7 Aralık 2012 Cuma

MEVLANA VE SEMA ESNASINDA NUR ENJEKTE ETMESİ

Olgun ahrarın (hür insan) makbulü şeyh Mahmud-i Neccar (Tanrı rahmet etsin) anlatmıştır ki:

 Bir gün mübarek medresede büyük bir sema vardı.

Zamanın ariflerinden şeyh Fahreddin-i Iraki o anda cezbelenip hırkası ve tahfifesi düşmüş (yükünü üstünden hafifletmiş) bir halde dolaşıyor ve bağırıyordu.

Mevlana Hazretleri de diğer bir köşede sema ediyordu.
Mevlana Ekmeleddin Tabib, bütün emirler ve bilginlerle seyrediyordu.

Semadan sonra, Ekmeleddin Tabib “ Hüdevendiğar, şeyh Fahreddin-i Iraki hakikaten bundan sonra hoş rüyalar görecek “ dedi.

Mevlana “ Eğer başını bu tarafa çevirip uyarsa..” buyurdu.
Nihayet şeyh Fahreddin Mevlana’nın inayet nazarına

(yardım eden bakışına) mazhar (sahip oldu) oldu.

Mevlana’nın müsaadesi ile Muineddin Pervane şeyh Fahreddin’i Tokat tarafına çağırdı ve onun için yüksek bir hanikah (tekke) yapılmasını emretti.

Fahreddin o hanikahın şeyhi oldu.
Şeyh Fahreddin daima medresenin sema’ında hazır bulunur ve Mevlana’nın büyüklüğünden bahisle ahlar edip:

“Hiç kimse Mevlana’yı gerektiği gibi anlayamadı.
O bu dünyaya garip olarak geldi, garip olarak gitti” derdi.

Şiir:

“ Dünyaya geldi,
Bize bir iki gün yüzünü gösterdi,

Fakat öyle çabuk gitti ki,
Kim olduğunu bile bilemedim.

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                       ***
Neler öğrendik:

Başını bu tarafa çevirip uyarsa..ne olur?.

Sema ederken Allah-Allah diyerek şeyh Fahreddin-i Iraki’nin kalbi Tanrı’dadır ve gönlü dünyadan tamamen boşalmıştır.

Hazreti Mevlana’ya baktığı an bu göz göze gelişte Mevlana bakışı ile ilahi nurla gönlünü doldurur.

O an Fahreddin ne aldığını ne kadar aldığını bilemez ama güzel bir şeyler aldığını hisseder.

Daha sonraki yaşamında ve çalışmalarında apaçık olarak bu aldığı nurun tesirini görerek hayır dualar eder.

                       *
RAVLİ

Popüler Yayınlar