17 Kasım 2012 Cumartesi

MEVLANA VE NAMAZ

Şeyh Muhammed Hadim’den (Tanrı ona rahmet etsin) şöyle anlattı:

Mevlana Hazretleri, delikanlıların ağır kürkler giydikleri, fırın ve tandırların kenarında bile üşüdükleri şiddetli kışın ortasında medresenin damına çıkar, seher vaktine kadar binlerce ah ve nale (inleme, inilti) ile teheccüd (gece namazı) namazını kılıp cehitler (çalışma, çabalama) gösterirdi.

Sabah namazını da kıldıktan sonra damdan inerdi.
Mübarek çizmesini çektiğim zaman tabanının çatlaklarından kandamlaları akardı.

Arkadaşlar feryat edip ağlarlardı.

Mevlana Hazretleri:
“ Bizim sultanımızın da böyle hali yok muydu?” buyurdu.

Şiir:
“ Geceleyin ayakta durmadan Peygamberin ayakları şişmiş.
Nihayet Kuba halkı Peygamberin geceleyin uyumayıp uyanık kalmasından hırkalarını yırttılar.

Peygamber bunu, gelecek ve geçmişteki günahlarının bağışlanması için yapmıyordu.

Bunun hayf (haksızlığa uğramaktan) ve recadan (af edilmesini istemekten) değil de aşkın bir coşuşu olduğunu söylüyordu”

Ondan sonra abdestini tazeleyip ve kuşluk namazını kaba kuşluk, kaba kuşluk namazını da öğle vaktine kadar ifa eder ve:

“ Ben muallim olarak gönderildim.
Öğretim okulunda iken yakalandım.

Çünkü eğer biz bunlardan hiçbirini yapmazsak tamamıyla zühul (unutma ve gecikme) ve gaflet (dikkatsizlik) gösterir” derdi.

Şiir:
“ Bütün o cehit (Çalışıp, çabalama) ve korkudan değildi.
O, (akıbetinden) emindi, fakat o, bunu, sırf insanlara öğretmek için yapmıştı,

Ve daima vasiyet buyururdu ki, malınızın, neseplerinizin (soyunuzun), haleflerinizin (yerinizi dolduracak olanların) ve dostlarınızın çoğalması için çok namaz kılınız.

Kıyamet olduğu vakit de o namazlarla dostları teselli ediniz.
Hiç şüphe yok ki, namaz kılan ve Tanrı’ya ibadet eden kulun dünyalık ve ahretlik bütün istekleri hâsıl olur.

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

1.   Namazın aşkla kılınmasının peygamber ve velilerin işi olduğunu öğrendik.

2.   Namazın mallarımızı çoğalttığını öğrendik.

3.   Namazın soyumuzun çoğalttığını öğrendik.

4.   Namazın yerimizi dolduracakların olacaklarını öğrendik.

5.   Namazın dostlarımızı çoğalttığını öğrendik.

6.   Namaz kılanın dünyalık bütün isteklerinin yerine geldiğini öğrendik.

7.   Namazın ahiretteki bütün istekleri yerine getirdiğini öğrendik.

 
MEVLANAYA GÖRE NAMAZ

Namaz konusunda fazla durmuştur.
Ona göre namaz görünen suretten ibaret değildir.

Bu namazın başı tekbir, sonu selamdır.
Başı ve sonu olan her şey kalıptır.

Namazın ruhu eşiz ve sonsuzdur.
İstiğrak (kendinden geçip dünyayı unutmak), kendinden geçiştir ve bu kılınan namazdan daha iyidir.

Kalp huzuru olmadan kılınan namaz, namaz olmaz.
Namaz içtedir ve ruhun namazıdır.

Şeklen kılınan namaz geçicidir.
Sadece namaz kılmakla kendilerini gerçek Müslüman sananlar yetersiz kalırlar.

MEVLANAYA GÖRE AŞK

Maddi ve manevi sevgi ve bağların hepsi, gerçekte Tanrı’yı sevmek ve bilmektir.
Gerçek aşığa aşktan başka her şey haramdır.

İnsan birisine âşık olduğu zaman ne aşağılıklara katlanır!
Sevgilisine kavuşmak için her şeyini feda eder.

Âşıkla maşuk arasında tam bir teklifsizlik bulunması ne güzel şeydir!
İnsan her zaman göremediği, işitemediği ve düşünemediği bir şeye âşıktır.

Mecnun Leyla’nın hayaline âşıktı.

Mecazi bir sevgilinin hayali ona böyle tesir yaparsa, gerçek sevgilinin aşığa kuvvet, kudret bağışlamasına hayret etmemek lazımdır.

Suret aşkın feridir (nurudur, ışığıdır);
Çünkü aşk olmadan suretin değeri yoktur.

Aşk, sureti meydana getirir.
Tanrı aşkı ve muhabbeti her şeyin içinde vardır.

İnsan kendisini Yaratanı nasıl sevmeyebilir?
Bu sevgi onun özünedir;

Fakat bir takım engeller bunun duymasına mani olur.
Her şeyin sonu O’na varır.

Yani artık insan her şeyi Tanrı için sever, başkası için O’nun isteğinde bulunur ve bu aşk böylece Tanrı’da sonlanırsa, sonunda Tanrı’nın zatını da bulur.

Ahiret de, Hak da, dostluk ve muhabbet de gizlidir.
Asıl olan sevmektir.

İnsan kendisinde bu hissi duyunca, onu artırmak için çalışmalıdır.
Vücutlarımız bir arı kovanı gibidir;

Bu kovanın balı ve mumu da Tanrı’nın aşkıdır.
(FİHİ MAFİH. MAARRİF BASIMEVİ 1954 İSTANBUL Alıntı)
Allah bize aşk ile namaz kılmayı nasip ve kolay eyler inşallah.

Âmin.

                         *
RAVLİ

Popüler Yayınlar