8 Aralık 2012 Cumartesi

MEVLANA VE TÜKÜRÜK

İlahi gizli veli Hüsameddin-i Debbağ-i Mevlevi anlatmıştır:

Gençliğimde gözüm ağrımıştı.
Doktorların ilaçları ile iyi olmamış ve azmıştı.

Bir gün müritlerden bir derviş babama delalet edip (yol gösterip) “ Çocuğunu Mevlana Hazretlerine götür, ondan yardım iste de gözleri iyi olsun” dedi.

Bunun üzerine babam beni alıp Mevlana Hazretlerine götürdü.
Meğer o ulu kişinin de göz ağrısı vardı.

Benim içimden “ Kendi derdine çare bulamayan kimse, başkasınınkine nasıl çare bulur” diye geçti.

Mevlana derhal “ Hüsameddin, gözlerini görmem için biraz daha ilerle” buyurdu.

Ben ileri koşup baş koydum.

Mevlana iki mübarek parmağı ile tükürüğünü alıp gözlerime sürdü ve

“Oğul, bıçak kendi sapını kesmez.
Fakat başka bir yerde Zülfikarlık (kahramanlık) yapar.

Tanrı’nın âdeti ve kanunu böyledir:
Onun kulları birbirine muhtaçtır.

(Fakat) hakikatte bütün bu ihtiyaçlar Tanrı’yadır” dedi.
İkinci gün Yüce Tanrı’nın izni ve Mevlana’nın inayeti ile gözlerim açıldı.

Babam bir sema tertip edip büyükleri davet etti.
Evin bütün halkı mürit ve kul olduk.

Bu türlü garip kerametlerden her gün binlercesini müşahade (gözle görme) ettik.

Şimdi seksen yaşımda olduğum halde, başka bir zahmet ve dert görmedim.
Âlemlerin rabbi olan Tanrı’ya hamd olsun.

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

Hazreti Mevlana’nın ağzından çıkan tükürüğünün başkasına yaşam boyu rahatlık veren ilaç olduğunu öğrendik.

O mübarek ağızdan çıkan sözleri gözümüze sürme çekersek hastalıklardan kurtulacağımızı öğrendik.

Hazreti Mevlana’nın isteğini Tanrı kendi isteği olarak kabul edip yerine getirdiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Mevlana Hazretlerinin büyüklüğüne takılıp övgü boyutunda kalmamalıyız.
O güzel insan gibi olmaya çalışmalıyız.

En azından taklitle başlamalıyız.

O güzel insan yaşamının tamamını hizmet etmeye adamış, sırlarını az akıllının bile anlayacağı kadar açıklamıştır.

O güzel insanı seversen saygı gösterirsen, gönülden bağlanırsan verdiği sırların ne manaya geldiğini, yaşamını ne kadar sağlıklı ve güzel hale getirdiğini öğrenirsin, yaşarsın, görürsün, çevren de bunu tasdik eder.

Ey yaren,

Hazineyi gösterdik gördün ama hazine toprağa karışmıştır.
Uğraşarak altını topraktan ayırıp kullanılır hale getirmek senin çalışmanla olur.

Her şeye, her zaman ayırım yapmadan öncelikle hizmet ederek huyun haline getirmelisin.

Hizmet etmekle dua alırsın, beğeni kazanırsın.
Ben enayi miyim veya of dediğin an bizim topluluktan dışarı atılırsın.

Severek ve isteyerek hizmetle başla.
Ücretini de Hak’tan bekle.

                               *
RAVLİ

Popüler Yayınlar