5 Kasım 2012 Pazartesi

ŞEMSİ TEBRİZİ VE MEVLANA HAZRETLERİNE MEKTUP 30

Ebu Necip'e (Sühreverdî) dediler ki:
Mademki sen Allah'ı göremiyorsun, bu sana müyesser (Kolay) olmuyor, bari çileyi boz da dışarı çık.
Her tarafı dolaş.

Ola ki o seni görür; onun nazarına uğrarsın da çetin işlerin kolaylaşır. Kör Bedreddin'in damadı, Şahabeddin'in yanında sana başbuğluk erişmez diyordu.
Celâleddin'in vaazında geçen bu söz çok doğrudur.

Allah'ın sözünü, onun dilini, onun kulu nasıl bilir?
Allah kulu ol ki, Allah'ın dilini ve sözünü anlayabilesin.

Allah olasın demiyorum sana!
Küfür söz söylemiyorum.

Canlı varlıklar, cansız şeyler, felek boşluğunun güzelliği, bunlar hep insanlarda vardır, insanlarda olan hassalar (Özel nitelik, kuvvet, güç) ise bunlarda yoktur.

Yüce âlem sensin, gerçek budur!


Nasıl ki Allah, "Göklerim ve yerim beni kapsayamadı, ama imanlı bir kulumun gönlüne sığdım," (Kutsal hadis) buyurmuştur.

Ahmed'den Ahad'e (Bir) kadar açık bir mim den fazla bir şey yoktur.
Bu mim ise mananın perdesidir.

Mısra:

Sen aradan kalkan (Çıkan) o mimi cihan farz et!

Âdemoğlu ne kutludur!

Yedi iklime, bütün varlıklara değer.

Hele Âdemoğullarından Muhammed ümmeti (İnanıp bağlanan) olanlara ne mutlu! Muhammed'in gözü Muhammed değil mi?

Muhammed'in gözü aydın ki, sen ona ümmet  (İnanıp bağlanan) oldun.
Ona ümmet (İnanıp bağlanan) olunca, Hak Peygamber seninle iftihar eder, elini tutar.

Musa'ya, İsa’ya göstererek seninle öğünür; bu adam benim ümmetimdir (İnanıp bağlanan), der.

Hazreti Resul, o geniş yenleri ile Arş üzerinde ve Arş sakinlerine göstererek, bakınız, görünüz der.

Bir aralık ansızın bir sütun gözüne erişir, sonra görünmez olur. Kayıplara karışır.
Tertip ehli erenler, gitmeyi düşünürler ve o zamanı korurlar.

Onun etrafında toplanarak birlikte yürümek isterler.

Ben böyle birine selâm vermek isterim ki, kendisini uzaktan selamlayanlara karşı hem selâm alsın, hem de secde etsin.

Nihayet ondan ne çıkar ki ona umut bağlayacaksın, sana ne yapabilir? O bir kaç kişiye bak ki, senin gibi yirmi tanesini beslemeye yetişir. Gerektir ki o selâm versin, gönül alçaklığı göstersin, senden hiç yüz çevirmesin.

Ancak yakınlık yönünden olsun.
Şimdi hale ve işe bak ki, o, yarım selâm bile vermez

                  ***

MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6

                    ***
Neler öğrendik:

1.   Yalnızlığa çekilip ibadet ederek, düşünerek Allah’ı göremezsek arayış içinde gezmemizin gerektiğini öğrendik.

2.   Allah bu çalışmanı ve uğraşını görür yardım ederse bu arzumuza ulaşabileceğimizi öğrendik.

3.   Allah âlemine gitmemiş din bilgininin Allah’ı görmeyi sağlayamayacağını öğrendik.

4.   Allah’a sevgi ve hizmet yönünden bağlanmamız gerektiğini, ancak Allah’ın sözlerini anlayabileceğimizi öğrendik.

5.    Başka canlı ve cansız varlıklarda olmayan ama insanda özel nitelikler, kuvvetler, güçler olduğunu öğrendik.

6.    Ahmed isminin ortasındaki Mim (M) harfinin dünyayı temsil ettiğini ve Allah ile bir olmaya perde (Görmeye engel) olduğunu, bu perdenin kaldırılması gerektiğini öğrendik.

7.   Peygamber efendimize sevgiyle bağlanmak ile Allah’a bağlanmanın farklı bir bağlanma olmadığını öğrendik.

8.   Hazreti Muhammed kendisine sevgi ile bağlananları diğer peygamberlere gösterdiğini öğrendik.

9.   Allah’ın dünyayı kendini bilen kullarıyla süslediğini, o zamanda yaşayan kulların bu kulun etrafında toplanması ve yürümeleri gerektiğini öğrendik.

10.           Yakınlık yönünden selam veren, alçak gönüllülük gösterene Allah âleminin öğretildiğini öğrendik

İşte böyle yaren,

Allah âlemine yalnız başımıza ulaşamayız.

Ancak o âlemi görmüş de gelmiş olgun kişinin anlatımıyla bir şeyler öğrenebiliriz.

 
Allah âlemine gitmiş gelmiş insanı bulup yakınlık yönüyle yani bu konuya sıcak ve arayış içinde olduğun durumda iken selam vererek ve alçak gönüllülük göstererek anlattıkları anlayabileceğimizi anlayacağımızı öğrendik, anladık.

Yani yaren,

O mübarek kişinin verdiği aydınlıkta ve işaret ettiği yerde bir şey görebilirsin.

Yoksa sanılarla hayallerle uğraşır, ezberlediğini tekrar eder, görmediğin halde gördüm der, duymadığın halde duydum der, bilmediğin halde bildim der yalancılardan olursun ki halkın aferin demesi sana bir şey kazandırmaz.

                                     *

RAVLİ

Popüler Yayınlar