmak.
Bağlılık.
Yapılan iyilikleri unutmamak.İyilikte bulunanlara misliyle veya daha fazlasıyla karşılık vermek
En büyük vefakârlık nedir?
Yüce Tanrı’yı tanımak,
Verdiği nimetlerin kıymetini
bilmek,
Sevgiyle bağlanarak hizmet
etmektir.
Ayette Allah “ Bana
verdiğiniz sözde durunuz ki, size verdiğim sözde durayım” buyurmaktadır.
(Bakara, 2/40)
*
İşte böyle yaren, kabul
edilebilmek için ahlaklı olman önceliklidir.Nedeni:
Allah insanı ruh ve beden
kabiliyetleri bakımından canlıların en mükemmeli kılmıştır.
Tin suresi (95/4)
surede “ en güzel biçimde yarattık” ifadesi bu hususu belirtmektedir.
İnsan serbest iradesi ile ya
bu kabiliyetlerini güzel kullanarak “Kamil (olgun) insan” olacak yahut da aksi
yönü tutarak şuurlu varlıkların ve canlıların en aşağı mertebesinde yer
alacaktır.
Şüphesiz (küfür kirinden)
nefsini arıtan kişi saadete kavuşmuştur.
Nefsini azdırıp (küfür ve
sapıklıklarıyla) paslatan kimseler de hüsrana (zarara, ziyana) düşmüşlerdir.(Şems suresi 91/9-10)
İnsanın üstün ruhi cephesi
yanında bir de bedeni cephesi vardır.
Yani iyilik de kötülük de
yapmaya yatkın bir kabiliyet ve yetenekle yaratılmış olduğunu anlıyoruz.
Yaren tercih senindir,
tercihinle yaptıklarının sonuçlarına katlanacaksın.
*
RAVLİ