Bir gün Seyyid Burhaneddin-i
Muhakkik’in (Tirmizi) (Tanrı onun zikrini yüceltsin) hizmetinde tam bir huzurla
başımı önüme eğip oturmuştum.
O da Mevlana’nın
büyüklüğünden bahsediyordu.
Dedi ki:
“Çocukluğumda o sultanın
(Yani Mevlana’nın) lalası (Gezdiren, oyalayan),ve atabeği (eğitmen) idim.
Miraç zamanlarında yirmi
kereden fazla onu enseme alarak arşa götürdüm.
Nihayet bu yüceliğe ulaştı.
Benim onun üzerinde hakkım
vardır.
Onun benim üzerimdeki hakkı
ise benimkinin binlerce mislidir”
Bu hikâyeyi Mevlana
hazretlerine naklettiğim vakit, Mevlana:
“Öyledir ve yüz bin o kadar
misli daha hakkı vardır.
O hanedanın (Kökten asil ve
büyük aile) merhameti, ihsanı çok ve sonsuzdur” diye buyurdu ve bu beyti
söyledi.
“İnsanlara iyilikte bulun ki,
onların kalplerini kendine kul edesin.
İhsan (bağışlanan iyilik) çok
defa insanları kul eder.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Yaren,
Ben çalıştım, ben kazandım,
ben yoruldum enayi miyim ki başkasına karşılıksız bir şey vereyim diyen aslında
pintidir ama bu pintiliğini hak adalet perdesiyle perdelemeye çalışıyordur.
1.
Cömert olmaya
çalış ki şiddetten sonra kolaylık bulasın.
2.
Elin veren el
olmalı ki cehennemden kurtulasın.
3.
Cömert kişinin
yüzünde nur ve sevinç vardır. Çünkü cennette yoldaşı Hz. Muhammed’dir.
4.
Allah cennetin
kapısına “BURASI CÖMERTLER YERİDİR” Diye yazdırdı.
5.
Cimrilerin
(soysuz, alçak, dilenci, kıskanç) yeri ateşten başka yer değildir.
6.
Cimri asla cennet
yüzü göremez.
7.
Pintilerin (aşırı
derece cimri, eli sıkı) sanatı akılsızlıktır.
8.
Cehenneme gidecek
olan kibirlilerle ve şeytanla pintiler yoldaştır.
9.
İnsanlığınla
şöhret kazan, cömert ol, alçak gönüllülüğe çalış ki kalbinin yüzü parlak bir ay
gibi olsun.
10.
İyilik yapacaksan kendi elinle, kendi paranla, kendi
malınla yapmalısın.
11.
Kendi elinle
yapacağın, karşılık beklemeden yaptığın iyilik kıymetlidir.
12.
Vasiyet etsen de
öldükten sonra senin için hayır etmezler.
13.
Parandan
fakirlere, dervişlere hisse ayırmalısın.
14.
Yaşarken yaptığın
iyilik kıymetlidir.
15.
Bağışladığın
şeyden, açlıkla elden ayaktan düşsen bile geri isteme.
16.
Mal ve parada
sevinç arama.
17.
Bağışladığın şeyi
unut.
18.
Dünya sevinci
baştan sona bulanıklık, tasa, kaygı, gönül üzüntüsüdür.
19.
Dünyanın neşesi
arkasından ağlayış, yas gelir.
20.
Allah, çok
sevinçlileri sevmez. Ancak Allah’ın verdiği nimetlerden sevinirsen bu yerinde
bir sevinç olur.
21.
Bu dünyada
bolluk, genişlik, neşe aramak hatadır.
22.
İyilik, ihsan,
bağış, yiyecek, içecek mutluluk bulduklarında şükretmelisin.
23.
İYİLİK YAP Kİ
SENİ İYİLİKLE ANSINLAR.
24.
Ebedi iyi
dediklerimiz halkın malına el uzatmamışlardır.
25.
İyiliği gördüğün
kimselere doğru yolu göstermelisin.
26.
İyi işli kimseye
kötülük uğramaz.
27.
İyilik adına iş
yapan muhakkak huzur ve mutluluğu elde eder.
28.
İyi huylu olan
her zaman mutludur.
29.
İyi kimsede ilim,
cömertlik, Allah korkusu vardır. Bunlar yoksa manasız kuru bir gürültüsün.
30.
Önce kendine
iyilik yap da her şeyin manasını ara.
31.
Manaya
ulaşamadıkça yaptığın iyilik ortada kalmaz.
32.
Sen yaşarken,
çevrendekiler rahat uyuyorlarsa, toprak altında da sen rahat uyursun.
33.
Kapına gelen
garibi boş çevirme.
34.
Gönlü yaralı
olanların hatırını sor, onlara bak.
35.
Sen eğer bir şey
istemek için başkasının kapısına gitmiyorsan buna şükran olarak kapına bir şey
istemeye geleni kovma.
36.
İyilik yaptığın
zaman kendini görme.
37.
Senin eline
baktıkları halde, sen kimsenin eline bakmıyorsan Cenab-ı Hakka şükret.
38.
İyilik yaparken
karşındakinin konumuna, durumuna aklına bakarak hilecidir, ikiyüzlüdür diye
huyuna bakarak vazgeçme, iyiliği onlardan esirgeme.
39.
İyiliğini iyi
kimseye yaparsan hayır kazanmış olursun.
40.
İyiliği kötü
kişiye yapmışsan onu başka kötü iş yapmaktan ala korsun.
O hayırlıdır, faydalıdır.
Bütün hayır onun elindedir.
“(Resulüm!) De ki: Mülkün
gerçek sahibi olan Allah’ım!
Sen mülkü dilediğine verirsin
ve mülkü dilediğinden geri alırsın.
Dilediğini yüceltir,
dilediğini de alçaltırsın.
Her türlü iyilik senin
elindedir.
Gerçekten sen her şeye
kadirsin.” (AL-İ İMRAN, 26)
Ey yaren, iyilik et ki Allah
sana iyilik yapmak için sebep bulsun.
*
RAVLİ