3 Aralık 2012 Pazartesi

MEVLANA VE GÖRÜNMEYEN YÜZ

Şemseddin Muallim sema’da daima Mevlana Hazretlerinin karşısında şaşkın-şaşkın dururdu.

Diğer arkadaşlar velvele ve sema ile meşgul olurlardı.
Mevlana bir gün Şemseddin Muallim’e

“ Niçin karşımda durup dikkatli-dikkatli bakıyor, sema yapmıyorsun”  diye buyurdu.

Şemseddin Muallim baş koydu ve

“ Dünyada senin mübarek yüzünden başka bırakıp seyretmeye değer bir yüz var mıdır?

Bu kul, Hüdavendigar’ın mübarek yüzünü temaşa (seyretme) etmekte bulduğu zevk ve memnuniyet başka hiç kimsenin yüzünde bulamamıştır.” Diye cevap verdi.

Mevlana
“ Çok iyi, mübarek olsun;

Fakat bizim diğer bir gizli yüzümüz daha vardır ki, sen onu bu gözlerinle göremezsin.

O yüze teveccüh etmeğe ve o yüzü görmeğe cehdet (çalış, çabala).
Bu gözüken yüz kaybolunca o gizli yüzü görür ve derhal tanırsın.

Şiir:
“ Nuru perdesiz görmeye cehdet (Çalış, çabala)
Perde kalkınca körlük azalır.”

Güneş kursuna (yuvarlaklığına) keskin-keskin bakılmaz.
Çünkü güneş gözü ve basireti köreltir ve ondan sonra göz hiçbir şey görmez.

(Basiret:
kalp gözüyle bakarak eşyanın hakikatini görmeye yarayan bir kuvvettir.

Gözün görmesine sebep olan nura ‘Basar’(görme), kalp gözü ile görmesine ‘Basiret’ denir)

Şiir:

“ Ey dertle dolan göz, onun gölgesinde otur ve sakın bu durumda onun yüzüne bakma”
Bundan sonra Şemseddin sema ibadetine kalktı.

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

1.   Güzel ve nurlu bir yüzü seyretmenin iyi olduğunu öğrendik.

2.   O nurlu yüzün arkasında da bir yüzün olduğunu öğrendik.

3.   Gizli olup görünmeyen yüzün baştaki gözle görülemeyeceğini öğrendik.

4.   Ancak kalp gözüyle, görülebileceği öğrendik.

5.   Fazla nurlu kimsenin yüzüne devamlı bakılmaması gerektiğini öğrendik.

6.   Görme derdinde olmalıyız ama kör olmamak için dik-dik bakmamalıyız.

Yaren.

Başındaki gözle baktığın zaman eğer ışık varsa ve arada perde veya engel yoksa görürsün.

Kalp gözüyle baktığın zaman sana ışık görevini yapan nurla ve arada perde veya engel yoksa görebilirsin.

Hani rüya görürsün ya orada gördüğün cisimleri renkleri kalp gözün ile görürsün, ışığı da nurdur.

Bunu uyanıkken görme haline kalp gözüyle bakma diyoruz.

(Koyu ve açık ışıkta gördüğün rüyalar akıl ve nefsinle ilgilidir kalp gözü ile ilgili değildir)
Yani yaren, başkasının bakıp da göremediğini kalp gözüyle sen görürsün.

Perde iki türlüdür.

1.   Karanlık perde sen kendini hazırladıkça, çalışıp çabaladıkça Tanrı tarafından açılır.

2.   Aydınlık perde sen o parlak nurdan körleşmemen için sana perde konur, kuvvet kazandıkça Tanrı tarafından açılır.

(Engeller ve şaşırtmalar sır’a uygun olmayanlar için konur.)
Hazreti Mevlana’nın yüzünü görmek mi istiyorsun, dua et de görmek nasip olsun.

Çalış çabala da Sema’ya çık da orda gör.
Sen merakından istedin diye o yüzünü niye sana göstersin.

Yaren büyükler senin ayağına veya isteğine göre gelmezler.
Sen ne yap, yap onların katına gitmeye çalış.

Allah cümlemizin çalışmalarını bereketli kılsın.
Allah diğer âlemdeki büyüklerimizin eteklerinde toplanmak nasip etsin.

Âmin.

                                 *
RAVLİ

Popüler Yayınlar