Bir önceki” MEVLANA VE SAYGISIZLIK “ yazısı ile bağlantılıdır.
Bu olayın vukuundan önce
Mevlana Hazretleri bir azizin sema’ında sabahleyin erkenden ta gece yarısına
kadar heyecanlandı ve cezbelendi.
Çelebi Hüsameddin’i uyku
bastırmıştı.
Mevlana Hazretleri mübarek
ferecesini yastık yaparak “Çelebi, biraz başını koy da dinlen” dedi.
Çelebi Hüsameddin onun
emirlerine uyarak başını yastığa koydu ve uykuya daldı.
Uyku ile uyanıklık arasında
beyaz iri bir kuş geldi, Çelebi Hüsameddin’i yakalayıp dünya gözünde bir hardal
tanesi gibi gözükünceye kadar yükseğe çıkardı.
Sonunda meyveli, çiçekli,
ağaçlarla dolu olan bir dağın tepesine indirdi.
Çelebi yemyeşil ve neşe dolu
olan o dağı temaşaya daldı.
Sanki yüce Tanrı o dağı yeşil
zümrütten yaratmıştı.
Bir de baktı ki dağın
tepesinde insan başı gibi bir baş var.
O kuş, Çelebinin eline bir
kılıç verdi ve “ Bu dağın başını vur, Tanrı’nın emri böyledir” dedi.
Çelebi Hazretleri “ Sen
kimsin, adın nedir?” diye sordu.
O” Ben namus-u Ekber’im,
meleklerin tavusu Cebrail-i Emin’im” dedi.
Çelebi Hüsameddin o kılıçla
dağın başını vücudundan ayırdı.
Kuş onu tekrar kaldırıp aynı
yere getirdi.
Çelebi Hazretleri o rüyanın
heybetinden gözlerini açınca Mevlana Hazretlerinin karşısında durduğunu gördü.
Kalkıp baş koydu.
Mevlana” Sen, gördüğün bu
rüyanın tabirini hemen bu gün aynıyla göreceksin” dedi.
Sultan Rukneddin’in sema
tertip ederek şeyh Baba’yı Mevlana’nın huzurunda baba edinmesi o günde idi.
Hüsameddin Çelebi,
Rükneddin’i başı kesik ve ayaklarından asılmış bir vaziyette gördü.
Mevlana tarafına baktı
Mevlana” O rüyanın tabiri bu gördüğündür.” Buyurdu.
Şiir:
“ Senin göze görünmeyen gözün
(kalp gözü), görünen gözün gibi gayba (görünmeyen âleme) ait olan işleri ve
sırları müşahede (gözle görme) ve keşfeylemede üstattır.
Bu dünyadan ve bu dünyanın
ehlinden bu müşahede ve vergi eksik olmasın”
(Dünyada yaşayanlardan kalp
gözü ile görme eksik olmasın)
Ve o anda kalkıp hareket
etti.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Tanrı sevdiği
kulana önceden ne olacağını rüya yoluyla gösterdiğini öğrendik.
2.
Tanrı erlerinin
yakın dostlarına bir hüküm yerine getirilmeden önce münasip bir rüya ile
bildirildiğini öğrendik.
3.
Tanrı erlerinin
dostumuzu koruyamadık, yardım edemedik gibi kendini suçlu ve çaresiz görmemesi
için önceden bu Tanrı hükmüdür diye bildirildiğini öğrendik.
4.
Olan olayın bir
sebep olduğunu, aslında bir Tanrı hükmünün yerine getirilişini öğrendik.
5.
Tanrı dostlarına
yapılan terbiyesizliğin cezasız kalmayacağını öğrendik.
Yaren,
Dilinde Allah, elinde kuran,
her anlatışında peygamber efendimizin bir hikâyesini ballandıra- ballandıra
anlatanlara çok rastlamışsındır.
Burada senin sevdiğin ve
kapıldığın o yüce sözlerdir.
Yoksa o kişinin kendinden bir
değer bekleme onun sanatı övgü düzmektir.
Seni senden alıp karanlık
yerlere götürürler, yolunu kaybedersin.
Senin bütün birikimini alana
kadar da sana Kuran’la sihir yaparlar.
Tabii ki dinle, lezzetini al,
mutluluk deryasına dal ama o kişinin yaptığını asla sanma.
Yaren,
Mevlevi ailesi gördükleri
rüyaları birbirine anlatarak İlahi âlemden gelen haberleri anlamaya çalışırlar.
Kalp gözü böylece görmeye, gördüğünü
de doğru tanımlamaya alışır.
*
RAVLİ