Bütün doktorlar onun tedavisinden
aciz kalmışlardı.
Mevlana Hazretleri kendisini
ziyarete gitti, onu bu halde görünce sarımsak taneleri tedarik etmeleri ve
onları dövüp hastaya yedirmelerini emretti.
Doktorlar bu tedavi tarzından
haberdar oldukları vakit hastanın sıhhatinden tamamen ümitlerini kestiler.
Fakat Tanrının inayetiyle
(iyilikte yardım) ve onun erlerinin himmetiyle (emek ve gayretiyle) hasta hemen
o gece terleyip iyileşti.
Bunun üzerine doktorlar “ Bu
tedavi Mevlana’nın kudret elinin yaptığı bir tedavidir, yoksa bunun tıp
kaidelerinde ve hikmet kanunlarında yeri yoktur “ dediler.
*
Yine bir gün kıymetli
dostlardan Çelebi Celaleddin (Tanrı rahmet etsin) Mevlana Hazretlerine
uykusunun fazlalığından şikâyet etti.
Mevlana haşhaşın usaresini
(öz su, sıkılıp çıkartılan su) çıkarıp yemesini emretti.
O da bunu yaptı ve tamamıyla
uykusuz kaldı.
Hatta o derecede ki,
uykusuzluğun şiddetinden dimağı (aklı, şuuru) bozuldu.
Bunun için tekrar Mevlana’ya
müracaat etti.
Mevlana mübarek elini onun
başına sürdü ve o, bu hastalıktan kurtuldu.
Herkesin şunu bilmesi
lazımdır ki, Tanrı erlerinin bu kuvvet ve kudreti vardır ve bu kudret onların
öyle bir öz malı olmuştur ki,
Onlar hastalık ve zahmeti
mucip olan bir şeyi, sıhhat ve şifa sebebi,
Bilgisizliği bilgi, Aptallığı irfan (bilme, anlama)
Düşmanları dost yaparlar.
Şiir:
“ Bir
kul Tanrı’nın makbulü olursa, Bütün işlerde onun eli Tanrı’nın elidir.”
“ Velilerdeki kudret,
Tanrı’dandır.
Onlar isterlerse yaydan
fırlamış olan oku yolundan geri çevirirler.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Tanrı eri olursak Tanrı bize
kuvvet ve kudret verdiğini ve bunu öz malımız gibi kullanabileceğimizi
öğrendik.
Tanrı eri sadece kendisine
değil bütün dostlarına ve arkadaşlarına faydalı olduğunu öğrendik.
Bilgisizliğin bilgiye
değişebileceğini öğrendik.
Aptallığın anlama ve bilmeye
değişebileceğini öğrendik.
Düşmanlığı dostluğa
değiştirebileceğini öğrendik.
Zahmetli işleri kolaylığa
dönebileceğini öğrendik.
Hastalığın şifaya
dönebileceğini öğrendik.
Tanrı eri olunca Tanrı eli
olabileceğimizi öğrendik.
İşte böyle yaren,
Tanrının kudret nuru bizim
kullanımımıza verilirse bizim istediğimiz her ne varsa Tanrı kendi isteği
haline getiriyor ve gerçekleştiriyor.
Sanki kendimiz yapmışız gibi
oluyor.
Bir takım sebepler de bu işi
gizliyor.
Şimdi bu nur ile enerjiyi
birbirine karıştırmamalıyız.
Pozitif enerji denen ve tedavi
olarak kullanılan seni bu şekilde iyi olacağına inandırarak iç dinamiğini
harekete geçirmedir.
Kendilerinden bir enerji
aktarımı tedavi edecek seviyede değildir.
Kimi taş çeşitleriyle seni
inandırırlar.
Kimi uğur ve totem
oluşturarak inandırır.
Kimi başka çeşit bilgilerini
bu alanda etkenmiş gibi kullanırlar.
(Yüzüne, vücuduna ve
hareketlerine bakarak ne çeşit bir hastalık olduğunu anlayıp sanki doğaüstü bir
bilgi ile iyileştireceğine inandırma gibi)
Bunların hepsi yanılsama, göz
bağlayıcılık, yanılmaca (illüzyona) giren hareketlerdir.
Kendinde kendini onarma
enerjin varsa sonuç alınır.
Tanrı eri kendinde toplanmış
nuru hasta kişiye aktarması ile oluşan iyileşmede yanılsama, göz bağlayıcılık,
yanılmaca (illüzyona) yoktur.
Enerji tedavicileri olarak geçimini
sağlayanlar bilgisizliği bilgi, aptallığı irfan (bilme, anlama), düşmanları dost yapamazlar.
*
RAVLİ