“ Mevlana son derecede bir ululuk, bir nur ve bir heybete maliktir (sahip). “ diyerek övdü ve.
Mevlana Şemseddin-i Tebrizi
hakkında ise inkâr gösterdi.
(Yani bu özellikler onda yoktur
dedi)
Bunun üzerine Mevlana
Şemseddin-i Tebrizi:
“ Bir kimse batıla uyar ve
itikat ederse onda böyle bir nur ve heybet nasıl bulunur?
(Bir kimse sağlam olmayan,
temeli olmayan, boş bir şeye inanırsa onda nur da olmaz, heybet de olmaz)
Bir insanda bu hallerin
bulunması için onun batıla değil, Hakk’a inanması lazımdır.
(Bir insanda nur ve heybet
olması için Tanrı’ya sağlam inanması lazımdır)
Bundan başka “ Mevlana’nın
üzengisinin (hayvana binerken üstüne basılan demir halka) yanında elli velinin
gitmesi lazımdır” diyorsun.
Bir köre nasıl uyarlar?
Bir de
“ Velilerin alameti olur diyorsun.Sen kim, velilerin alametini bilmek kim!
İnsan aciz (beceriksiz) olduğu
vakit onun bu aczinden kalbinde ya bir aydınlık veya bir zulmet (karanlık) peyda
olur.
Çünkü şeytan aczinden (beceriksizlik)
zulmet (karanlık), melekler ise acizlerinden aydınlık içinde kaldılar.
Mecusi de bunu yapar.
Tanrı ayetleri de böyledir.
İşte insanlar mucize
karşısında aciz kaldıkları vakit secdeye kapandılar” dedi.
Dostlardan bazıları Mevlana hakkında:
“ Mevlana dünyadan el çekmiştir;
Fakat Şems-i Tebrizi dünyadan
el çekmemişlerdir. “ dediler.
Mevlana “ Sizin Şems
hakkındaki bu hükmünüz onu sevmediğinizdendir,
Eğer sevmiş olsanız, sizin
gözünüze onda ne tamah (doymazlık) edilecek bir şey var, ne de hoşa gitmeyecek
bir hal görünür.
Şiir:
“ Hoş görme gözü,Her türlü ayıba karşı kördür.
Hoş görmezlik,
Bütün fenalıkları ortaya
çıkarır.”
“ Senin bir şeye olan sevgin,
seni kör ve sağır yapar “
Sözündeki körlük ve sağırlık,
sevdiği şeyin ayıplarına karşı kör ve sağır yapar demektir.
Göz ayıpları görmeğe başlar
başlamaz, sevginin yok olduğunu bil!
Görmüyor musun ki, şefkatli
bir ana sevgili çocuğunun hiçbir şeyinden iğrenmez ve çekinmez.
Candan ve yürekten onun
müşterisidir.
Her ne kadar tekme atsa ve
pislese de o yine topal eşeğinden arlanmaz (utanmaz).
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Birbirini seven
ve dost olmuş kişileri birbirisi ile karşılaştırmanın yanlış olduğunu öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerinde ululuk nuru ve heybetinin görünür olduğunu öğrendik.
3.
Şems-i Tebrizi
Hazretlerinde bu ululuk nuru ve heybetinin sırlandığını (gizli olduğunu)
öğrendik.
4.
Açık ululuğu
herkes görebileceğini ancak gizli ululuğu Tanrı’ya tam inanan ve iman edenlerin
görebileceğini öğrendik.
5.
Velilerin
alametlerini bilmeyenin susmasının, mukayese etmemesinin gerektiğini öğrendik.
6.
Beceriksiz isek
ve imanımız var ise bize bilinmeyen aydınlatılarak görmemizin sağlandığını
öğrendik.
7.
Beceriksiz isek
ve imanımız zayıf ise karanlıklar içinde olarak zannetmekten öteye gitmeyen
bakışa sahip olacağımızı öğrendik.
8.
İmanımız kuvvetli
ise ayetleri aydınlık içinde görüp manasını anlayabileceğimizi öğrendik.
9.
Her şeyin
gerçekliği; ben ve ben merkezli görüş sahiplerinden saklanıp karanlıklar içinde
gizlendiğini, o kişiye görünmek istemediğini öğrendik.
10.
Gerçeği olduğu
gibi olarak sağlam iman sahibi kişilerin öğrenip kabul ettiğini öğrendik.
11.
Hoş görme gözü
ile bakarsak her türlü ayıbı görmeyeceğimizi (önemsemeyeceğimizi) öğrendik.
12.
Sevginin insanı
kör ve sağır yapacağını öğrendik.
13.
Birinin
ayıplarını görmeye ve söz etmeye başladıysak artık onu karşı sevgimizin yok
olmaya başladığını öğrendik.
14.
Hoş görüş ile
bakışın örneği annenin yavrusuna şefkatli bakışı olduğunu, yavrusunun hiçbir
şeyinden çekinmediğini, tiksinmediğini öğrendik.
15.
Kişi sahip olduğu
ve sahiplendiğinin kusur, hata, günah ve yaptığı pisliklere karşı
utanmayacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Sahiplenirsek, taraftar
olursak, acırsak, esirgersek, seversek karanlıklar içinde kalarak kendimizi kör
ve sağır ederiz.
Kör ve sağırın zanna dayalı
yanlış görüş sahibi olduklarından doğru uyarıları da dikkate almazlar.
Eğer sevmiyorsak zıt etmiş
oluruz ki o ne yapsa hata olarak yorumlarız.
Şems-i Tebrizi hazretlerini
Tanrı sırlarına sahip olduğunu ancak Mevlana hazretleri seviyesinde olanlar
anlar.
Biz Şems-i Tebrizi’ye yazdığı
aşk şiirlerinden ululuk sahibi olduğunu, nurla donandığını, sırlara sahip
olduğunu öğrendik.
Eğer Mevlana Hazretleri onu
arkadaş edinmeseydi, sevmeseydi gizli velilerin sultanı olarak diğer âleme
gidecekti.
*
Madem adını andık rüyada
kendisini gösterdiği Şemsi Tebrizi hazretlerini
Anlatayım.
7 Nisan 2008 pazartesi. Yer Afyonkarahisar Mevlevi Camii içi
Sema meydanı.
Uzun boylu.
Zayıf.Geniş ve üstü düz omuzlu.
Etrafında beyaz cübbeli 6 kişi.
Heybetli yürüyüşlü.
Beyaz cübbeli.Yüzü gülmüyor ama asık yüzlü değil.
Parlak beyaz yüzlü.
Başı büyük. Alnı geniş.
Çenesi dar.
Sakalsız. (köse)
Bıyıkları; Orta Asya bıyığı
gibi. (Moğol bıyığı) (virgül gibi)
Bıyığının biri, diğerinden
biraz aşağıda.
*
RAVLİ