Şehrin kasaplarına rastladı.
Kasaplar kesmek için bir öküz
satın almış ve boynuna ip bağlamış çekip götürüyorlardı.
Öküz ipi koparıp kasapların
elinden kaçtı.
Ahali öküzün arkasına düşmüş
bağırıp çağırıyorlardı.
Fakat hiç kimsenin ilerleyip
onu yakalamaya cesareti yoktu.
Birdenbire öküz, Mevlana’nın
karşısına çıktı ve hemen durdu.
Sonra yavaş-yavaş Mevlana’nın
önüne gelerek “Hal” ehlinin anlayacağı bir “Hal dili” ile aman diledi ve şikâyetler
etti.
Mevlana ilerleyerek öküzü
tuttu Mübarek elleriyle onu okşadı ve merhamet buyurdu.
Kasaplar onun arkasından
gelerek baş koydular.
Mevlana ” Bunu öldürmek doğru
değildir, bunu bırakın” buyurdu.
Kasaplar da bunu kabul ederek
öküzü serbest bıraktılar.
Bunun üzerine öküz yürüyüp
gitti.
Bir müddet sonra ulu
arkadaşlar arkadan gelip Mevlana’ya kavuştular.
Mevlana bilgiler saçmaya
başlayıp,
“ Kasapların öldürmek
istediği bu hayvan birdenbire kurtulup kaçtı,
Bize geldi.
Tanrının nihayetsiz
inayetinden ve bizim bereketimizden öldürülmek ve parça-parça edilmekten
kurtuldu.
Eğer insan da candan ve
gönülden Tanrı erlerine teveccüh eder ve mürit olursa Cehennem kasaplarının
ellerinden kurtulur ve ebedi Cennet’e ulaşır.
Buna hiç şaşmamalıdır.”
Bunun üzerine dostlar raks
edip dönmeye başladılar.
Sabahtan akşama kadar sema
ile meşgul oldular.
Müzisyenlere o kadar sarık ve
elbise verdiler ki, hesaba gelmez.
Derler ki, o azat edip
bırakılan öküzü hiç kimse bir yerde görmedi.
Konya sahrasında kaybolup
gitti.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Yaren,
Mevlana’nın kibarca dediğini
ben açıkça söyleyeyim.
Öküz bile olsan,
Candan ve gönülden Tanrı
erini ararsan,
Karşısına gelirsen,
Sakince yaklaşırsan,
Halini arz eder yardım
istersen,
Tanrı eri de sana yaklaşır ve
sever.
Tanrı erinin merhametimden
dolayı özgür kılınırsın,
Cehennemden kurtulursun,
Ebedi Cennette kalırsın.
Böylece seni param parça
etmek isteyenlerin elinden kurtulursun.
*
Sen öküzlükten çıktıktan
sonra insan olursun ki, öküz arayanlar seni asla bulamaz.
*
RAVLİ