Arada bir, onda tuhaf bir hal
zuhur eder, oraya birisi gitti mi kendinden geçer;
Yirmi gün o halde kalır, hali değişir, başka bir hale girerdi.
Tam yirmi gün sabah çağından
akşama kadar oynar ve dinlenmeden boyuna şöyle söylerdi:
İkimiz de yalnızız.
Ne dert var, ne tasa!
Hep neşeden ibaret
Ne gam var, ne keder!
Gönlü onunla beraber olan
nasıl olur da ölür?
Gönlünü ona ver.
Sevgili, gönlü sever!
Gönlün, onun aşkına müptela
olur, onun iştiyakına (Özlemine) tutulursa ölmezsin.
Ölüm, asla sana yakışmaz.
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,
500 yakın hikâye ve
açıklamalarla senin neye ne kadar önem vermeni,
Neler senin yolunda engel
olduğunu,
Neler sana nelerin yük
olduğunu,
Nelerin seni kirleteceğini,
Nereyi hedeflemen
gerektiğini,
Bu gidişatı nasıl yapacağını,
Bir-bir anlattık.
Sağlamlaştırmak için de devam
edeceğiz.
Yolcu sensin, varacak olan da
sensin, yararlanacak olan da sensin.
Sözlerimizde yanlış anlatım
olsa bile bütünlük içinde anlayışına doğru yerleştiğinden eminiz.
Senden hiçbir dünyalık
beklemeden sırf Allah rızasını kazanmak amacıyla var ve açık olan bu yol
incelikleriyle anlatıldı ve daha da anlatılacak.
Yaren bütün bunlar gönlünü
Allah’a vermeni nasıl yapman içindi.
Allah kendisine gönlünü
verirsen sever.
Dertten,
Tasadan,Gamdan,
Kederden kurtuluşu bu yolla elde edersin.
Elde edişin hep sevinçtir.
Ölümsüzlüğü mü arıyorsun?
Gönlünden Allah’ın aşkına
tiryaki ol hep özlem içinde ol.
***
RAVLİ