Bir gün Mevlana Hazretleri
kalenin hendeğinin kenarında duruyordu.
Birkaç fakih (din ve şeriat
eğitimi gören) Karatay Medresesinden çıktılar.
İmtihan maksadıyla Mevlana’ya
“ Eshab-ı Kehfin köpeği ne renkte idi” diye sordular.
Mevlana “ Rengi sarı idi:
Çünkü âşıktı.
Âşıkların rengi daima benim
rengim gibi sarı olur “ buyurdu.
Bunun üzerine bu fakihler baş
koyup mürit oldular.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Aynı renkte olmak
demek aynı şekilde duymak, düşünmek, davranmak olduğunu öğrendik.
2.
Hak âşıklarının
yüzünün sarı olduğunu öğrendik.
3.
Din ve şeriatı
(kanunlarını) öğrenen her şeyi herkesten çok biliyorum zannına düşecekleri için
gurura kapıldıklarını öğrendik.
4.
Bilgi elde
edildikten sonra konunun hakikatini anlayarak sonraki hakikate âşıklık yoluyla
gidileceğini öğrendik.
5.
Tanrı bilgisinin
sınırı olmadığını bilmeyenler bildiklerini son sanırlar ve kendilerini yoldan
ala korlar.
6.
Köpek sahibine
sadık olduğundan, sadıklık konusu işlenirken köpek üzerinden hikâye edilir.
*
RAVLİ