2 Aralık 2012 Pazar

MEVLANA VE KONYA’NIN MUHASARASI

Sultan Veled’in yakın müritlerinden olan Muhammed Sakürci şöyle nakletti:

Dünyanın şehzadesi Keygatu Han Mevlana dünyadan göçtükten sonra Aksaray’a geldiği vakit kendisine boyun eğmeleri ve kendisini karşılamaları için Konya emirlerine ve Türklerine itibarlı bir elçi gönderdi.

Ayaktakımından bazı kimseler küstahlık ve zorbalıklarından elçiyi öldürdüler.

Bu haber padişahın kulağına gelince, fena halde kızarak, bütün askerlerin Konya üzerine yürümelerini, şehri kuşatarak bütün ahaliyi öldürmelerini, bütün mal ve mülklerini yağma etmelerini emretti.

Emirler ve vezirlerden hiçbirisi onun bu gazabını önleyemediler.

Bu haberi alan Konya halkı fena korktu, kendilerini kurtarmak için Mevlana’nın türbesine sığınmaktan başka çare bulamadılar.

Hep beraber kalkıp türbeye geldiler, ağlayıp sızladılar.

Keygatu büyük bir ordu ile şehrin etrafına geldiğinde bir gece Mevlana hazretlerini rüyasında gördü:

Mevlana büyük bir heybetle kendi kubbesinden dışarı çıktı ve mübarek sarığını başından çözüp onunla şehrin kalelerini kuşattı.

Sonra hiddet ve gazapla Keygatu’nun otağına girip parmaklarıyla boğazına sarılarak Keygatu’yu boğmak istedi.

O da feryat edip Mevlana’dan aman diledi.

Mevlana da ona “ Ey habersiz Türk, bu düşünceyi bırak, bu işten vazgeç, bu getirdiğin Türkleri mümkün mertebe süratle geri çekip arkadaşları yanına götür, yoksa canını kurtaramazsın” dedi.

Keygatu uykudan uyandığı vakit bütün emirlerini ve yakın adamlarını çağırdı.

Biz Keygatu’nun yanına gittiğimiz vakit o son derece bir korku içinde idi, vücudu titriyor ve ağlıyordu.

Biz bunun sebebini sormadan o, rüyasını anlattı.

Bütün noyinler (komutanlar) ve yakın adamları onun önünde baş koyarak “ Biz bunu düşünmüştük, bu şehir ve ülke Mevlana’nındır.

Bu ülkeye kim kast ederse onun nesli kurur, fakat ne yapalım ki padişahımızın korkusundan bir şey söyleyemedik “ dediler.

Bunun üzerine askerin geri dönmesi için emir çıktı.

Sabah olunca Keygatu bütün emirleriyle beraber bu mukaddes türbenin ziyareti ile şereflendi.

Ben de (Sakürci) o vakte kadar türbeyi görmemiştim.

Keygatu Sultan Veled’i çağırıp ona mürit oldu, kurbanlar kestirdi, Konyalı komşularına ve din büyüklerine sadakalar dağıttı, halkın günahın bağışladı ve gönül hoşluğu ile dönüp gitti.

Konya halkı çok sevindiler ve ona türlü-türlü hediyeler verdiler.
Benim de eski aşk ve sevgim bir iken bin oldu.

Sonunda Sultan Veled’e mürit oldum.
Bu nimet ve rahmetin teşekkür borcunu ödemek için hemen türbenin çeşmesini tamir ettirdim.

                                     ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

Mevlana Hazretlerinin Allah’ın izni ve sahip olduğu ruhaniyeti ile öldükten sonra da kendisine müracaat edenleri koruduğunu öğrendik.

Bedeni olmasa bile ruh gücüyle ve rüya yoluyla istediği amaca ulaştığını öğrendik.

İşte böyle yaren,

Sevdiğimiz saydığımız Hazreti Mevlana ve evlatları ve atalarına gönül bağıyla bağlanmamız gerektiğini öğrendik.

                     *
RAVLİ

Popüler Yayınlar